Sagot :
Edebiyatı kelimelerin sanatsal bir dansı olarak tanımlayabiliriz. Psikolojiyse bir bilim dalı kuşkusuz. Dili açık, sade olmalı; herkese aynı anlamı vermeli; edebiyatın kullandığı sembolik anlatım bilimsel iletişimi kesintiye uğratabilir. Ne var ki psikolojinin bir bilim dalı olarak kabulü uzun yıllar boyunca bu bilime hizmet veren herkesin savaşımını gerektirmiş, çoğu zaman pozitif bilimlerce bir bilim olduğu inkar edilip, bulguları kurgusal öğeler olarak kabul edilmiş. Bu savaşım sırasında psikoloji yaklaşık 1960'lara kadar yöntemlerini pozitif bilimlere yaklaştırma uğruna beyinsel işleyişleri göz ardı etmiş, yalnızca gözlemlenebilir uyaran-davranış ilişkilerine yoğunlaşmış
(bkz. http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/deneme.htm İnsan Zihni ve Bilgisayarlar/ Tarihin Fısıldadıkları Günümüzde Yankılanıyor). "Psikoloji edebiyattır"dan "Edebiyat psikolojik öğeler barındırır ancak psikoloji bir bilimdir"e uzanan yolda bu savaşım bugün de halen sürmekte.
İşte bu savaşımda psikoloji-edebiyat ilişkisini sistemli olarak hiçbir kaygı duymaksızın irdelemek ve bu ilişkideki benzerlik ve farklılıkları görebilmek bir kilometre taşı olarak görülebilir. Bu yazı bu ilişkiye göz atan bir makaleden* örnekler alınarak hazırlanmıştır.
***
Psikoloji ve edebiyatı ortak paydada buluşturan nokta her ikisinin de insan doğasını irdeliyor olması; daha açık bir ifadeyle gerek davranış gerekse zihinsel işleyişlerini inceleyerek insanın bütününe göndermelerde bulunması. Oysa girişte de değindiğimiz "psikolojinin bilim olarak kabul görememe kaygısı" bu denli önemli bir paydada buluşan edebiyat-psikoloji ikilisinin etkileşiminin yıllarca göz ardı edilmesine yol açmış. Biyoloji ve biyokimya bu görece yeni bilim dalı üzerindeki etkin güçler olarak kalmış. Nitekim insanın hem kimyasal, hem biyolojik hem de psikolojik işleyişlerden oluştuğunu düşündüğümüzde bu yaklaşım çok da yanlış sayılmaz. Ancak sanat ve edebiyatın da insanın bir ürünü olduğunu hatırlamakta fayda var.
Psikoloji-edebiyat etkileşiminde göze ilk çarpan nokta roman, tiyatro oyunu ya da şiirlerdeki karakterlerin her birinin psikoloji bilimi için bir "vaka" değerinde olmaları. Üstelik bu eserler, değişik dönemlerde yazıldıklarından farklı tarihsel atmosferlerin insan karakteri üzerindeki etkilerini incelemekte faydalı bir kaynak olarak görülebilirler. Çünkü pek çok edebi eser ekonomik krizlerin, politik rejimlerin, sosyal ideolojilerin arka planında ailelerin, bireylerin, çiftlerin yaşadıkları sorunlara ya da mutluluklara büyüteç uzatmakta.
Thank you for visiting our website wich cover about DKAB. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.