bir tane hiç duyulmamış masal lazım acılll



Sagot :


DUYULMAMIŞ BİR HİKAYEDİR;
GENELDE ESKİ GEMİCİLER BİLİR.
ESKİDEN
GEMİLERDEKİ FARELERİ YOK ETMEK İÇİN İNGİLİZ
GEMİLERİNDE UYGULANAN BİR METODDUR. BİR TANE FAREYI
CANLI OLARAK YAKALAYIP BOŞ BİR TENEKEYE KOYARLAR VE
GÜNLERCE AÇ BIRAKIRLAR. SONRA BİRGÜN YAKALADIKLARI
KÜÇÜK BİR FAREYİ BU FARENİN YANINA KOYARLAR. GÜNLERCE
AÇ KALMIŞ OLAN FARE BU FAREYİ YER. SONRA BİR DAHA BİR
DAHA DERKEN YAMYAM BİR FARE ELDE EDERLER. BU FARE ARTIK
İYİCE DE SEMİRMİŞ VE KUVVETLENMİŞ OLUR.
SONRA BU
FAREYİ GEMİNİN İÇİNE SALARLAR ŞİMDİ ORTADA TEBDİL
KIYAFET GEZEN GÜÇLÜ KUVVETLİ BİR YAMYAM FARE VARDIR VE
BU FARE RAHATLIKLA DİĞER FARELERİN YANINA SOKULUR VE
YAKALADIĞINI YER. BÖYLECE GEMİ FARELERDEN
TEMİZLENİR.
BİR NESLİ YOK ETMEK İÇİN
UYGULADIKLARI BU METODU ŞİMDİ İÇİMİZE YAMYAM FARELER
SOKARAK BİZİ DE YOK ETMEK
İÇİN KULLANIYORLAR. BU YAMYAM FARELER DE AŞIRI
DOYURULARAK İÇİMİZE SALINDI.

Kendini Beğenmiş Papatya        
"Bir papatya tarlasının ortasında duran bir papatyayım ben," diye düşündü çiçek; Bunca papatya arasında güzelliğim fark edilmiyor." 

  

Bir melek bu düşünceleri duydu ve papatya cevap verdi: 

  

"Ama sen güzelsin!" 

  

"Evet, ama eşsiz ve tek olmak istiyorum!" 

  

Papatya sürekli durumundan yakınınca melek onu yerinden alıp şehrin göbeğinde küçük bir parka koydu. Günler sonra, vali şehrin yenilenmesi için yanında bir bahçıvanla parkı görmeye geldi: 

  

"Burada doğru dürüst bir şey yok, buradaki otları söküp toprağı iyice temizleyin, sonra da sardunyalar ekin." 

  

"Bir dakika!" diye bağırdı papatya: "Eğer bunu yaparsanız beni öldürürsünüz!" 

  

"Eğer senin gibi başka pek çok papatya olsaydı, çok güzel görünürdü ve böyle bir papatya tarlasını bozmazdık," diye cevap verdi vali, "Ama burada senden başka papatya yok. Ve sen tek başına bir bahçe yapamazsın." 

  

Bu sözle birlikte çiçeği topraktan çekip çıkardı. 
 
                                   


Kirpiler ve Yalnızlık        
Bir okuyucum, Alvaro Conegundes, Buzul Çağı döneminde pek çok hayvanın nasıl soğuktan donarak öldüğünü anlatıyor. Kirpiler de durumun farkına varmışlar, soğuktan korunmak ve kendilerini koruyabilmek için birbirlerine iyice sokulma kararı almışlar. 

  

Ama sırtlarındaki oklar birbirlerine batınca ayrılmışlar ve hepsi kendi yollarına gitmişler. 

  

Soğuk devam ettikçe de birer birer donarak ölmeye devam etmişler. Sonunda bir karar vermeleri gerekmiş: Ya ölüp yeryüzünden silinecekler ya da dikenlerine rağmen birleşip birbirlerine sokulmayı göze alacaklar… 

  

Akıllıca davranmışlar ve birlik olmuşlar. En önemli şey donmamak için her kirpinin bir diğerinin sıcaklığından faydalanması olduğundan, dikenlerin batmasına aldırmadan iyice birbirlerine sokulmuş, bu yarı ilişkinin getirdiği küçük yaralarla yaşamayı öğrenmişler. 

  
Ve hayatta kalmışlar. 
 
                                  Sessiz        
Ağaç elmalarla o kadar yüklüydü ki, rüzgar estiğinde dalları bile sallanmıyordu… 

  

"Neden hiç sesini çıkarmıyorsun? Ne de olsa her birimiz fark edilmeyi hak edecek kadar mağruruz," dedi bambu.

  

"Ses yapmama gerek yok," diye cevap verdi ağaç. "Meyvelerim benim en büyük reklamım."