eski ingilizce dönemine ait yazar ve eserler



Sagot :

Ana madde: Anglosakson edebiyatı

Eski İngilizce ile yazılmış olan ilk İngilizce eserler, Orta Çağ'ın başlarında ortaya çıkmıştır (bulunan en eski metin Cædmon's Hymn metnidir). Sözlü gelenek, eski İngiliz kültüründe çok güçlüydü ve çoğu edebi eser icra edilmek amacıyla yazılırdı. Böylelikle, epik şiirler çok popülerdi ve Beowulf dahil birçoğu, bugünün Norveççe'sine ya da İzlandaca'sına çok yakın benzerlik gösterenAnglosakson edebiyatı'nın zengin külliyatında günümüze kadar geldi. Günümüze kadar ulaşan el yazılarındaki Anglosakson dizelerinin çoğu, kıtadaki eski Viking ve Alman savaş şiirlerinin muhtemelen "daha yumuşak" bir uyarlamasıydı. Bu şiir İngiltere'ye getirildiğinde, hala bir nesilden diğerine sözlü olarak aktarılıyordu ve aliterasyonlu dizeler'in ya da ünsüz kafiyesinin (günümüz gazete başlıkları ve pazarlama sektöründe bu teknik sıklıkla kullanılmaktadır) daimi varlığı, Anglosakson halkının onu hatırlamasına yardımcı olmuştur. Bu tür bir kafiye Cermen dilleri'nin bir özelliğidir ve Roman dilleri'nin sesli uyaklarından ya da kafiyelerinden farklıdır. Fakat ilk yazılı edebiyat, Aziz Augustinus ve onun müritleri tarafından kurulan ilk Hıristiyan manastırlarınaa dayanmaktadır ve Hıristiyan okuyucuların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bir şekilde uyarlandığını düşünmek mantıklıdır. Viking savaş şiirleri, en kaba mısraları olmaksızın dahi, hala kan davalarının kokusunu taşımaktadır ve bunlara ait sesli uyaklar, kulağa kasvetli kuzey havası altında çarpışan kılıçlar gibi gelmektedir: anlatılarda, her zaman için yaklaşan bir tehlike hissi duyulur. Beowulf'un hikâyesi boyunca savaştığı canavarlar tarafından nihayetinde ölmesi gibi, her şey, er ya da geç sonlanacaktır. Beowulf'taki hiçbir şeyin baki kalmaması, gençlik ve neşenin ölüm ve üzüntüye dönüşecek olması duyguları Hıristiyanlığa girmiştir ve İngiliz romanının gelecekteki görünümüne hakim olacaktır

 

 

bu kadar bulabildim :(

Eski İngilizce ile yazılmış olan ilk İngilizce eserler, Orta Çağ'ın başlarında ortaya çıkmıştır (bulunan en eski metin Cædmon's Hymn metnidir). Sözlü gelenek, eski İngiliz kültüründe çok güçlüydü ve çoğu edebi eser icra edilmek amacıyla yazılırdı. Böylelikle, epik şiirler çok popülerdi ve Beowulf dahil birçoğu, bugünün Norveççe'sine ya da İzlandaca'sına çok yakın benzerlik gösterenAnglosakson edebiyatı'nın zengin külliyatında günümüze kadar geldi. Günümüze kadar ulaşan el yazılarındaki Anglosakson dizelerinin çoğu, kıtadaki eski Viking ve Alman savaş şiirlerinin muhtemelen "daha yumuşak" bir uyarlamasıydı. Bu şiir İngiltere'ye getirildiğinde, hala bir nesilden diğerine sözlü olarak aktarılıyordu ve aliterasyonlu dizeler'in ya da ünsüz kafiyesinin (günümüz gazete başlıkları ve pazarlama sektöründe bu teknik sıklıkla kullanılmaktadır) daimi varlığı, Anglosakson halkının onu hatırlamasına yardımcı olmuştur. Bu tür bir kafiye Cermen dilleri'nin bir özelliğidir ve Roman dilleri'nin sesli uyaklarından ya da kafiyelerinden farklıdır. Fakat ilk yazılı edebiyat, Aziz Augustinus ve onun müritleri tarafından kurulan ilk Hıristiyan manastırlarınaa dayanmaktadır ve Hıristiyan okuyucuların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bir şekilde uyarlandığını düşünmek mantıklıdır. Viking savaş şiirleri, en kaba mısraları olmaksızın dahi, hala kan davalarının kokusunu taşımaktadır ve bunlara ait sesli uyaklar, kulağa kasvetli kuzey havası altında çarpışan kılıçlar gibi gelmektedir: anlatılarda, her zaman için yaklaşan bir tehlike hissi duyulur. Beowulf'un hikâyesi boyunca savaştığı canavarlar tarafından nihayetinde ölmesi gibi, her şey, er ya da geç sonlanacaktır. Beowulf'taki hiçbir şeyin baki kalmaması, gençlik ve neşenin ölüm ve üzüntüye dönüşecek olması duyguları Hıristiyanlığa girmiştir ve İngiliz romanının gelecekteki görünümüne hakim olacaktır