Sagot :
Merhaba.
Canlıların inorganik bileşenleri
- Asit
- Baz
* Hidroklorik asit, fosforik asit
- Tuz
- Mineraller
* Sodyum hidroksit
* Amonyak
- Su
Asiler, Bazlar, pH
>> İnorganik maddelerden bazıları, suda çözündüklerine ortama Hidrojen iyonu ya da hidroksil iyonu verebilirler. Bu şekilde hidrojen iyonu veren maddelere asit, hidroksil iyonu veren maddelere ise baz denir.
Asitler: Genellikle suda iyi çözünürler ve çözeltilerinin tatları ekşidir. Çizgili kaslardaki oksijensiz solunum sonucu açığa çıkan laktit asit sirkede bulunur. Asetik asit gibi maddeler organik asir çeşitlerine örnektir. Midede besin sindiriminde etkili olan hidroklorik asit ise inorganik asit çeşitlerine örnek olarak verilebilir.
Bazlar: Seyreltik çözeltilerinde acı tat veren ve suda çözünen maddelerdir.
>> Sıvı haldeki suyun yapısında bulunan hidrojen molekülleri sürekli olarak kırılır ve hemen yeni bağlar oluşturulur. Böylece su molekülleri kopmadan bir arada kalmayı başarırlar. Kohezyon denilen bu olay sayesinde bitkilerde topraktan alınan su yapraklara doğru taşınır. Sudaki kohezyon kuvveti aynı zamanda yüzey gerilimi oluşturur. Bu gerilim bazı böceklerin su üzerinde yürümesine olanak sağlar.
pH: Kimyasal çözeltilerin asitlik derecesini göstermek için pH kullanılır. Bu çözeltide asit ya da bazlık durumunu gösterir. pH 0 ve 7 arası değerler asitlik ve 7 ile 14 arası değerler baziktir. İnsan kanının pH = 7-4, 7-8 arasında değişir. 7'nin altına düşerse ve 8'in üstüne çıkarsa ölüm gerçekleşir.
>> Ortamın asitlik ve bazlık değerleri organizmaların hayatında önemli rol oynarlar.
Örneğin, insanda midenin pH sı yaklaşık ikidir ve bu değer olmaz ise midedeki sindirim enzimleri çalışamaz. Bağırsak pH sı da bazdır. Ve burada çalışan enzimler sadece bazik pH da reaksiyonları gerçekleştirebilir.��
Su
>> Dünyanın üçte biri su ile kaplı olduğu gibi, canlıların da büyük bir kısmını su oluşturmaktadır. Bu su oranı, canlının özelliğine veya yaşama ortamına göre farklılıklar gösterebilir.
Çözücü özelliği sayesinde su: Bitkilerin ihtiyacı olan minerallerin alınmasını sağlar. Metabolizma sonucu oluşan atıkların seyreltilmesini sağlar. Sindirim organlarında besin sindirimi için uygun ortam oluşturur. Hayvanlardaki kanın içinde çeşitli maddelerin taşınmasını sağlar.
Su vücudun ısı dengesinin ayarlanmasında da etkilidir. Yüksek bir ısı emme gücüne sahip olduğu için, aşırı sıcaklıklarda terlemeye, sıvı kaybedilerek vücut ısısı düşürülür. Isı emme özelliği sayesinde vücut ısısının her tarafta aynı oranda dağıtılması da su ile sağlanır.
Metabolizma sonucu oluşan amonyak, üre ve ürik asit gibi artık maddeler, su içinde çözündükten sonra boşaltım organlarından dış ortama atılır.
Mineraller ve tuzlar
Tuzlar: Bir asit ve baz tepkimeye girdiği zaman; asidin hidrojen iyonu ile bazın hidroksil iyonu birleşir. Nötrleşme tepkimesi denilen bu olayın sonucunda oluşan maddeye tuz denir. Canlının vücudundaki en önemli tuzlar; sodyum, kalsiyum, magnezyum, potasyum tuzlarıdır.
>> Besinlerle birlikte ya da su içerken vücudumuzda mineral maddeleri de alırız. Bu mineraller, hücrede tuzlar halinde bulunabileceği gibi, protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asit ve enzimlerin yapısına katılmış olarak da bulunabilir.
Sodyum tuzları: Sinir hücrelerinde uyartı iletilmesinde, kalp ritminin düzenlenmesinde ve kasların çalışmasında etkili tuzlardır. Bazı enzimlerin çalışmasında etkileri vardır.
Kalsiyum tuzları: Diş ve kemiklerin yapısına katılırlar. Kalbin ve sinir hücrelerinin çalışmasında, kas kasılmasında etkilidir. Bazı enzimlerin çalışmasında ve hücreler arası haberleşmede göre yapar.
Fosfor tuzları: Diş ve kemiklerin yapısına katılır. Hücrelerin temel enerji molekülü olan ATO'nin ve DNA ile RNA gibi nükleik asitlerin yapısına katılır.
Potasyum tuzları: Sodyum ve klor iyonları ile birlikte hücre zarından madde alış verişinin yapılmasında etkilidir. Ayrıca yine klor ve sodyum ile birlikte hücre içi-dışı sıvı dengesinin korunmasında görev alır.
Klor tuzları: Bazı hormonların çalışmasında etkilidir. Mide asidinin yapısında bulunur. Bu neden ile proteinlerin sindiriminde etkili olur.
Magnezyum tuzları: Kas kasılmasında ve sinirlerin görevini yapmasında etkilidir. Bazı enzimlerin çalışmasında görev yapar. Demir: Kan dokuda oksijen taşınmasında görev yapan alyuvarların yapısındaki hemoglobinin yapısına katılır. Bu sayede oksijenin ve solunum atığı olan karbondioksit'in taşınmasında görev yapar.
Mineraller, organizmada enerji eldesinde kullanılmazlar. Ancak, bir çok molekülün yapısını oluştururlar. Hücrelerde metabolik reaksiyonların gerçekleşmesini sağlayan, bazı bileşik enzimlerin yapısına kofaktör olarak katılırlar. Bu neden ile bazı minerallerin eksikliğinde, enzimlerin çalışmamasına bağlı olarak, çeşitli metabolik hastalıklar meydana gelebilir.
* Sindirilmeden direk kana geçerler.
* Kanın yapısına katılarak kandaki su oranını ayarlarlar.
* Hormonların yapısına katılırlar.
* Kaslarımızın kasılması ve sinirsel iletişimi sağlarlar.
>> Mineraller vücuda fazla alındığında depolanmaz idrarla atılırlar. Bu neden ile günlük olarak alınmalıdırlar.
İnsan vücudu ayrıca çinko, selenyum ve bakır gibi minerallere de az miktarda ihtiyaç duyar.
Mineraller, işlevleri ve bulundukları besinler
Magnezyum: Sinir ve kas çalışması, kemik yapımı. Hayvansal: süt,yumurta, kırmızı et, balık. Bitkisel: soğan, ceviz,tahıllar,baklagiller.
Kalsiyum: Kas kasılması, kanın pıhtılaşması, kemik-diş yapımı. Hayvansal: Süt, yumurta, peynir, deniz ürünleri. Bitkisel: lahana, zeytin, kereviz, semiz otu, maydanoz.
Fosfor: Kemik-diş yapımı, nükleik asitlerin ve ATP nin yapısı. Hayvansal: Süt, yumurta, peynir, kırmızı -beyaz et. Bitkisel: Fındık, ceviz, badem, baklagiller.
Demir: Alyuvar yapımı, bazı enzimlerin yapısı. Hayvansal: Balık, kırmızı-beyaz et. Bitkisel: Baklagiller, pekmez, yeşil sebzeler.
Sodyum: Sinir ve kas çalışması. Hayvansal: Süt , yumurta, peynir, kırmızı-beyaz et. Bitkisel: Ekmek, zeytin, ıspanak, tuz.
Potasyum:Kas ve sinir çalışması, protein ve glikojen sentezi. Hayvansal: süt, yumurta, balık. Bitkisel: Havuç, enginar, zeytin, buğday, baklagiller.
Çinko: Bazı enzimlerin çalışması. Hayvansal: Yumurta, karaciğer, dana eti. Bitkisel: Kepekli ekmek, lahana, baklagiller.
Flor: Dişlerin oluşması ve güçlenmesi. Hayvansal: Kırmızı et, karaciğer, süt, yumurta. Bitkisel: Taze meyve ve sebzeler.
İyot: Tiroit hormonlarının üretimi. Hayvansal: Balık, karides, midye. Bitkisel: İyotlu yemek tuzu.
Başarılar.
Canlıların inorganik bileşenleri
- Asit
- Baz
* Hidroklorik asit, fosforik asit
- Tuz
- Mineraller
* Sodyum hidroksit
* Amonyak
- Su
Asiler, Bazlar, pH
>> İnorganik maddelerden bazıları, suda çözündüklerine ortama Hidrojen iyonu ya da hidroksil iyonu verebilirler. Bu şekilde hidrojen iyonu veren maddelere asit, hidroksil iyonu veren maddelere ise baz denir.
Asitler: Genellikle suda iyi çözünürler ve çözeltilerinin tatları ekşidir. Çizgili kaslardaki oksijensiz solunum sonucu açığa çıkan laktit asit sirkede bulunur. Asetik asit gibi maddeler organik asir çeşitlerine örnektir. Midede besin sindiriminde etkili olan hidroklorik asit ise inorganik asit çeşitlerine örnek olarak verilebilir.
Bazlar: Seyreltik çözeltilerinde acı tat veren ve suda çözünen maddelerdir.
>> Sıvı haldeki suyun yapısında bulunan hidrojen molekülleri sürekli olarak kırılır ve hemen yeni bağlar oluşturulur. Böylece su molekülleri kopmadan bir arada kalmayı başarırlar. Kohezyon denilen bu olay sayesinde bitkilerde topraktan alınan su yapraklara doğru taşınır. Sudaki kohezyon kuvveti aynı zamanda yüzey gerilimi oluşturur. Bu gerilim bazı böceklerin su üzerinde yürümesine olanak sağlar.
pH: Kimyasal çözeltilerin asitlik derecesini göstermek için pH kullanılır. Bu çözeltide asit ya da bazlık durumunu gösterir. pH 0 ve 7 arası değerler asitlik ve 7 ile 14 arası değerler baziktir. İnsan kanının pH = 7-4, 7-8 arasında değişir. 7'nin altına düşerse ve 8'in üstüne çıkarsa ölüm gerçekleşir.
>> Ortamın asitlik ve bazlık değerleri organizmaların hayatında önemli rol oynarlar.
Örneğin, insanda midenin pH sı yaklaşık ikidir ve bu değer olmaz ise midedeki sindirim enzimleri çalışamaz. Bağırsak pH sı da bazdır. Ve burada çalışan enzimler sadece bazik pH da reaksiyonları gerçekleştirebilir.��
Su
>> Dünyanın üçte biri su ile kaplı olduğu gibi, canlıların da büyük bir kısmını su oluşturmaktadır. Bu su oranı, canlının özelliğine veya yaşama ortamına göre farklılıklar gösterebilir.
Çözücü özelliği sayesinde su: Bitkilerin ihtiyacı olan minerallerin alınmasını sağlar. Metabolizma sonucu oluşan atıkların seyreltilmesini sağlar. Sindirim organlarında besin sindirimi için uygun ortam oluşturur. Hayvanlardaki kanın içinde çeşitli maddelerin taşınmasını sağlar.
Su vücudun ısı dengesinin ayarlanmasında da etkilidir. Yüksek bir ısı emme gücüne sahip olduğu için, aşırı sıcaklıklarda terlemeye, sıvı kaybedilerek vücut ısısı düşürülür. Isı emme özelliği sayesinde vücut ısısının her tarafta aynı oranda dağıtılması da su ile sağlanır.
Metabolizma sonucu oluşan amonyak, üre ve ürik asit gibi artık maddeler, su içinde çözündükten sonra boşaltım organlarından dış ortama atılır.
Mineraller ve tuzlar
Tuzlar: Bir asit ve baz tepkimeye girdiği zaman; asidin hidrojen iyonu ile bazın hidroksil iyonu birleşir. Nötrleşme tepkimesi denilen bu olayın sonucunda oluşan maddeye tuz denir. Canlının vücudundaki en önemli tuzlar; sodyum, kalsiyum, magnezyum, potasyum tuzlarıdır.
>> Besinlerle birlikte ya da su içerken vücudumuzda mineral maddeleri de alırız. Bu mineraller, hücrede tuzlar halinde bulunabileceği gibi, protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asit ve enzimlerin yapısına katılmış olarak da bulunabilir.
Sodyum tuzları: Sinir hücrelerinde uyartı iletilmesinde, kalp ritminin düzenlenmesinde ve kasların çalışmasında etkili tuzlardır. Bazı enzimlerin çalışmasında etkileri vardır.
Kalsiyum tuzları: Diş ve kemiklerin yapısına katılırlar. Kalbin ve sinir hücrelerinin çalışmasında, kas kasılmasında etkilidir. Bazı enzimlerin çalışmasında ve hücreler arası haberleşmede göre yapar.
Fosfor tuzları: Diş ve kemiklerin yapısına katılır. Hücrelerin temel enerji molekülü olan ATO'nin ve DNA ile RNA gibi nükleik asitlerin yapısına katılır.
Potasyum tuzları: Sodyum ve klor iyonları ile birlikte hücre zarından madde alış verişinin yapılmasında etkilidir. Ayrıca yine klor ve sodyum ile birlikte hücre içi-dışı sıvı dengesinin korunmasında görev alır.
Klor tuzları: Bazı hormonların çalışmasında etkilidir. Mide asidinin yapısında bulunur. Bu neden ile proteinlerin sindiriminde etkili olur.
Magnezyum tuzları: Kas kasılmasında ve sinirlerin görevini yapmasında etkilidir. Bazı enzimlerin çalışmasında görev yapar. Demir: Kan dokuda oksijen taşınmasında görev yapan alyuvarların yapısındaki hemoglobinin yapısına katılır. Bu sayede oksijenin ve solunum atığı olan karbondioksit'in taşınmasında görev yapar.
Mineraller, organizmada enerji eldesinde kullanılmazlar. Ancak, bir çok molekülün yapısını oluştururlar. Hücrelerde metabolik reaksiyonların gerçekleşmesini sağlayan, bazı bileşik enzimlerin yapısına kofaktör olarak katılırlar. Bu neden ile bazı minerallerin eksikliğinde, enzimlerin çalışmamasına bağlı olarak, çeşitli metabolik hastalıklar meydana gelebilir.
* Sindirilmeden direk kana geçerler.
* Kanın yapısına katılarak kandaki su oranını ayarlarlar.
* Hormonların yapısına katılırlar.
* Kaslarımızın kasılması ve sinirsel iletişimi sağlarlar.
>> Mineraller vücuda fazla alındığında depolanmaz idrarla atılırlar. Bu neden ile günlük olarak alınmalıdırlar.
İnsan vücudu ayrıca çinko, selenyum ve bakır gibi minerallere de az miktarda ihtiyaç duyar.
Mineraller, işlevleri ve bulundukları besinler
Magnezyum: Sinir ve kas çalışması, kemik yapımı. Hayvansal: süt,yumurta, kırmızı et, balık. Bitkisel: soğan, ceviz,tahıllar,baklagiller.
Kalsiyum: Kas kasılması, kanın pıhtılaşması, kemik-diş yapımı. Hayvansal: Süt, yumurta, peynir, deniz ürünleri. Bitkisel: lahana, zeytin, kereviz, semiz otu, maydanoz.
Fosfor: Kemik-diş yapımı, nükleik asitlerin ve ATP nin yapısı. Hayvansal: Süt, yumurta, peynir, kırmızı -beyaz et. Bitkisel: Fındık, ceviz, badem, baklagiller.
Demir: Alyuvar yapımı, bazı enzimlerin yapısı. Hayvansal: Balık, kırmızı-beyaz et. Bitkisel: Baklagiller, pekmez, yeşil sebzeler.
Sodyum: Sinir ve kas çalışması. Hayvansal: Süt , yumurta, peynir, kırmızı-beyaz et. Bitkisel: Ekmek, zeytin, ıspanak, tuz.
Potasyum:Kas ve sinir çalışması, protein ve glikojen sentezi. Hayvansal: süt, yumurta, balık. Bitkisel: Havuç, enginar, zeytin, buğday, baklagiller.
Çinko: Bazı enzimlerin çalışması. Hayvansal: Yumurta, karaciğer, dana eti. Bitkisel: Kepekli ekmek, lahana, baklagiller.
Flor: Dişlerin oluşması ve güçlenmesi. Hayvansal: Kırmızı et, karaciğer, süt, yumurta. Bitkisel: Taze meyve ve sebzeler.
İyot: Tiroit hormonlarının üretimi. Hayvansal: Balık, karides, midye. Bitkisel: İyotlu yemek tuzu.
Başarılar.
Thank you for visiting our website wich cover about Biyoloji. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.