avrupa'da orta çağ sonrası yaşanan aydınlnma dönemi'nin özellikleri



Sagot :

Aydınlanma Hareketinin Özellikleri
Aydınlanma hareketi içerisinde bulunan düşün adamlarının bir çok yönden birbirlerinden ayrılmalarına karşın aşağıda belirtilen ortak yönleri taşıdıkları söylenebilir.
• Akıl: Bilgiye ulaşmada ve bilginin düzenlenmesinde aklın ön plana çıkmasıdır. Başka bir deyişle düşünebilme, anlayabilme ve tecrübelere dayalı olarak elde edilen bilgiler üzerinde akıl yürütmenin ön plana çıkması,
• Duyumculuk (empiricism): İçinde bulunduğumuz ve duyularımız ile algıladığımız doğal ve toplumsal dünya ile ilgili sahip olduğumuz düşünce ve bilgilerin deneylere, gözlemlere ve yeniden test edebilmeye dayalı olmasıdır. Yani doğal ve toplumsal dünya hakkındaki bütün düşünce ve bilgilerin test edilebilen, deneyi yapılabilen gerçekler üzerine dayalı olması,
• Bilim: Bilimsel bilginin içinde bulunduğumuz doğal ve toplumsal dünyanın insanların amaçları doğrultusunda değiştirilebilmesinde en önemli rolü oynaması gerektiği,
• Evrensellik: Bilim istisnası olmaksızın evrenin bütününü yöneten yasaları üreten bir etkenlik olduğu için bilim doğa ve toplumda var olan genel geçerli evrensel yasalara ulaşmalı ve bu yolla bilimsel bilginin akıl yolu ile doğal ve toplumsal dünyanın her alanına uygulanabilmesinin mümkün olduğu düşünçesi,
• İlerleme: İnsan oğlunun doğal ve toplumsal konumunu bilimin ve aklın uygulamaları ile daha ileriye ve güzele doğru geliştirilebileceği ve ancak bu yolla insanın mutluluğunun ve refahının sağlanabileceği inancı,
• Bireycilik: Birey bütün toplumsal eylemlerin ve bilginin başlangıç noktası olduğu için bir üst otoriteye bağlı olarak ele alınmamalıdır. Toplum bireylerini düşünce ve eylemlerinin bir ürünü olarak ele alınması gerektiği ve bu nedenle toplumsal yapıların ve üst otoritenin ancak özgür bireylerin eylemleri ve istekleri doğrultusunda şekillenebileceği,
• Hoşgörü: Başta hiristiyanlık olmak üzere hiç bir uygarlığın veya bir ırkın diğerlerinden üstün olmadığı, insanlar arasında var olan ulus, din, inanç ve ahlaki değerler farklılıklarına karşın insanoğlunun özünde aynı olduğu ve bu nedenle insanların kültürel farklılıklarının hoşgörü ile karşılanması gerektiği,
• Özgürlük: Aydınlanma öncesi geleneksel toplumlarda inanç, ticaret, iletişim, toplumsal, etkileşim, cinsellik ve özel mülkiyet gibi insanların sahip olduğu doğal hak ve özgürlükler üzerinde dinsel otoritenin koymuş olduğu sınırlamaların ve yasaklamaların kaldırılması ve tüm toplumun bu tür hak ve özgürlüklerden eşit olarak yararlanması gerektiği,
• İnsan doğasının birliği: İlke olarak insan doğasının her yerde ve her zaman aynı olduğu,
• Laiklik: Ruhban sınıfının tutuculuğuna ve siyasal otoritesine karşı geliştirilen tutumları ifade etmek için kullanılır. Diğer bir ifade ile aydınlanma öncesi toplumlarda dinsel otoritenin egemenliği altındaki dogmatik bilgiler yerini her
türlü dinsel baskı ve otoriteden uzak özgür bilgilere bırakmış ve bu yolla bilgi dinin güdümünden arındırılarak bilimsel bir temele dayandırılmıştır. bu aynı zamanda siyasal boyutta dinin kamusal alandan geri çekilerek yalnızca özel alana ait olması anlamına gelmektedir.
Yukarıda belirtilen aydınlanma hareketinin ortak özellikleri aynı zamanda onsekizinci yüzyıldaki sosyal ve siyasal dönüşümlerin temel yönlerini ortaya koymaktadır. Bu özellikleri biraz daha genişletmek mümkündür. Ancak çağdaş toplumu oluşturmada aydınlanma hareketinin yukarıda belirtilen ortak özelliklerinin ne kadar önemli bir oynadığını çok iyi anlamak gerekmektedir. Bunu en belirgin bir şekilde aydınlanma hareketinin geliştiği dönemlerdeki Avrupa’nın içinde bulunduğu sosyal ve siyasal krizlerde açıkça görebilmekteyiz.