Atatürke Hangi Evler Verildi ? O Evler Ne Amaçla Kullanıldı.



Sagot :

Atatürk Evi Müzesi, 01.12.2010

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu, Türk Ulusu’nun ebedi önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1881 yılında Selanik’te doğduğu Ev, Başkonsolosluğumuzun yerleşkesi içinde yer almaktadır.

Atatürk Evi Müzesi’nin ve bahçesinin bakımı, onarım işlemlerinin yürütülmesi, güvenliğinin sağlanması ve ziyaretçilerin gezdirilmesi Başkonsolosluğumuzun sorumluluğundadır. Müze, resmi tatiller dahil, haftanın yedi günü, saat : 10.00 ila 17.00 arasında ücretsiz olarak gezilebilmektedir.

Yerli ve yabancı tüm ziyaretçilere açık Atatürk Evi Müzesi’ni yılda ortalama 20.000 kişi gezmektedir.

Atatürk, 1881 yılında bu Ev’de dünyaya gelmiş, Şemsi Efendi Mektebi’ne bu Ev’de yaşarken devam etmiş, babası Ali Rıza Bey’in vefat ettiği 1888 yılına kadar, annesi Zübeyde Hanım, babası Ali Rıza Bey ve kız kardeşi Makbule Hanım ile bu evde yaşamıştır. Ev, tahminen 1867 yılında inşa ettirilmiş, Atatürk ve ailesi tarafından kullanılmadan önce mülkiyeti iki kez el değiştirmiş, 1878 yılında Atatürk’ün annesi ve babası tarafından satın alınmıştır.

Babasının vefatından sonra, kısa bir süre dayısının Selanik yakınlarındaki Langada’daki çiftliğinde kalan Atatürk, 1894-1896 yıllarında Selanik Askeri Rüştiyesi’nde (Askeri Ortaokul), 1896-1899 yılları arasında ise bugün Makedonya Cumhuriyeti sınırları içinde yer alan Manastır’daki (Bitola) “Askeri İdadi (Askeri Lise)”de yatılı olarak eğitim görmüştür. 

Manastır’dan sonra eğitimine İstanbul’daki Harp Okulu’nda devam eden Atatürk, 1907 yılında,  o tarihlerde Osmanlı İmparatorluğu’nun III. Ordu Karargâhı’nın bulunduğu Selanik’e “Kolağası” rütbesiyle tayin edilmiş, 1910 yılına kadar III. Ordu’ya bağlı olarak, Selanik ve civarında çeşitli görevlerde bulunmuştur. (Atatürk’ün de görev yaptığı III. Ordu Karargâhı Binası, bugün, Osmanlı’dan kalan mimarisi aynen muhafaza edilerek, Yunan III. Kolordu Karargâhı olarak kullanılmaktadır.)

Atatürk, o yıllarda, İmparatorluğun çöküşüne çare bulabilmek amacıyla gizli olarak Şam’da kurduğu, vatanperver ve yenilikçi, ağırlıklı olarak da Rumeli kökenli subaylardan oluşan “Vatan ve Hürriyet Cemiyeti”nin çalışmalarını 1907-1910 yılları arasında Selanik’te yürütmüştür.
Bugün Müze olarak Başkonsolosluğumuzun içinde bulunan Ev, aynı zamanda Atatürk’ün, o yıllarda “Hürriyetin Başkenti” olarak nitelendirilen Selanik’te, kendisi gibi düşünen arkadaşları ile İmparatorluğun çöküşüne çare bulabilmek için yaptığı çalışmalara ev sahipliği yapmasıyla da ayrı bir tarihi öneme sahiptir.

Selanik’teki görevinden sonra, ilk olarak İstanbul’da, daha sonra ise Trablusgarp’ta görevlendirilen Atatürk, 1911 yılında Selanik’ten ayrılışından sonra doğduğu Evi ve Şehri bir daha görememiştir. 1912 yılında Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule Hanım, Ev’den ve Selanik’ten, bir daha dönmemek üzere ayrılarak İstanbul’a yerleşmişlerdir.

24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Anlaşmasından sonra, mübadele kapsamında Yunan Hükümeti’nin tasarrufuna bırakılan Ev, 1937 yılına kadar, Karadeniz Bölgemizden göç eden Rum aileler tarafından kullanılmıştır.

“29 Ekim 1933” günü, Cumhuriyetimizin 10. Kuruluş Yıldönümü’nde toplanan “Selanik Belediye Meclisi”, Atatürk’ün doğduğu Ev’in cephesine bir anı plaketi asılmasını, evin satın alınarak Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyeti’ne hediye edilmesine karar vermiştir.

Aynı gün, Evin cephe duvarına asılan ve halen korunmakta olan mermer kitabede, Türkçe, Yunanca ve Fransızca olarak izleyen hususlar yazılıdır: “Türk Milletinin Büyük Müceddidi ve Balkan İttihadının Müzahiri Gazi Mustafa Kemal Burada Dünyaya Gelmiştir, Selanik 29 Ekim 1933”

Yunan Hükümeti, ilk başta Evi hediye edebilmek için istimlâk etmeye çalışmış, ancak o zamanki Yunan mevzuatı buna imkân vermemiştir. Ev, uzun uğraşlar sonucunda Selanik Belediyesi tarafından satın alınmış, Şubat 1937’de anahtarı Başkonsolosluğumuza teslim edilmiştir. 

Müteakiben, Atatürk’ün talimatıyla civardaki ev ve arsalar satın alınarak, bunların üzerindeki binalar yıktırılmış, Başkonsolosluk binası inşa ettirilmiş ve Ev kapsamlı bir onarımdan geçmiştir. 

1952 yılında Yunanistan ziyareti sırasında Evi gezen 3. Cumhurbaşkanımız Celal Bayar, Ankara’ya dönüşünde, Ev’in bir an önce tefriş edilerek, ziyarete açılması talimatını vermiş, bu maksatla üst düzey bir komisyonu görevlendirmiştir.

Ev, uzun ve zahmetli çabalar sonucunda, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi öğretim üyesi ve Türk İnkılâp Enstitüsü Müdürü olan Prof. Dr. Enver Ziya Karal ve eşi Tarih Öğretmeni Fatma Karal tarafından tefriş ve tanzim edilmiştir.

1912 yılında, Balkan Harbi’nin ağır koşullarında Evlerini terk etmek zorunda kalan Zübeyde Hanım ve Makbule Hanım’ın, Selanik’ten ayrılırken sadece kişisel eşyalarını yanlarında götürebilmeleri nedeniyle, Ev’in Atatürk ve ailesi tarafından kullanılan orijinal eşyalarına ulaşılması mümkün olamamıştır.

Kendisi de bir Rumeli göçmeni olan (Kosova doğumludur) Prof. Dr. Enver Ziya Karal, evin tefrişini, Atatürk ve ailesinin hatıratını esas alarak, o dönemde Selanik’te Atatürk’ü ve ailesini tanıyan, Ev’i ve eşyalarını bilen kişilerden de görüş alarak yaptığı kapsamlı bir çalışma sonucunda benzerlerini bularak gerçekleştirmiştir. 

Türkiye’deki Müzelerden getirilen eşyalar, Atatürk ile ailesi tarafından kullanıldığı yıllardaki dekorasyonuna uygun olarak ülkemizde hazırlanan perde, örtü, kilim vb. ile Batı Trakya’daki soydaşlarımız ve Selanik’e İstanbul’dan göç ederek yerleşen vatandaşlarımızın katkılarıyla döşenen Ev, Atatürk’ün aziz naaşının Anıtkabire nakledilmesiyle eşzamanlı olarak 10 Kasım 1953 tarihinde  ziyarete açılmıştır.