çocucuklarım kankeytalar çanakkale denildiği zaman ve türk milleti denildiği zaman gençler ne anlıyor

 

yemin ediyorum yukarıdaki yazıya uyucama 

saçma şey yazmmicam 



Sagot :

Bursa Türk Ocağı olarak yeni yapılacak Anayasamızda da Türklük kavramının ve bu kavramı ifade eden Türk kelimesinin dışlanmasına ve kanun metninden çıkarılmasına karşıyız.
Her Devletin adı, vatandaşlarının mensubiyetini de çağrıştıracak şekildedir.
Bunun içindir ki Almanya denildiği zaman Alman, Fransa denildiği zaman Fransız milletleri akla gelir.
1982 Anayasamızın başlangıcında belirtilen Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığı,Türk Devletinin bölünmez bütünlüğü gibi kavramlardan Türk kelimesini çıkardığınız zaman, korkunç bir boşluk oluşacaktır. Bu boşluğu Türkiyelilik kavramı ile doldurmak mümkün değildir.
1982 Anayasası başlangıç kısmında yer alan: “Türklüğün Tarihi ve Manevi Değerleri” ,kavramları da, Türk kelimesi kaldırıldığında, anlamsızlaşacak, tarihi kökenlerimiz yok edilecektir.
Bütün devletlerde, devletin ana unsuru olan millet, farklı ırklardaki kişilerden oluşabilir.
1982 Anayasamızın “ Kanun Önünde Eşitlik “ başlıklı 10. Maddesince; “ Herkes dil,ırk,renk,cinsiyet,siyasi düşünce,felsefi inanç,din,meshep vb.sebeplerle ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşittir.” Hükmü konulduğunda da, millet topluluğu içinde, farklı ırk ve dilleri konuşan insanların olacağı kabul edilmiştir.Önemli olan, bu farklılıklara rağmen, herkese, kanunlar uygulanırken eşit davranmaktır.
Olağanüstü dönemlerde bunun yapılamamış olması, yapmayanlar açısından suçtur .
Şimdi o suçlarla suçlananlar, yargılanmaya başlanmıştır.
Anayasaya aykırı uygulama yapanları, geç de olsa yargılamak mümkün iken, Devletin temelini teşkil eden kavramları Anayasa’ya koymamak kaos yaratacaktır.
Günümüzde önemli olan insnaların ırkı değil, mensubiyet şuurudur.
Bunun en güzel örneğinİ; Bir başka dil veya dilleri serbest bırakmak, kullanılır olmasını sağlamak için, “Boşnak’ cayla da, yayın yapamazsınız, Biz Boşnaklar, kendimizi Türk olmak dışında başka bir millete mensup kabul etmiyoruz” diyen Boşnaklar göstermiştir.
Aynı şekilde Arnavutların, Makedonların, Pomakların da farklı bir talepleri olmamıştır.
Hiç bir anadili, o dili konuşanların sayısı ne kadar az olursa olsun, küçümsemiyoruz. Ancak, farklı dili konuşanların sayılarının çok olması da, Devlet bütünlüğünü tehtid edecek  şekilde “eğitim dili” kabul edilerek Anayasa’nın teminatı altına alınmamalıdır.
Her hareketin, fikri alt yapısı vardır.
Balkan Savaşlarından itibaren, Osmanlı Devletinin her gün kötüye gittiğini gören 190 genç Askeri Tıbbiye öğrencisinin gayretleri sonucunda kurulan Türk Ocakları da, bütünüyle Çanakkale, Sakarya Savaşlarında şehit düşseler de, karamsarlığa yer olmadığını, bu aziz Türk milletinin kurtuluşunun mümkün olduğunu, kabul ettirmişlerdir.
Onların bu gayretleri, Mustafa Kemal’in milletin kurtuluşunun kendi azim ve kararlılığında olacağı düşüncesiyle ve bu düşüncesini açığa vurmasıyla perçinlenmiştir.bunu buldum .:)