Sagot :
Uçsuz bucaksız, büyük denizlerin birisinde yaşayan balık kendisine arkadaşlık edecek birisini arıyorduKendisini o kadar yalnız hissediyordu
ki denizin en derin ve en sığ yerlerine gidiyor, oralarda günlerce kalıyor ve hep bir arkadaşın özlemini duyuyordu Bundan aylar önce, küçük bir
kumsalın sığ sularında bir yengeçle karşılaşıverdi tesadüfen, yalnız bir yengeçti bu da bizim zavallı balık gibiYengeç, bilerek mi bilmeyerek mi
bilinmez,balığı öyle bir etkiledi ki balık bir anda yengece tüm kalbi ile güvendi ve onun iyi bir arkadaş olacağına inanıverdi Aslında pek çok
tereddüdü vardı bu arkadaşlıkla ilgili ama "birlikte mutlu olacaksak hangi engele takılalım ki, bizi kim durdurabilir, kim ayırabilir ki" diye
düşünüyor, birlikte mutlu olabilmeleri için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyordu Yengeci uzun zamandır arkadaş zanneden balık, ona denizin
derinliklerinde sakladığı benliğini, güzellik ve çirkinliklerini sundu, hem de hiç sakınmadan, hiç korkmadan, hatta hiç düşünmeden Yengeç diyordu ki
"seni her yönünle seviyorum, her şeyinle kabul ediyorum" ama aslında bir türlü kabul edemiyordu bir şeyleri
Yengeç bu arkadaşlıktan nedense çabuk sıkıldı, belki de korktu ve zamanla kaçmaya başladı balıktan Yengeç balığın sudan çıkamayacağını biliyordu,
onu sadece sığ sularda görebiliyordu ve balık kalbi kadar engin denize aitti, kendisi ise küçücük, kimsenin uğramadığı kumsala çakılıp kalmıştı
Öyle körü körüne bağlanmıştı ki o kara parçasına ne kendisinin kurtulmaya cesareti vardı ne de kara parçası onu bırakmaya niyetliydi Yengeç çözümü arkadaşlıklarını bitirmekte buldu sonunda, artık balıktan sürekli kaçacak, onu mutsuz edecek, canını acıtacak ve kendisinden nefret etmesini
sağlayacaktı Zavallı balık ise yengeci her şeyiyle seviyor ve onu tamamen kabul ediyordu, yengeç ne yaparsa yapsın hep gözünde ilk baştaki yengeç
canlanıyor ve ona bir türlü kızamıyordu En mutlu günlerinde bile yengecin yaptıklarından dolayı acı çeken balıkta aslında karaya ait olmadığını
biliyordu, nefes alamazdı ki karada, ölüverirdi hemen, kaybederdi denizin ona verdiği tüm güzellikleriYengeçle sürekli birlikte olamayacakları ilk
günden beri belliydi ama belki de yengeci ikna edebilecekti bir gün, belki yengeç kurtuluverecekti kendini karaya bağlayan o güçlü bağlarından, belki
mutlu olacaklardı denizin serin sularında hep birlikte Zaten yengeçte sudan çıkıp gelmemiş miydi o küçük kumsala
Yengeç küçük kara parçasını, engin denizi ve zavallı balığı düşündükçe daha da çaresizleşiyor, daha çok korkuyor ve minicik kafası karışıveriyordu
Mutluluk neredeydi acaba? Balık onun için iyi bir arkadaş mıydı? Ya deniz, deniz balığın söylediği gibi güzel miydi, yoksa korkunç muydu? Balıkla
denizde başarabilecekler miydi, yoksa bir gün bir şekilde büyük balıklara yem mi olacaklardı? Zamanla bu düşüncelerden sıkıldı artık ve balıktan
kurtulmaya karar verdi, zaten huzurunu kaçıran, kafasını karıştıran, rahatını bozan o değil de kimdi? Hem arkadaş olmayı da o istememiş miydi
zaten, balıktı arkadaşa muhtaç olan, engin denizde yalnız başına yüzen
Yengeç yavaş yavaş, sinsice planını yaptı, önce ona bazı sözler verecek sonra onları nasıl olsa tutmayacaktı, sonra balık ona kızacak, ondan
uzaklaşacaktı, ne kadar istese de güvenemeyecekti yengece Zaten güven olmayınca arkadaşlık neye yarardı ki? Sürer miydi daha fazla? Sonra bir gün, balığın hiç beklemediği bir anda kuyruğundan,en güçlü en övündüğü yerinden yakalayacak ve canını öyle bir acıtacaktı ki balık bir daha denizin
derinliklerinden çıkamayacak,kendisini sürekli saklayacak ve sığ sularda bir daha dolaşmayacaktı
Yengeç balığın en mutlu günlerinden birisini seçti ve harekete geçti;önce koca kıskacı ile aniden kuyruğunu yakaladı ve sonra verebileceği en büyük
acıyı verdi zavallı, saf balığa Balık şaşkınlık içinde kendisini kurtarmaya çabaladı ve yengeç ona izin verdiğinde denizin mavi, tuzlu
sularına dalıp derinlerde kayboldu Kendi gölgesinden bile ödü kopan yengeç, kendince; o korkak, kararsız benliğince, en doğru kararı vermişti ve kumsala bir kat daha bağlanmıştı Artık ne kumsaldan ayrılacaktı, nede balığın beraberinde getirdiği sorunlarla uğraşacaktı, rahattı, huzurluydu Balık ise bir daha hiçbir sahile yaklaşamayacak kadar korkmuş ve acı çekmişti, bir zaman acısı çok fazla artmıştı ve hep aynı soruyu kendisine
sormuştu;"neden?" Sonunda balık yengeçten nefret etmeyi başardı, hatta ona, verdiği karardan dolayı saygı duydu ama anlayamadığı bir şeyler kaldı
kalbinde; yaşadıkları tüm o güzel günler neden yanlış birisiyle yaşanmıştı ki, neden böyle olması gerekmişti, hepsine tecrübe deyip geçmek kolay mıydı gerçekten, yoksa balık kendisinden bir şeyler kaybetmiş miydi
ki denizin en derin ve en sığ yerlerine gidiyor, oralarda günlerce kalıyor ve hep bir arkadaşın özlemini duyuyordu Bundan aylar önce, küçük bir
kumsalın sığ sularında bir yengeçle karşılaşıverdi tesadüfen, yalnız bir yengeçti bu da bizim zavallı balık gibiYengeç, bilerek mi bilmeyerek mi
bilinmez,balığı öyle bir etkiledi ki balık bir anda yengece tüm kalbi ile güvendi ve onun iyi bir arkadaş olacağına inanıverdi Aslında pek çok
tereddüdü vardı bu arkadaşlıkla ilgili ama "birlikte mutlu olacaksak hangi engele takılalım ki, bizi kim durdurabilir, kim ayırabilir ki" diye
düşünüyor, birlikte mutlu olabilmeleri için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyordu Yengeci uzun zamandır arkadaş zanneden balık, ona denizin
derinliklerinde sakladığı benliğini, güzellik ve çirkinliklerini sundu, hem de hiç sakınmadan, hiç korkmadan, hatta hiç düşünmeden Yengeç diyordu ki
"seni her yönünle seviyorum, her şeyinle kabul ediyorum" ama aslında bir türlü kabul edemiyordu bir şeyleri
Yengeç bu arkadaşlıktan nedense çabuk sıkıldı, belki de korktu ve zamanla kaçmaya başladı balıktan Yengeç balığın sudan çıkamayacağını biliyordu,
onu sadece sığ sularda görebiliyordu ve balık kalbi kadar engin denize aitti, kendisi ise küçücük, kimsenin uğramadığı kumsala çakılıp kalmıştı
Öyle körü körüne bağlanmıştı ki o kara parçasına ne kendisinin kurtulmaya cesareti vardı ne de kara parçası onu bırakmaya niyetliydi Yengeç çözümü arkadaşlıklarını bitirmekte buldu sonunda, artık balıktan sürekli kaçacak, onu mutsuz edecek, canını acıtacak ve kendisinden nefret etmesini
sağlayacaktı Zavallı balık ise yengeci her şeyiyle seviyor ve onu tamamen kabul ediyordu, yengeç ne yaparsa yapsın hep gözünde ilk baştaki yengeç
canlanıyor ve ona bir türlü kızamıyordu En mutlu günlerinde bile yengecin yaptıklarından dolayı acı çeken balıkta aslında karaya ait olmadığını
biliyordu, nefes alamazdı ki karada, ölüverirdi hemen, kaybederdi denizin ona verdiği tüm güzellikleriYengeçle sürekli birlikte olamayacakları ilk
günden beri belliydi ama belki de yengeci ikna edebilecekti bir gün, belki yengeç kurtuluverecekti kendini karaya bağlayan o güçlü bağlarından, belki
mutlu olacaklardı denizin serin sularında hep birlikte Zaten yengeçte sudan çıkıp gelmemiş miydi o küçük kumsala
Yengeç küçük kara parçasını, engin denizi ve zavallı balığı düşündükçe daha da çaresizleşiyor, daha çok korkuyor ve minicik kafası karışıveriyordu
Mutluluk neredeydi acaba? Balık onun için iyi bir arkadaş mıydı? Ya deniz, deniz balığın söylediği gibi güzel miydi, yoksa korkunç muydu? Balıkla
denizde başarabilecekler miydi, yoksa bir gün bir şekilde büyük balıklara yem mi olacaklardı? Zamanla bu düşüncelerden sıkıldı artık ve balıktan
kurtulmaya karar verdi, zaten huzurunu kaçıran, kafasını karıştıran, rahatını bozan o değil de kimdi? Hem arkadaş olmayı da o istememiş miydi
zaten, balıktı arkadaşa muhtaç olan, engin denizde yalnız başına yüzen
Yengeç yavaş yavaş, sinsice planını yaptı, önce ona bazı sözler verecek sonra onları nasıl olsa tutmayacaktı, sonra balık ona kızacak, ondan
uzaklaşacaktı, ne kadar istese de güvenemeyecekti yengece Zaten güven olmayınca arkadaşlık neye yarardı ki? Sürer miydi daha fazla? Sonra bir gün, balığın hiç beklemediği bir anda kuyruğundan,en güçlü en övündüğü yerinden yakalayacak ve canını öyle bir acıtacaktı ki balık bir daha denizin
derinliklerinden çıkamayacak,kendisini sürekli saklayacak ve sığ sularda bir daha dolaşmayacaktı
Yengeç balığın en mutlu günlerinden birisini seçti ve harekete geçti;önce koca kıskacı ile aniden kuyruğunu yakaladı ve sonra verebileceği en büyük
acıyı verdi zavallı, saf balığa Balık şaşkınlık içinde kendisini kurtarmaya çabaladı ve yengeç ona izin verdiğinde denizin mavi, tuzlu
sularına dalıp derinlerde kayboldu Kendi gölgesinden bile ödü kopan yengeç, kendince; o korkak, kararsız benliğince, en doğru kararı vermişti ve kumsala bir kat daha bağlanmıştı Artık ne kumsaldan ayrılacaktı, nede balığın beraberinde getirdiği sorunlarla uğraşacaktı, rahattı, huzurluydu Balık ise bir daha hiçbir sahile yaklaşamayacak kadar korkmuş ve acı çekmişti, bir zaman acısı çok fazla artmıştı ve hep aynı soruyu kendisine
sormuştu;"neden?" Sonunda balık yengeçten nefret etmeyi başardı, hatta ona, verdiği karardan dolayı saygı duydu ama anlayamadığı bir şeyler kaldı
kalbinde; yaşadıkları tüm o güzel günler neden yanlış birisiyle yaşanmıştı ki, neden böyle olması gerekmişti, hepsine tecrübe deyip geçmek kolay mıydı gerçekten, yoksa balık kendisinden bir şeyler kaybetmiş miydi
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.