10 tane willl ile ilgili olumlu cümle 10 tane willl ile ilgili olusuz cümle 10 tanede will ile ilgili soru yazarmısınız acil lütfen?



Sagot :

I will work --> I'll work
you will work --> you'll work
he will work --> he'll work
she will work --> she'll work
it will work --> it'll work
we will work --> we'll work
you will work --> you'll work
they will work --> they'll work

Aşağıda gelecek zaman için will cümleleri örnekleri bulacaksınız:

I will not go. --> Gitmeyeceğim.

I will now leave this city. --> Bu kentten ayrılacağım.

I will always support you. --> Seni daima destekleyeceğim.

Where will you go after the lesson? --> Dersten sonra nereye gideceksin?

She will not eat meat everyday. --> O, hergün et yemeyecek.

You will not shout in the class-room. --> Siz sınıfta bağırmayacaksınız.

I will not walk in the rain. --> Ben yağmurda yürümeyeceğim.

She will never trust in her husband. --> O kocasına hiçbir zaman güvenmeyecek.

I will soon learn English very well. --> İngilizceyi yakında çok iyi öğreneceğim.

Where'll they go tomorrow evening? Yarın akşam nereye gidecekler?

I will give you the information you need. --> Gereksindiğin malumatı sana vereceğim.

Will they come to see us in spring? --> Onlar İlkbaharda bizi görmeye gelecekler mi?

Will she make a cake on Friday? --> O, cuma günü bir kek yapacak mı?

Will you give all your papers to the teacher? --> Siz bütün kâğıtlarınızı öğretmene verecek misiniz?

When will they come to İstanbul? --> Onlar ne zaman İstanbul'a gelecekler?

I won't do all this work for you. --> Bütün işleri sizin için ben yapmayacağım.

You will not warn them again. --> Onları bir daha ikaz etmeyeceksin.

Will you help me to carry this suitcase? --> Bu bavulu taşımama yardım eder misin?

I will do something about it. --> Bu hususta bir şeyler yapacağım.

I'll always love you. --> Seni daima seveceğim.
I'll give you a call when I arrive. --> Vardığımda, seni telefonla arayacağım.

I promise that I will never do it again. --> Bir daha yapmayacağıma söz veririm.
I'll take care of it. --> Ben ona dikkat edeceğim.

The year 2010 will be very critical. --> 2010 yılı çok kritik olacak.
Ali will be the biggest star. --> Ali en büyük yıldız olacak.

He will be an international actor. --> O, uluslararası bir aktör olacak.
One day we'll all die. --> Bir gün hepimiz öleceğiz.

Just art will always survive. --> Sadece sanat daima yaşayacaktır.
The sun will always rise. --> Güneş daima doğacaktır.

I'll marry her sooner or later. --> Er veya geç onunla evleneceğim.

She will be my wife. --> O benim karım olacak.

We'll all be doctors. --> Hepimiz doktor olacağız.

He will now be more strict. --> Bundan böyle daha katı olacaktır.

You will know me beter. --> Beni daha iyi tanıyacaksın.

Will the shops be open tomorrow? --> Dükkanlar yarın açık olacak mı?

You'll remember these good days. --> Bu güzel günleri hatırlayacaksın.

How'll you get home? --> Eve nasıl gideceksin?

He'll visit you in your office tomorrow. --> O yarın sizi büronuzda ziyaret edecek.
They will now learn the truth. -->Artık gerçeği öğrenecekler.

He will never help you. --> Sana hiçbir zaman yardım etmeyecek.
She will always be mine. --> O daima benim olacak.
They will never come together. --> Onlar hiçbir zaman bir araya gelmeyecekler.

I will not drink coffee in the morning. --> Sabahleyin kahve içmeyeceğim.
He will not fight his little brother. --> O, küçük erkek kardeşiyle kavga etmeyecek.

Will you visit your aunt? --> Halanızı (teyzenizi)ziyaret edecek misiniz?
What will she drink at breakfast? --> O, kahvaltıda ne içecek?

Will we learn English next year? --> Gelecek sene İngilizce öğrenecek miyiz?
How will he paint this wall? --> O, bu duvarı nasıl boyayacak?

Where will you go tomorrow? --> Yarın nereye gideceksiniz?
What will your father give you? --> Babanız size ne verecek?

Where will they play football on Sunday? --> Onlar pazar günü nerede futbol oynayacaklar?
I will paint my house next week. --> Gelecek hafta evimi boyayacağım.

She will spend the weekend with her uncle. --> O, hafta sonunu amcası (dayısı) ile geçirecek.

You will go to school on Monday. --> Pazartesi günü okula gideceksiniz.
She will see her aunt on Thursday. --> O, halasını perşembe günü görecek.

We will go to Ankara next month. --> Biz gelecek ay Ankara'ya gideceğiz.
I will go to the cinema at 9 o'clock tonight. --> Bu gece saat dokuzda sinemaya gideceğim.

He will drink tea at breakfast. --> O, kahvaltıda çay içecek.
I'll get you some coffee. --> Sana biraz kahve getiriyim.

I promise I will not tell him about the surprise party. --> Söz veriyorum, ona sürpriz parti hakkında hiçbir şey söylemeyeceğim.

Will you be at work tomorrow?

will you come with me?

will they go to school?

will he buy a new car