han duvarları beyitinin ilk 8 beyitinin redif ve kafiyelerini bulunn cevap veriyorsunuz ama yanlışş ilk 8 beyitine bakın önce



Sagot :

REDİF

Yazılış, anlam ve görev yönünden birbirinin aynı olan seslere denir. Dize sonlarında aynen tekrarlanan ekler ya da kelimeler redif olarak kabul edilir.

 

Örnekler:

Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan 
Şimşek gibi, Türk atlarının geçtiği yoldan

* "-dan" redif

* "ol"lar tam uyak

Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi
Hülya gibi yalnız gezinenler köye indi
Ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi
Gönlümle, hayalet gibi, ben kaldım o yerde

* "-di"ler redif.

* "-in"ler tam uyak.

 

 

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar 
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar

* "-durmuşlar" redif.

* "on"lar tam uyak.

 

 


Seni korkutacak geçtiğin yollar
Arkandan gelecek hep ayak sesim
Sarıp vücudunu hayalî kollar
Enseni yakacak sıcak nefesim

* "-lar" ve "-im"ler redif.

* "-ol" ve "-es"ler tam uyak.

 

 

Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı, o gün dev gibi bir orduyu yendik

 

 


Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sadık yârim kara topraktır

 

 

Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda, sular dizde gideriz
Bir gün akşam olur biz de gideriz
Kalır dudaklarda şarkımız bizim

 

 


Bahar gördüm yaz gördüm
Güzel gördüm naz gördüm
Her tarafı dolaştım
Senin gibi az gördüm

 

 


Ey garip çizgilerle dolu han duvarları 
Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları

 

 


Karacaoğlan kapınıza kul gibi
Gönül küsüverse ince kıl gibi
Seherde açılmış gonca gül gibi
Kokar gider bir gözleri sürmeli

 

 


Saç tel tel, örtüler hep tül tül düşer
Gözünün değdiği yere gül düşer
Sonunda sana da bir gönül düşer
Gönlümün şimdiki duygusu gibi

 

 


Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun 
Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun

 

 


Ketmetme bu râzı, söyle bir söz 
Ben isterim âh, öyle bir söz

 

 


Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
Ben aşkımla bahar getirdim sana
Tozlu yollarından geçtiğim uzak
İklimden şarkılar getirdim sana

 

Biçare gönüller, ne giden son gemidir bu 
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu

 

 

Senin kışın yaza benzer
Bir sevdâlı başa benzer
Çok içmiş sarhoşa benzer
Duman eksilme yen dağlar
Bu güzellik bâkî kalmaz sevdiğim
Âşıkın ağlatan gülmez sevdiğim
İyilerden kemlik gelmez sevdiğim
Hakk’ı bir bilirsen ağlatma beni

 

 


Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Yuvadaki kuşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni

 

 


Mehlika Sultan’a âşık yedi genç
Seneler geçti, henüz gelmediler
Mehlika Sultan’a âşık yedi genç
Oradan gelmeyecekmiş dediler

REDİF

Yazılış, anlam ve görev yönünden birbirinin aynı olan seslere denir. Dize sonlarında aynen tekrarlanan ekler ya da kelimeler redif olarak kabul edilir.

 

Örnekler:

Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan 
Şimşek gibi, Türk atlarının geçtiği yoldan

* "-dan" redif

* "ol"lar tam uyak

Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi
Hülya gibi yalnız gezinenler köye indi
Ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi
Gönlümle, hayalet gibi, ben kaldım o yerde

* "-di"ler redif.

* "-in"ler tam uyak.

 

 

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar 
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar

* "-durmuşlar" redif.

* "on"lar tam uyak.

 

 


Seni korkutacak geçtiğin yollar
Arkandan gelecek hep ayak sesim
Sarıp vücudunu hayalî kollar
Enseni yakacak sıcak nefesim

* "-lar" ve "-im"ler redif.

* "-ol" ve "-es"ler tam uyak.

 

 

Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı, o gün dev gibi bir orduyu yendik

 

 


Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sadık yârim kara topraktır

 

 

Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda, sular dizde gideriz
Bir gün akşam olur biz de gideriz
Kalır dudaklarda şarkımız bizim

 

 


Bahar gördüm yaz gördüm
Güzel gördüm naz gördüm
Her tarafı dolaştım
Senin gibi az gördüm

 

 


Ey garip çizgilerle dolu han duvarları 
Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları

 

 


Karacaoğlan kapınıza kul gibi
Gönül küsüverse ince kıl gibi
Seherde açılmış gonca gül gibi
Kokar gider bir gözleri sürmeli

 

 


Saç tel tel, örtüler hep tül tül düşer
Gözünün değdiği yere gül düşer
Sonunda sana da bir gönül düşer
Gönlümün şimdiki duygusu gibi

 

 


Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun 
Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun

 

 


Ketmetme bu râzı, söyle bir söz 
Ben isterim âh, öyle bir söz

 

 


Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
Ben aşkımla bahar getirdim sana
Tozlu yollarından geçtiğim uzak
İklimden şarkılar getirdim sana

 

Biçare gönüller, ne giden son gemidir bu 
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu

 

 

Senin kışın yaza benzer
Bir sevdâlı başa benzer
Çok içmiş sarhoşa benzer
Duman eksilme yen dağlar
Bu güzellik bâkî kalmaz sevdiğim
Âşıkın ağlatan gülmez sevdiğim
İyilerden kemlik gelmez sevdiğim
Hakk’ı bir bilirsen ağlatma beni

 

 


Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Yuvadaki kuşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni

 

 


Mehlika Sultan’a âşık yedi genç
Seneler geçti, henüz gelmediler
Mehlika Sultan’a âşık yedi genç