şiir ve gelenek hakkında yazı

 



Sagot :

şİİR ve GELENEK
Gelenek, bir toplumda çok eskilerden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa aktarılan, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlardır.
Edebiyatımızda belli başlı üç gelenek görülmektedir:
1- HALK ŞİİRİ GELENEĞİ
2- DİVAN ŞİİRİ GELENEĞİ
3- MODERN ŞİİR GELENEĞİ
A- HALK ŞİİRİ GELENEĞİ ÖZELLİKLERİ:
1- Kullanılan dil halkın kullandığı dildir
2- Halk değimlerine ve güzel halk söyleyişlerine yer verilir
3- Şair şiirlerini saz eşliğinde belli bir ezgi ile söyler
4- Nazım birimi dörtlüktür.
5- Hece ölçüsü kullanılmıştır.(7 li,8,li ve 11 li)
6- Yarım kafiye kullanılmıştır. Rediften de yararlanılmıştır.
7- Tabiatla ilgili benzetmelerden yararlanılır.
(Boy serviye, yüz aya, kaş kaleme, diş inciye yanak güle v.s.)
8- Aşk tabiat, ayrılık, hasret, ölüm, yiğitlik, toplum, din, zamandan şikâyet sık işlenen konulardır.
9- Şair son dörtlükte adını söyler. 
B- DİVAN ŞİİRİ GELENEĞİ ÖZELLİKLERİ:
1- Aruz üçlüsü kullanılır.
2- Nazım birimi beyittir.
3- Süslü ve sanatlı bir dil kullanılır.
4- Biçimsel kalıplar vardır.
5- Konuları genellikle aşk, şarap, kadın ve Allah sevgisidir
6- Sosyal konular fazla işlenmez
C- MODERN ŞİİR GELENEĞİ ÖZELLİKLERİ:
1- Serbest ölçü kullanılır.
2- Kafiye ve redif çok sık olmamakla beraber birlikte kullanılır.
3- Söz sanatlarına çok fazla yer verilir.
4- Sade ve anlaşılır bir dil kullanılır.
5- Şiirlerin temaları çok farklıdır.
6- Şairler kendilerine has imgeler oluştururlar.
7- Konularda bireysellik ön plandadır.
8- Şairler kendi benlerini şiirlerine yansıtırlar.
9- Şiirin biçimsel kalıpları yoktur. Kimi şair dize, kimi beyit, kimi dörtlük kullanır.
başarılar canım. :D

iir geleneği daha önce yaşamış şairlerin eserleriyle oluşmuştur. Geleneği oluşturan şairler arasında sanat anlayışı bakımından ilişki vardır. Halk ve aydın, tarihi akış içerisinde kendi dilleriyle kendi şiirgeleneklerini oluşturmuşlardır.

Bir toplumda kuşaktan kuşağa iletilen kültürel değerlere, alışkanlıklara bilgi, töre ve davranışlara gelenek denir. Düğün geleneği,mevlid geleneği,bayram geleneği. gibi.

 

Şiir geleneği daha önce yaşamış şairlerin eserleriyle oluşmuştur. Geleneği oluşturan şairler arasında sanat anlayışı bakımından ilişki vardır. Halk ve aydın, tarihi akış içerisinde kendi dilleriyle kendi şiir geleneklerini oluşturmuşlardır.

Mesela Murat Çobanoğlu, geleneği Türk edebiyatının başlangıç tarihine dayanan halk edebiyatının bir temsilcisidir. O, dörtlüklerle ve hece vezniyle şiir kozasını oluştururken içinde yaşadığı kültürel ortamın etkisiyle farklı kavramlara ve kelimelere yer vererek geleneğin içinde özgünleşmiştir.

Türk edebiyatında üç şiir geleneği vardır:

1- Halk Şiiri Geleneği ve Özellikleri

* Halkın içinden yetişmiş ve çoğu okur-yazar olmayan sanatçılar tarafından oluşturulmuştur. 
*Şiirler, sade bir halk Türkçesiyle söylenmiştir. 
*Nazım birimi olarak dörtlük kullanılmıştır. 
*Hece vezni kullanılmıştır. 
*Kafiyeye önem verilmiştir. 
*Aşk, tabiat,tasavvuf,yiğitlik gibi konular işlenmiştir. 
*Şiirler hazırlıksız olarak söylenmiştir. 
*Genellikle yarım kafiye kullanılmıştır. 
*Gelenek usta-çırak ilişkisiyle bugüne kadar gelmiştir. 
*Koşmasemaivarsağıdestanilahinefesmanitürkü gibi nazım şekillerivardır. 
*Halk şiiri geleneğinin en güçlü temsilcileri Karacaoğlan, Aşık Seyrani, Pir Sultan AbdalDadaloğluYunus Emre, Kaygusuz Abdal, Erzurumlu Emrah,Gevheri'dir. 
*Bu geleneğin son dönem temsilcileri arasında Aşık Veysel, Murat Çobanoğlu ,Aşık Reyhani, Aşık Şeref Taşlıova ve Aşık Mahzuni Şerif'nin önemli bir yeri vardır.

2- Divan Şiiri Geleneği ve Özellikleri

*Divan edebiyatı, saray ve çevresinde gelişen ve aydın zümreye hitap eden bir edebiyattır. "Klasik Türk Edebiyatı" ismiyle de anılır.

*Bu döneme ait şairlerin, şiirlerini topladıkları "divan" adı verilen birer defterleri vardır. Her şairin bir divanı olduğu için, divan edebiyatı ifadesi daha yaygındır.

*Divan şiirinin dilinde Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar sıkça görülür. Bu dönemin Türkçesine "Osmanlı Türkçesi" denir.

*Nazım birimi beyittir.

*Aruz vezni kullanılmıştır.

*Şiirlerde aşk, tabiat, din, tasavvuf gibi genellikle ferdi konular işlenmiştir.

*Şiirlerde konu bütünlüğüne ve bütün güzelliğine değil, beyit güzelliğine yer verilmiştir. Yani en güzel şiiri yazmak değil, en güzel beyti yazmak amaçlanmıştır

*Kasidegazelmesnevimurabbaterkib-i bendrubaişarkı gibi nazım şekilleri vardır. 

Gazel

Tahammül mülkünü yıktın Hulagu Han mısın kâfir
Aman dünyayı yaktın ateş-i sıızan mısın kâfir

Nedir bu gizli gizli ahlar çak-i giribanlar
Aceb bir şuha sende aşık-ı nalan mısın kâfir

Sana kimisi canım kimi cananım deyü söyler 
Nesin sen doğru söyle can mısın canan mısın kâfir

Niçin sık sık bakarsın öyle mirat-ı mücellaya
Meğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kâfir

Nedim-i zarı bir kafir esir etmiş işitmiştim 
Sen ol cellad-ı din ol düşmeni iman mısın kâfir ( Nedim )

 

Kelimeler: ateş-i suzan: yakıcı ateş, çak-i giriban yaka yırtmalar, şuh: sevgili, âşık-ı nalan: ağlayıp inleyen aşık, mirat-ı mücella: cilalı ayna, hüsn: güzellik, Nedim-i zar: dertli Nedim

3- Modern Şiir Geleneği

Bu geleneğin özellikleri şunlardır:

*Bu şiir geleneğinde şiirde ölçünün, nazım biriminin ve kafiyenin şart olmadığı savunulmuş ve ölçüsüz ve kafiyesiz şiirlerin örnekleri verilmiştir.

*Sanatlı söyleyişin yerine yalın ve tabiî söyleyiş benimsenmiştir.

*Her türlü konu işlenmiştir.

*Nazım birimi kullanılmamıştır.

*Serbest şiir tarzı benimsenmiştir.

*Şiirlerde sözcük dizilişi ve iç ahenk ön plandadır.

 

Örnek: MODERN ŞİİR

ANLATAMIYORUM

Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; 
Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, 
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu 
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum. ( Orhan Veli KANIK )