atatürkün hak ve hüriyetlere ilişkin birsözü 



Sagot :

Bence bir millette şerefin, haysiyetin,namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milleti hürriyet ve istiklâline sahip olmasıyla kaimdir.

Atatürk'ün İnsan Hakları ve Hürriyetleri Üzerine Sözleri   Bir millet, bir memleket için kurtuluş, esenlik ve muvaffakiyet istiyorsak bunu yalnız bir şahıstan hiçbir vakit istememeliyiz. Umumî kurtuluşu, gene umumî gayret temin eder ve bir millet, bir toplum yalnız bir ferdin gayretiyle bir adım bile atamaz. Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve yok olma vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir. ( 1906 ) Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük atalarımın en kıymetli miraslarından olan bağımsızlık aşkı ile yaradılmış bir adamım. ( 1921 ) Bir millette onurun, saygınlığın, namusun ve insanlığın meydana gelebilmesi ve devam ettirebilmesi için, mutlaka o milletin hürriyet ve bağımsızlığına sahip olmasıyla mümkündür. ( 1921 ) Gerçekten tam bir azim ve ısrar ile devam ettirilen ve savunulan bağımsızlık hak ve hürriyet davalarının başarısını tümüyle engelleyecek hiç bir kuvvet tasavvur edilemez. ( 1922 ) Sonsuz bir hürriyet düşünmek mümkün değildir, hakların en büyüğü olan hayat hakkı bile mutlak değildir. ( 1923 ) Toplumda hürriyet sınırlıdır. O da bir kişinin değil toplumun tümünün ortak menfaatlerinin gereği olarak yürürlükteki kanunlar iledir. Vicdan hürriyetinizi ne dereceye kadar kullanabileceğiniz, bunlar yürürlükteki kanunlarla anlaşılır. ( 1923 )  Münevverler gidecekleri muhitlerde başlı başına bir âlem yaratabilirler. Memleketin yalnız bir yerinde değil, beş on yerinde birer ilim merkezi, nur merkezi, irfan merkezi yapmalıyız, millet bahtiyar olsun. ( 1923 ) Her milletin kendine mahsus gelenekleri, kendine mahsus âdetleri, kendine göre millî hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin taklitçisi olmamalıdır. Çünki böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne kendi milliyeti içinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki acıdır. ( 1923 ) Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli ölçüsüdür. Geçmişte güçlü iken, bütün kuvvetiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur. Böyle bir toplumda adalet, şefkat hissi, içgüdü kaybolmuş demektir. ( 1925 ) Biz Türkler tarihimiz boyunca hürriyet ve bağımsızlığa sembol olmuş milletiz. ( 1927 ) Hürriyet, insanın, düşündüğü ve dilideğini tam olarak yapabilmesidir. Bu tanım, hürriyet kelimesinin geniş anlamıdır. ( 1930 ) Artık, Türkiye'de "Her Türk hür doğar, hür yaşar" ( 1930 ) Türk, kişisel hürriyetinden ve çıkarlarından, Anayasada tesbit edildiği kadarını Cumhuriyete bırakmıştır. Cumhuriyet kişinin, ona bıraktığı bir kısım hürriyeti, kişinin ve Türk milletinin, içte hürriyetini ve dışa karşı da bağımsızlığını sağlamak için kullanır. ( 1930 ) Hürriyetten doğan bunalımlar ne kadar büyük olursa olsun, hiç bir zaman fazla baskının sağladığı sahte güvenlikten daha tehlikeli değildir. ( 1930 ) Hürriyet, Türk'ün hayatıdır. ( 1930 ) Kişisel hürriyetler kutsaldır. Bunların korunmasına daima çalışılır, devletin kuvveti, otoritesi hiçe sayılırsa, - olacak bir şey değil ama belki hiçe indirilebilir -, ancak bu takdirde bu gibi insanların sonunda mutlaka başka bir devletin otoritesi altına girme aşağılığına düşeceklerini, yabancı bir devlet otoritesinin esaret zincirlerini kendi elleri ile boyunlarına takmaya mecbur olacaklarını hatırdan çıkarmamak lazımdır. Vatandaş olan kişiler kendi hürriyetlerinin bir kısmını seve seve gerekli görerek devlete zaten devretmişlerdir. Devlet kendine özgü iradesi ile kişisel hürriyetlerin bir kısmına gene o hürriyetlerin sağlanması için sahip olur. Yeter ki devlet hakimiyeti, milletin refahına, genel mutluluğuna ve vatandaş hürriyetlerinin sağlanmasına kullanılsın. ( 1931 )