Sagot :
Yabancı Destanlarla Türk Destanlarının karşılaştırılması
YABANCI DESTANLARLA TÜRK DESTANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
Türk destanları ile başka toplumları destanları arasında benzerlikler olduğu gibi farlılıklar da vardır Eski Çağ toplumlarının birbirinden uzak olsalar da yapı, yetenek ve davranışları bakımından benzediklerini; iklim, coğrafya, yaşama koşulları bakımından da farklılıklar gösterdiklerini toplum bilimi ve ona yardımcı olan bilim dalları ortaya koymaktadır
Destanlar arasında sağlıklı karşılaştırma yapabilmek, olumlu sonuçlara varabilmek için, bütün faktörleri göz önünde bulundurmak gerektiği gibi, her destanın tümünü elde etmek, incelemek zorunluluğu vardır
Önce şunu kesin olarak söyleyebiliriz:
Biçim ve işleniş yönlerinden bütün destanlar benzeşirler:
Destanların doğuşuna, toplumu etkileyen çok önemli olaylar sebep olur
Sözlü olarak, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa yayılır
Kahramanları, toplumun yürekten benimsediği, yücelttiği, doğa üstü gücüne inandığı; yiğit kurtarıcılardır
Destanlar manzum savaş ve kahramanlık hikayeleridir
Coşkulu duyguların etkinliği, hayal gücünün sonsuzluğu, dil ve söyleyişteki şiirleşen iyi ve güzel nitelikler, destanlarda, lirik, epik, dramatik öğelerin oluşumunu sağlar
Bütün bu nitelikleri, Türk destanlarında bulabiliriz Örneğin, hepimizin yakından tanıdığı ve destan parçaları olarak bildiğimiz Dede Korkut'ta vardır Oğus Kağan'ın kurultay toplayarak söylediği sözler; sığındıkları Ergenekon adlı yayladan demir dağı eriterek kurtuluşa ve özgürlüğe ulaşan Göktürkler'in savaşı; yoksulların kurtarıcısı yiğit Manas'ın savaşları bu gün de etkisi süren, coşkuyla okuduğumuz manzum-mensur hikayelerdir
İlyada'daki karşı iki ordunun çarpışmasını bir sonuca bağlamak için dövüşen komutanların yiğitçe, bazen acımasızca savaşmaları, destanların genel niteliklerine örnek sayılabilir
Bu örneklerde, dil ve söyleşi bakımından da ortak yönler vardır Hikaye eden, benzetmelerle güçlendirilen, hayal gücü ile coşkulu, etkili kılınan anlatım:
"Ey oğullar, ben çok (yerler) aştım,
Çok savaşlar gördüm
Çok mızrak, çok ok attım"
(Oğuz Kağan Destanı)
"Bir demirci dedi ki: Burada bir demir madeni var Yalın kata benziyor Şunun demirini eritsek bir yol olurdu Varıp o yeri gördüler Bu sözü de beğendiler Dağın geniş yerine bir kat odun bir kat kömür dizdiler Dağın üstünü, arka yanını, beri yanını (böylece) doldurduktan sonra yetmiş deriden körük yapıp, yetmiş yerde kurdular Ateşleyip körüklediler Tanrı'nın gücüyle ateş kızdıktan sonra demir dağ eriyip akıverdi Yüklü deve çıkacak kadar yol oldu"
(Ergenekon Destanı)
"Er Manasın üstüne
Bir kahraman gelmemiş
Aydınından Ay korkmuş
Parlaklığından Güneş"
(Manas Destanı)
"Kendisini dostça konuklayana kötülük edemesin
Bundan böyle doğacak insanlar arasında hiç kimse
Böyle dedi; savurdu attı uzun gölgeli kargısını
Vurdu Priamos'un oğlunu düzgün kalkanından
(İlyada Destanı) - Yunan Destanıdır
Görülüyor ki hepsinde, savaşlar, yiğitlikler, erdemler, ibretler yanında etkili söyleyişler yer alıyor
İlyada'nın söyleyişinde, ayrıca, Homeros ile Türkçeye çevirenlerin kalem güçleri etkili olmaktadır
Türk destanları ile İlyada destanında göze çarpan en belirgin ayrılık, kahramanların toplumsal-bireysel amaca yönelik savaş ve davranışlarında gözükmektedir
Türk destanlarında kahramanlar, savaşırlarken kendi toplumlarının yarar ve mutluluklarını düşünmektedirler İlyada ve Odysseia'da ise bireysel üstünlükler, bireysel amaçlara yönelik yiğitlikler önem kazanmaktadır Bu, özellikle, Odysseia'da tek gözlü dev ile, Dede Korkut'taki Tepegöz hikayesinde de görülebilir
YABANCI DESTANLARLA TÜRK DESTANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
Türk destanları ile başka toplumları destanları arasında benzerlikler olduğu gibi farlılıklar da vardır Eski Çağ toplumlarının birbirinden uzak olsalar da yapı, yetenek ve davranışları bakımından benzediklerini; iklim, coğrafya, yaşama koşulları bakımından da farklılıklar gösterdiklerini toplum bilimi ve ona yardımcı olan bilim dalları ortaya koymaktadır
Destanlar arasında sağlıklı karşılaştırma yapabilmek, olumlu sonuçlara varabilmek için, bütün faktörleri göz önünde bulundurmak gerektiği gibi, her destanın tümünü elde etmek, incelemek zorunluluğu vardır
Önce şunu kesin olarak söyleyebiliriz:
Biçim ve işleniş yönlerinden bütün destanlar benzeşirler:
Destanların doğuşuna, toplumu etkileyen çok önemli olaylar sebep olur
Sözlü olarak, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa yayılır
Kahramanları, toplumun yürekten benimsediği, yücelttiği, doğa üstü gücüne inandığı; yiğit kurtarıcılardır
Destanlar manzum savaş ve kahramanlık hikayeleridir
Coşkulu duyguların etkinliği, hayal gücünün sonsuzluğu, dil ve söyleyişteki şiirleşen iyi ve güzel nitelikler, destanlarda, lirik, epik, dramatik öğelerin oluşumunu sağlar
Bütün bu nitelikleri, Türk destanlarında bulabiliriz Örneğin, hepimizin yakından tanıdığı ve destan parçaları olarak bildiğimiz Dede Korkut'ta vardır Oğus Kağan'ın kurultay toplayarak söylediği sözler; sığındıkları Ergenekon adlı yayladan demir dağı eriterek kurtuluşa ve özgürlüğe ulaşan Göktürkler'in savaşı; yoksulların kurtarıcısı yiğit Manas'ın savaşları bu gün de etkisi süren, coşkuyla okuduğumuz manzum-mensur hikayelerdir
İlyada'daki karşı iki ordunun çarpışmasını bir sonuca bağlamak için dövüşen komutanların yiğitçe, bazen acımasızca savaşmaları, destanların genel niteliklerine örnek sayılabilir
Bu örneklerde, dil ve söyleşi bakımından da ortak yönler vardır Hikaye eden, benzetmelerle güçlendirilen, hayal gücü ile coşkulu, etkili kılınan anlatım:
"Ey oğullar, ben çok (yerler) aştım,
Çok savaşlar gördüm
Çok mızrak, çok ok attım"
(Oğuz Kağan Destanı)
"Bir demirci dedi ki: Burada bir demir madeni var Yalın kata benziyor Şunun demirini eritsek bir yol olurdu Varıp o yeri gördüler Bu sözü de beğendiler Dağın geniş yerine bir kat odun bir kat kömür dizdiler Dağın üstünü, arka yanını, beri yanını (böylece) doldurduktan sonra yetmiş deriden körük yapıp, yetmiş yerde kurdular Ateşleyip körüklediler Tanrı'nın gücüyle ateş kızdıktan sonra demir dağ eriyip akıverdi Yüklü deve çıkacak kadar yol oldu"
(Ergenekon Destanı)
"Er Manasın üstüne
Bir kahraman gelmemiş
Aydınından Ay korkmuş
Parlaklığından Güneş"
(Manas Destanı)
"Kendisini dostça konuklayana kötülük edemesin
Bundan böyle doğacak insanlar arasında hiç kimse
Böyle dedi; savurdu attı uzun gölgeli kargısını
Vurdu Priamos'un oğlunu düzgün kalkanından
(İlyada Destanı) - Yunan Destanıdır
Görülüyor ki hepsinde, savaşlar, yiğitlikler, erdemler, ibretler yanında etkili söyleyişler yer alıyor
İlyada'nın söyleyişinde, ayrıca, Homeros ile Türkçeye çevirenlerin kalem güçleri etkili olmaktadır
Türk destanları ile İlyada destanında göze çarpan en belirgin ayrılık, kahramanların toplumsal-bireysel amaca yönelik savaş ve davranışlarında gözükmektedir
Türk destanlarında kahramanlar, savaşırlarken kendi toplumlarının yarar ve mutluluklarını düşünmektedirler İlyada ve Odysseia'da ise bireysel üstünlükler, bireysel amaçlara yönelik yiğitlikler önem kazanmaktadır Bu, özellikle, Odysseia'da tek gözlü dev ile, Dede Korkut'taki Tepegöz hikayesinde de görülebilir
Thank you for visiting our website wich cover about Diğer Diller. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.