Sagot :
Süleyman Çelebi’nin edebi kişiliğini, gücünü gösteren en büyük eseri Mevlittir.Mevlit, mesnevi biçiminde yazılmış 800 beyitlik dini bir eserdir. Hazreti Muhammet’e övgü olarak yazılmıştır.Süleyman Çelebi’nin tek eseri Mevlit’tir.
Süleyman Çelebi Mevlit’le Hazreti Muhammed’in hayatını şeriat sınırları içinde destanlaştırdı. Mevlit, o günden bugüne en çok okunan dini eser oldu. En büyük camilerden en küçük evlere, yerleşme yerlerine kadar gökten inciler yağıyormuşçasına derin bir kendinden geçmişlik içinde, hala okunmaktadır.
15. Yüzyılın en önemli Divan şairlerindendir. Dini konularda eser vermiştir. En önemli eseri Vesilet’ün-Necat (Mevlit), edebiyatımızda bir gelenek başlatmıştır. Bu eserinde Peygamberin hayatı doğumundan ölümüne kadar geçen süreyi ele almıştır. Süleyman Çelebi’den sonra Mevlit söylemeye geleneği ortaya çıkmıştır. Süleyman Çelebi, daha çok saray ve çevresinde aydın kesime hitap etmiştir.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (1346-1422)
Şöhreti asırlar ve ülkeler dolduran Süleyman Çelebi'nin hayatı hakkındaki bilgiler, onun şöhretine ve hizmetine yakışacak ölçüde değildir. Bursa'da doğduğu, iyi bir tahsil gördüğü, Mevlid'ine dayanılarak çıkarılan bilgilerdendir.
Orhan Gazi döneminde Bursa’da doğmuştur. Doğum tarihinin 1346, ölüm tarihinin ise 1422 olduğu sanılmaktadır.
Yıldırım Bayezid tarafından ilmi ve irfanı takdir edilen Süleyman Çelebi divan imamlığına tayin edilmiş ve uzun müddet bu görevde kalmıştır. Süleyman Çelebi bu sırada Bursa halkını irşad eden Buharalı Emir Sultan dergâhına gidip gelir. Emir Sultan'a intisab eder ve halifeleri arasında yer alır.
Hayatının son zamanlarında, Yıldırım Bayezid devrinde tamamlanan Ulu Cami imamlığı da yapan Çelebi, meşhur eseri Mevlid'i burada iken yazmaya başlar, bir süre sonra Edirne'ye gider, orada eski Cami imamlığında bulunur ve tekrar Bursa'ya döner. Bursa'da yetmiş iki yaşlarında vefat eden Süleyman Çelebi'nin mezarı, bugün eski Kaplıca yolu kenarındaki Yoğurtlu Baba Zaviyesi önündeki sırtın üstündedir.
Anadolu ve Rumeli'deki Müslüman-Türk halkının beş asırdan beri elinden düşürmediği Mevlid'i ile haklı bir sevgi ve saygı kazanmış olan Süleyman Çelebi, bu ölümsüz eserini 1409'da Bursa'da yazmaya başlar, 1410'da tamamlar. Eserin yazılışı hakkında şöyle bir hadise nakledilir:
"Ben Hz. Muhammed'i Hz. İsa'dan üstün tutmam!" der.
Bu sırada camide bulunan bir başkası da, "Hey nâdân ve cahil adam, sen tefsir ilmini bilir misin? Âyetlerin nasıh ve mesuhundan haberin var mı? Peygamberler arasında fark yoktur demekten maksat, peygamberlerin faziletlerinde değil, peygamberlik hususundadır; eğer o âyetin mânâsı senin dediğin gibi olsaydı, yani umumilik ifade etseydi; "Peygamberlerin bazısı bazısından üstün kıldırılır!" mealindeki âyete hiç tesadüf edilir miydi?"
sözleriyle, kürsüdeki hocayı susturur. O gün, hadisenin geçtiği sırada camide bulunan ve bundan son derece müteessir olan Süleyman Çelebi, o anda Hz. Muhammed'i yücelten bir eser yazmaya karar verir ve Türk Edebiyatı'nın şaheserlerinden biri olan Mevlid bu şekilde doğmuş olur.
Mevlid'in asıl adı Vesilet'ün Necat (Kurtuluş Vesilesi) tır. Mevlid (Vesiletün Necat), Muhammed’in doğumunu ve hayatını konu edinen ve çeşitli törenlerde okunan besteli dini eserdir. Kelime anlamı, "doğum zamanı"dır. Ahmet Ateş, Vesiletün Necat'ı 1954'te yayımlamıştır (TDK Yayınları).
Şair Ziya Paşa, Harabet Önsözü'nde bu eseri,
Aşüfte olur hep işidenler
Dört yüz seneden beri efazıl
Bir söz demedi ona mümasil
gibi mısralarla övmüştür
.
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.