Sagot :
lise hayatımız boyunca bir türlü nedir ne değildir kestiremediğimiz şeylerden biridir.(bir diğeride fiil çatılarıdır.) aslında yan cümleciklere yüklem olan, fiilden türemiş ama zaman ve şahıs eki almayan kelimelerdir. isim-, sıfat- ve bağ-filler olmak üzere üç türü vardır.
isim-fiil : yazış
sıfat-fiil : koşar adım
bağ-fiil : çişini "edip" geldi
bitmeyen umut..
isim fiiler: mayışmak,
sıfat fiiler: anası mezar dikecekmiş,
zarf fiiller:
kenyalı asiye ince ipi araklamadan gittiğinde oldukça gençti.
ali madan dağında yaramazken ince ip atarak incelmeksizin dikçe durdu.
ali madan dağında ince ip araklarken gelir gelmez durmadan kana kana içti.
fiilimsiler kısmen iş, oluş ve durum bildirirler, olumsuzluk eki alırlar ancak bazı istisnalar dışında kip ve kişi eki alamazlar*. "fiil" türü sözcüklerle "fiilimsi" türü sözcükleri, kip eki** ve kişi eki* alıp almamasına göre ayırt etmek mümkündür.
(bkz: fiil)
fiilimsiler üçe ayrılır ve kendine özel eklerle oluşturulur:
a-isim fiil: -me, -iş, -mek
b-sıfat fiil: -an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş
c-zarf fiil: -ince, -eli, -ip, -ken, -erek, -meden, -diği için, -r...-mez, -a...-a, -meksizin, -dikçe, -esiye
fiilimsiler isim, sıfat ve zarf görevlerinde kullanıldığından isim soylu söcüklerdir ve adlaşmış sıfat fiiller ile isim fiiller cümlede "ek eylem" alarak yüklem görevinde kullanılabilirler.
kökü fiil olan, fiilden türeyen her s��zcük fiilimsi değildir. bir sözcüğün "fiilimsi" olarak değerlendirilebilmesi için fiilimsi eklerini alması şarttır.
örneğin,
*"uçuyor" sözcüğü kipi ve kişisi olan bir "fiil"dir.
*"uçan kaz" sözcük grubunda "uçan" sözcüğü "uç-" fiil köküne "-an" sıfat fiil ekinin getirilmesiyle oluşmuş, kısmen hareket bildiren bir "fiilimsi"dir. bu fiilimsi -ma olumsuzluk ekiyle olumsuz hale getirilebilir: "uçmayan kaz"
*"uçak" sözcüğü ise fiilden isim yapan bir yapım eki almıştır ve bir nesneyi karşılar, dolayısıyla bir "isim"dir. bu uçak bildiğin uçak işte lan! bunun olumsuzu "uçmayak!!!" şeklinde yapılır deme yoksa meşe odunuyla dalarım: (görsel: uçak/51537)
"fiil kök ve gövdelerine gelen eklerle kurulur" diyerek tanım yaptığımıza göre, bir fiilimsinin kök ya da gövde kısmının "fiil" olması gerekir. kökü "isim" olan bir fiilimsi türü henüz keşfedilmedi! buna dikkat edin.
fiilimsiler "ek eylem" alıp yüklem görevinde kullanılmadıkça yan cümle kurarlar. bir cümlede fiilimsi sayısı kadar yan cümle vardır. peki yan cümle nedir? bakalım: (bkz: yan cümle)
fiil kök ve gövdelerinden fiilimsi oluşturan eklerin yapım eki olduğunu, dolayısıyla fiilimsilerin yapıca "türemiş" olduklarını da ekleyelim.
son bir kaç örnekle daha pekiştirip bitirelim,
"yüzelim" - fiil
"yüzen*" - fiilimsi
"yüzgeç" - isim
"yazıyorsun" - fiil
"yazarak*" - fiilimsi
"yazı" - isim
(bkz: isim fiil)
(bkz: sıfat fiil)
(bkz: zarf fiil)
(bkz: isim)
(bkz: sıfat)
(bkz: zarf)
isim-fiil : yazış
sıfat-fiil : koşar adım
bağ-fiil : çişini "edip" geldi
(invisibleruh, 11.04.2004 21:05)
fiil çekim eklerinden yalnızca olumsuzluk ekini alabilirler.
bitmeyen umut..
(amerikalı polisler ve zenci müslümanlar, 21.01.2010 14:29)
ezberci bir millet olduğumuz için bunun da formulünü yapmış değerli hocalarımız.
isim fiiler: mayışmak,
sıfat fiiler: anası mezar dikecekmiş,
zarf fiiller:
kenyalı asiye ince ipi araklamadan gittiğinde oldukça gençti.
ali madan dağında yaramazken ince ip atarak incelmeksizin dikçe durdu.
ali madan dağında ince ip araklarken gelir gelmez durmadan kana kana içti.
(carpee, 02.01.2011 00:56 ~ 19.02.2011 23:26)
fiil değildir, ama olmaya çalışır. 8. sınıf konusudur.
(51, 08.01.2011 02:23)
"fiillerin kök ya da gövdelerine" bazı özel eklerin getirilmesiyle oluşturulan ve aldığı eklere göre "isim, sıfat ve zarf" görevinde kullanılan sözcük türüdür.
fiilimsiler kısmen iş, oluş ve durum bildirirler, olumsuzluk eki alırlar ancak bazı istisnalar dışında kip ve kişi eki alamazlar*. "fiil" türü sözcüklerle "fiilimsi" türü sözcükleri, kip eki** ve kişi eki* alıp almamasına göre ayırt etmek mümkündür.
(bkz: fiil)
fiilimsiler üçe ayrılır ve kendine özel eklerle oluşturulur:
a-isim fiil: -me, -iş, -mek
b-sıfat fiil: -an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş
c-zarf fiil: -ince, -eli, -ip, -ken, -erek, -meden, -diği için, -r...-mez, -a...-a, -meksizin, -dikçe, -esiye
fiilimsiler isim, sıfat ve zarf görevlerinde kullanıldığından isim soylu söcüklerdir ve adlaşmış sıfat fiiller ile isim fiiller cümlede "ek eylem" alarak yüklem görevinde kullanılabilirler.
kökü fiil olan, fiilden türeyen her s��zcük fiilimsi değildir. bir sözcüğün "fiilimsi" olarak değerlendirilebilmesi için fiilimsi eklerini alması şarttır.
örneğin,
*"uçuyor" sözcüğü kipi ve kişisi olan bir "fiil"dir.
*"uçan kaz" sözcük grubunda "uçan" sözcüğü "uç-" fiil köküne "-an" sıfat fiil ekinin getirilmesiyle oluşmuş, kısmen hareket bildiren bir "fiilimsi"dir. bu fiilimsi -ma olumsuzluk ekiyle olumsuz hale getirilebilir: "uçmayan kaz"
*"uçak" sözcüğü ise fiilden isim yapan bir yapım eki almıştır ve bir nesneyi karşılar, dolayısıyla bir "isim"dir. bu uçak bildiğin uçak işte lan! bunun olumsuzu "uçmayak!!!" şeklinde yapılır deme yoksa meşe odunuyla dalarım: (görsel: uçak/51537)
"fiil kök ve gövdelerine gelen eklerle kurulur" diyerek tanım yaptığımıza göre, bir fiilimsinin kök ya da gövde kısmının "fiil" olması gerekir. kökü "isim" olan bir fiilimsi türü henüz keşfedilmedi! buna dikkat edin.
fiilimsiler "ek eylem" alıp yüklem görevinde kullanılmadıkça yan cümle kurarlar. bir cümlede fiilimsi sayısı kadar yan cümle vardır. peki yan cümle nedir? bakalım: (bkz: yan cümle)
fiil kök ve gövdelerinden fiilimsi oluşturan eklerin yapım eki olduğunu, dolayısıyla fiilimsilerin yapıca "türemiş" olduklarını da ekleyelim.
son bir kaç örnekle daha pekiştirip bitirelim,
"yüzelim" - fiil
"yüzen*" - fiilimsi
"yüzgeç" - isim
"yazıyorsun" - fiil
"yazarak*" - fiilimsi
"yazı" - isim
(bkz: isim fiil)
(bkz: sıfat fiil)
(bkz: zarf fiil)
(bkz: isim)
(bkz: sıfat)
(bkz: zarf)
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.