Sagot :
Ahenk:
Ahenk kelimesi uyum anlamına gelmektedir. Edebiyatta ise kelimelerin birbiriyle ses ve anlam bakımından etkileyici bir bütün olması anlamındadır.
Şiirde ahenk;ustaca kullanılan ses akışı,söyleyiş,ritm,ölçü ve her türlü ses benzerliğiyle sağlanır. Şiirde ahengi sağlamak için ölçü,uyak,vurgu,tonlama gibi değişik unsurlar kullanılır.
Şiirde ahnegi sağlayan unsurları şöyle sıralayabiliriz:
1) Vurgu: Bir kelimede hecelerden birinin diğerlerine göre daha baskılı,daha kuvvetli söylenmesidir. Vurgu hem kelimenin anlamını güçlendiren hem de şiiri ahenkli kılan bir unsurdur. Vurgulama ve tonlama şiirin ahengini ve etki gücünü bir kat daha artırır.
Ör:
Gök sarı toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı
Arkada zincirlenen Toros Dağları
2) Tonlama: Anlatılmak istenen duygu veya düşüncenin daha etkili ifade edilebilmesi için ses tonunu değiştirerek okumaya tonlama denir. Böylece acıma,üzüntü,özlem,hayran-
lık,sevgi gibi duygular belirginlik kazanır.
Ör:
Bir sarsıntı… Uyandım uzun süren uykudan,
Geçiyordu araba yola benzer bir sudan.
3) Ölçü:Ahengi sağlamak şiire belli bir düzen vermek için şiirlerde çeşitli ölçüler kullanılır. Türk edebiyatında hece ve aruz ölçüsü olmak üzere iki çeşit ölçü kullanılmıştır.
a) Hece ölçüsü: Şiirdeki tüm dizelerin hecelerinin sayısının eşit olması esasına dayanır.
* Hece ölçüsü Türklerin bulduğu bir ölçüdür.
* Bilinen en eski Türk şiirlerinde de bu ölçü kullanılmıştır.
* 7’li, 8’li, 11’li hece ölçüsü kalıpları en çok kullanılan kalıplardır.
Durak: Ölçü kalıpları içerisindeki durma yeridir.Hece ölçüsünde duraklar sözcükleri bölmez.
b) Aruz ölçüsü: Dizelerdeki hecelerin açıklık kapalılık esasına bağlı olan bir ölçü sistemidir. Sonu ünlü ile biten heceler ‘’açık’’, sonu ünsüzle biten heceler de ‘’kapalı’’ hece olarak adlandırılır. Ayrıca uzun ünlülü heceler ile dize sonundaki heceler daima kapalı kabul edilir.
* Aruz ölçüsünde duraklar sözcükleri bölebilir.
O be nim mil / le ti min yıl / dı zı dır par / la ya cak
. . – - . . – - . . – - . . -
Fe i la tün Fe i la tün Fe i la tün Fe i tün
*Aruz vezninde hecelerin kısalığı ve uzunluğu esas olduğu için bazı Türkçe kelimeler kısa olduğu halde vezin gereği uzun okunur; buna imale denir. İmale kısa heceyi uzun yapar. Arapça ve Farsça kelimelerdeki bazı uzun seslerin vezin gereği kısa okunmasına da zihaf denir. Sessiz bir harfle biten kelime vezin gereği açık olması gerekirse, kendinden sonra sesli ile başlayan bir hece varsa birinci kelimenin sonundaki harf, ikinci kelimenin ilk hecesine ulanır. Buna ulama denir.Ulama kapalı heceyi açık yapar.
c) Serbest Ölçü:Herhangi bir sisteme bağlı olmayan ölçüdür.19.yüazyıl sonlarından itibaren edebiyatımıza girmiştir.
4) Uyak (Kafiye) ve Redif:
Uyak: Dize sonlarında bulunan ve görevleri farklı olan ses veya ek benzerlikleridir.
Redif: Mısra sonlarında bulunan aynı görevdeki ses, ek ve kelime tekrarlarıdır.
Her yalana kanmışım kafiye:’’an’’
Her söze inanmışım redif: ‘’mışım’’
Ben artık sevgiden de
Bıkmışım, usanmışım
Uyak Çeşitleri
a)Yarım Uyak:Sadece bir ünsüzün benzeşmesiyle oluşan kafiyeye yarım uyak denir.
Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun
b)Tam Uyak:Biri ünlü biri ünsüz olmak üzere iki sesin benzerliğiyle oluşan uyağa tam uyak denir.
Ben gideyim yol gitsin,ben gideyim yol gitsin;
İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler
Tak,tak ayak sesimi aç köpekler işitsin
Yolumda bir tak olsun zulmetten taş kemerler
c)Zengin Uyak: En az üç sesin benzerliğiyle oluşan uyağa zengin uyak denir.
Bir idamlık Ali vardı,asıldı
Kaydını düştüler,mühür basıldı
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
d)Cinaslı Uyak:Aynı seslerden oluşan ;fakat farklı anlamları karşılayan kelimelerle yapılan uyağa cinaslı uyak denir. Cinas bir kelimenin tekrarı değildir. Aynı kelimenin aynı anlamla tekrar etmesine redif denir.
Ör: ‘’Kalem böyle çalınmıştır yazıma
Yazım kışa uymaz kışım yazıma’’
Bu beyitteki ‘’yazıma’’ sözcüklerinin yazımı aynıdır; ancak birinci dizede kaderime anlamında ikinci dizede ise yaz mevsimi anlamında kullanıldığından cinaslı uyaktır.
NOT:Yazımları ve anlamları aynı olan iki sözcük redif;yazımları aynı ancak anlamları farklı olan iki sözcük cinaslı kafiye oluşturur.
NOT: Uzun okunan ünlüler iki ses değerinde kabul edilir.
Uyak Düzeni(Şeması) ve Çeşitleri
Şiirler uyaklanış bakımından üçe ayrılır.
a) Düz uyak:Uyaklı kelimeler aaxa veya aaab şeklinde sıralanmışsa buna düz uyak denir.
Hiç anılmaz olmuş atalar adı
Beşikte bırakmış ana evladı
Kırılmış yetimin kolu kanadı
Zulüm pençesinden aman kalmamış
b) Çapraz uyak:Uyaklı kelimeler abab şeklinde sıralanmışsa buna çapraz uyak denir.
Sokaktayım kimsesiz bir sokak ortasında
Yürüyorum arkama bakmadan yürüyorum
Yolumun karanlığa saplanan noktasında
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum
Necip Fazıl Kısakürek
c) Sarma uyak: Uyaklı kelimeler abba şeklinde sıralanmışsa buna çapraz uyak denir.
En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü
Titrek elleriyle gererken yayı
Her yandan bir merak sardı alayı
Ok uçtu,hedefin kalbine düştü
d) Mani tipi uyak: Mani tipindeki şiirlerde kullanılan uyak türüdür. aaxa şeklinde uyaklanır.Tek dörtlük için geçerlidir.
Dağlarda kar kalmadı
Gözlerde fer kalmadı
Daha yazacak idim
Kağıtta yer kalmadı
5) Aliterasyon ve Asonans:
Bir şiirin dizelerinde sürekli aynı ünsüzün tekrarlanmasından oluşan ahenge aliterasyon denir.
Bir şiirin dizelerinde sürekli aynı ünlünün tekrarlanmasıyla oluşan ahenge asonans denir.
senin kalbiden sürgün oldum ilkin
bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
a Şiirde Ahenk (Ses ve Ritim)
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1- “Ahenk” sözcüğünün taşıdığı anlamı açıklayınız
2- Bir nesir parçasını şiir gibi okuyunuz Metinde ahenk olup olmadığını tartışınız
3- Bir şiiri nesre çevirerek şiirle nesir arasındaki farkı tartışınız
İNCELEME
Dua
Ulu Tanrım, şu karanlık yolları,
Bizi sana ulaştıran yollar et!
İhtirasla kilitlenmiş kolları,
Birbirini kucaklayan kollar et!
Muhabbetin gönlümüzde hız olsun;
Güttüğümüz Hakka varan iz olsun,
Önümüzde uçurumlar düz olsun,
Yolumuzda dikenleri güller et!
Dalâlette bırakıp da insanı,
Yapma arzın en korkulu hayvanı,
Unutturma doğruldu vicdanı,
Bizi sana lâyık olan kullar et!
Orhan Seyfi Orhon
1 Yukarıdaki şiirde Allah’a yalvarış şeklindeki söyleyiş şiirin ses akışı mıdır? Şiiri, sesli okuyarak cevaplayınız
2 Şiirin hangi hece ölçüsüyle yazıldığını bulunuz
3 İlk dörtlükte birinci ve üçüncü mısrada yer alan yolları ile kolları arasında yol ve kol sözcükleri se benzerlikleri bakımından hangi ismi alırlar Aynı işlevi gördükleri için çokluk eki durumundaki “ları”ya ne diyoruz Araştırınız
4 İkinci dörtlükte ilk üç mısradaki hız, iz ve düz sözcüklerindeki ortak sesler hangileridir “olsun” sözcüğünün görevi nedir?
5 Son dörtlükte “insan”, “hayvan”, “vicdan” sözcüklerindeki “an” nasıl bir ses benzerliğidir Bu sözcüklerin sonundaki “ı” sesi, bütün isimlerde aynı görevle mi yer almaktadır?
6 Şiirin ahenkli olmasında söyleyişin, mısra sonlarındaki ses benzerliklerinin ve hece ölçüsünün rolü nedir? Kendi düşüncelerinizi belirtiniz
7 Şiirdeki ses akışını ritim bakımından hece ölçüsü ve mısra sonlarındaki benzerlikleri mi desteklemektedir? Okumada mısra sonlarının yüklendiği ses değerlerini sınıfta birkaç arkadaşınıza sesli olarak okutunuz Şiirin ritmine bu bakımdan dikkat ediniz Hece ölçüsünün ve mısra sonlarındaki ses benzerliklerinin rolünü bu bakımdan belirleyiniz
BİR TEPEDEN
Rü’yâ gibi bir akşamı seyretmeye geldin,
Çok benzediğin memleketin her tepesinde,
Baktım: Konuşurken daha bir kerre güzeldin,
İstanbul’u duydum daha bir kerre sesinde
Irkın seni iklimine benzer yaratırken,
Kaç fethe koşan tuğlar ufuklarla yarışmış
Tarihini aksettirebilsin diye çehren,
Kaç fâtihin altın kanı mermerle karışmış
Yahya Kemal Beyatlı
1 Bir Tepeden adlı şiirde mısra sonlarındaki ses benzerliklerini belirleyiniz Bu ses benzerliklerinin redif ve kafiye ayırımını yapınız
2 Şiiri sesli okuduğunuzda vurgu ve tonlamaların hangi sözcüklerde yoğunluk kazanıyor? “Rü’yâ”, “kerre” sözcüklerinin şiire ses bakımından kazandırdığı ritmik özellikler olabilir mi? Tartışınız
3 Şiirdeki ses akışını, tarihe ve geçmişin değerlerine bağlılık duygusu ile ilişkilendirebilir miyiz? Niçin?
4 Bir Tepeden adlı şiirde ahenk nasıl sağlanmaktadır? Tema, ses akışı, kafiye ve mısra içindeki ses benzerlikleri bakımdan değerlendiriniz
5 Şiirdeki “ç”, “ş” ve “r” seslerinin kullanıldıkları yerleri belirleyiniz Bu seslerin şiire ahenk bakımından katkısını tartışınız
6 Şiirin ölçüsünde ve ses akışında bir farklılık var mıdır?
7 Orhan Seyfi Orhon ile Yahya Kemal’in şiirini karşılaştırdığınızda ahengi sağlayan unsurlar bakımından benzer ve farklı yönler nelerdir?
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel
Kelimelerinse kifâyetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum
Anlatamıyorum
Orhan Veli Kanık
1 Şiirde sağlanan ahenk mısra sonlarındaki ses benzerliğinden mi, iç kafiyelerden mi kaynaklanmaktadır? Veya ses akışının kendiliğinden oluşturduğu bir ahenk mi söz konusudur? Tartışınız
2 1940’lı yıllarda yazılan bu şiirde, Orhan Seyfi Orhon ve Yahya Kemal Beyatlı’nın şiirinden ahenk bakımından farklı olan neler bulunmaktadır? Karşılaştırınız
3 Yukarıda şiirden herhangi bir mısrayı çıkardığınızda ses akışı ve ahenkte bir bozulma meydana geliyor mu? Deneyerek cevaplayınız
4 Anlatamıyorum adlı şiirle günlük konuşmalarımız arasında bir farklılık var mı? Farklılık yok ise yukarıdaki iç konuşmayı neden şiir diye adlandırıyoruz? Dönemin şiir anlayışıyla ilişkilendiriniz
DEĞERLENDİRME
1- Üç döneme ait birer şiir örneğinde ses ve ritim unsurlarını bularak bunları karşılaştırınız
AÇIKLAMALAR
Ahenk, şiirin bütün olarak sunduğu sese dayalı armonidir Her şiirde bütün içerisinde hissedilen bir ahenk vardır
Şiirde ahenk ses akışı, söyleyiş, ritim, ölçü ve ses benzerlikleriyle sağlanır
Her şiirin kendine özgü bir ses akışı vardır Şiirin ele aldığı temaya uygun olarak vurgu ve tonlamalar çevresinde okunması, o şiirin kendine özgü ses akışıdır Yani okuyan kimse, şiire temaya uygun bir ses verir
Şiirde ses akışından başka ahengi sağlayan önemli unsurlardan biri de ritimdir Türk edebiyatındaki şiirlerde, yakın döneme kadar ritim vezin ve kafiye ile sağlanırdı
Vezin şiirde mısraların oluşturulmasında hareket noktası alınan ölçüdür Türk şiirinde aruz ve hece kullanılan iki vezin türüdür
Kafiye ise mısra sonlarındaki ses benzerliğidir Ses benzerliklerinin işlevlerine göre yarım, tam, zengin, tunç diye çeşitleri bulunmaktadır
İşte ritim, ortak ölçü ve mısra sonlarındaki ses benzerlikleri ile oluşturulan bir müzikalitedir
Şiirdeki ahenk ögeleri iç içedir Tema, dil, söyleyiş ve ses ahengi oluşturur Bundan başka vezin, kafiye, redif, iç kafiye, aliterasyon ve assonans ses benzerlikleri de söyleyişe şiirsellik katan ögeler durumundadır
Kaynak: http://www.forumlord.net/turkce/122225-turk-edebiyatinda-farkli-edebi-donemlerde-olusan-ses-ve-ritim-ozellikleri.html#ixzz2AIxZ2oGC
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.