Yunus Emre ve Hocası arasında geçen hikayeler olaylar cokk acil lazm bi help daa



Sagot :

Yunus Emre kimdir nedir nerde doğmuştur anlatmııcam zaten biliyorsunuzdur artık edebiyattan.Çok hoşuma gitti bu hikaye yazmak istedim.Okuyun bakiimm : 

Birgün Yunusun evinde buğday bitmiştir.Anası buğday bulması için onu dışarıya yollamıştır.Yunus eşşeğini alıp yola koyulmuştur.Sonra köyün yakınlarında bir degaha gitmiştir.Dergahtaki hocadan (kusura bakmayın unuttum ismini) buğday istemiştir.Hoca ise 
"Buğday mı istersin yoksa himmet mi?" demiş 
Yunus "Buğday İsterim" demiş. Hoca tekrar sormuş "Buğdaymı istersin yoksa himmetmi?" Yunus kendi kendine allah allah bu himmet ne menem bişeydirki bu kadar değerli demiş.Sonra cevabını vermiş. "Buğday isterim" 
hoca çocuklardan iste ne kadar buğday istersen o kadar versinler demiş. 
Ambara gitmiş eşşeğe fazlasıyla buğdayları yüklemiş.buğday bulmuş olmanın sevinciyle yola koyulmuş.Ormandan geçerken eşşek yorulmuş tökezlemiş ve buğdaylar yere saçılmış.Yunus toplamaya çalışmış fakat başaramamış çünkü hepsi yerdeydi kilolarca buğday ziyan olmuş.Sonra Yunus düşünmüş taşınmış ve dergaha dönmeye karar vermiş.Gitmiş hocayı sormuş.Toplantıda ama beklersen çıkınca görüşebilirsin demişler.Saatlerce beklemiş Yunus.Sonunda hoca çıkmış.Yunus siz haklısınız ben "himmet" istiyorum demiş boynu bükük bir şekilde. 
Hoca himmet bizim kapımızdan çıktı eğer çok arıyorsan Anadolu nun bi köyünde Kör bir ozan vardır.Adı Taptuk Emre dir.Git onun dergahında bulabilirsin demiş. 
Yunus koyulmuş yola gelmiş Taptuk Emre hazretlerinin huzuruna. 
Yunus ürkek bir sesle "İzin verirseniz sizden himmet istiyorum" demiş. 
Taptuk Emre "Himmet elden alınmaz terle alınır" demiş.Yunus o günden sonra Hz. Taptuk Emre nin dergahında çalışmaya başlamış.Yıllarca orada türküler şiirler bestelemişler beraber.Yunus o kadar iyi çalışmışki bir kere bile dergahın kapısından eğri bir odun parçası bile girmemiş.Yunus bakmış himmet mimmet yok ortada. Ve dergahtan gitmeye karar vermiş.Yunus gece toplanmış ve evine gitmeye karar vererek yola koyulmuş.Uzunca bir süre yürümüş.Sonra çölde bir kervanla karşılaşmış.Kervana katılmak için izin istemiş ve kervana katılmış fakat yunus kim olduğunu nereye gittiğini niçin gittiğini söylememiş zaten diğerleride pek merak etmemişler.Kervan birkaç saat sonra durmuş.Hocalardan biri sofrayı hazırlıcaz demiş yunusa.Oturmuşlar hep beraber ellerini açmışlar ve pat diye önlerine bir sofra inmiş.Yunus Şaşkin gözlerine inanamamış.Ama soramamışta.İkinci gün yine sofra kurmuşlar yine pat diye gelmiş sofra yunus yine şaşırmış fakat yine korkusundan soramamış.Ertesi gün hocalar dönmüşler yunusa "hadi bakalım sıra sende" demişler.Yunus şaşırmış."Ama siz ne için dua ettiniz bilmiyorumki" demiş.Hocalar sen aç elini ve Allah rızası için dua et eğer kabul olursa tanrı bize sofrasını bahşeder demiş.Yunus oturmuş açmış ellerini ve "Allahım bunlar kimin için dua ettilerse bende onun rızası için dua ediyorum sana şükürler olsun ya rabbim" demiş. ve çölün ortasında kocaman mükkemmel bir sofra inmiş.Herkes şaşkın daha önce böyle sofra kimse görmemişti.Hocalar yunus a sormuş.Ya sen kimsin ne için dua ettinki yüce allah bize böyle bir sofra nasip etti demişler.Yunus siz kimin için ettiyseniz bende onun için ettim demiş. 
Hocalar biz Taptuk Emre nin dergahında Yunus adında bir ozan var onun için dua ettik demişler.Yunus şaşırmış ve geri dönmek istemiş. 
Düşmüş yola.günler sonra öğlen vakti dergaha gelmiş.Eve çıkmış Taptuk Emre yokmuş.Karısını görmüş ve sormuş. 
Karısı Taptuk Emre nin camiide vaaz verdiğini söylemiş.Sonra Yunus sen kapının eşiğine yat demiş.Yunus bir anlam verememiş. 
Kadın sen kapının eşiğine yat Taptuk Emre bastonuyla yoklarken burda birşey olduğunu sorucak.Bende Yunus diyecem ama sakın kalkma.O eğer Hangi Yunus derse hiç sesini çıkartmadan burayı terket ve evine geri dön. 
Eğer bizim yunus mu derse kapımız sana istediğin kadar açıktır demiş. 
Taptuk Emre camiiden çıkmış ve evin merdivenlerini çıkmış.Kapıyı yokladıktan sonra bastonu takılmış. 
Karısına "Hanım burda birşey var ne bu" demiş. 
Karıs "Yunus Emre" demiş. 
Taptuk Emre "Bizim Yunus mu" demiş, 
Karısı evet Bizim yunus demiş. 
Yunus Emre sevinçli bir şekilde ayağa kalkmış ve Taptuk Emre nin elini öpmüş.Ondan sonra o dergahta kalmış ve Yunus un olduğu sürece içeriye tekbir eğri söz tek bir eğri odun parçası bile girmemiş...

Birgün Yunusun evinde buğday bitmiştir.Anası buğday bulması için onu dışarıya yollamıştır.Yunus eşşeğini alıp yola koyulmuştur.Sonra köyün yakınlarında bir degaha gitmiştir.Dergahtaki hocadan (kusura bakmayın unuttum ismini) buğday istemiştir.Hoca ise 
"Buğday mı istersin yoksa himmet mi?" demiş 
Yunus "Buğday İsterim" demiş. Hoca tekrar sormuş "Buğdaymı istersin yoksa himmetmi?" Yunus kendi kendine allah allah bu himmet ne menem bişeydirki bu kadar değerli demiş.Sonra cevabını vermiş. "Buğday isterim" 
hoca çocuklardan iste ne kadar buğday istersen o kadar versinler demiş. 
Ambara gitmiş eşşeğe fazlasıyla buğdayları yüklemiş.buğday bulmuş olmanın sevinciyle yola koyulmuş.Ormandan geçerken eşşek yorulmuş tökezlemiş ve buğdaylar yere saçılmış.Yunus toplamaya çalışmış fakat başaramamış çünkü hepsi yerdeydi kilolarca buğday ziyan olmuş.Sonra Yunus düşünmüş taşınmış ve dergaha dönmeye karar vermiş.Gitmiş hocayı sormuş.Toplantıda ama beklersen çıkınca görüşebilirsin demişler.Saatlerce beklemiş Yunus.Sonunda hoca çıkmış.Yunus siz haklısınız ben "himmet" istiyorum demiş boynu bükük bir şekilde. 
Hoca himmet bizim kapımızdan çıktı eğer çok arıyorsan Anadolu nun bi köyünde Kör bir ozan vardır.Adı Taptuk Emre dir.Git onun dergahında bulabilirsin demiş. 
Yunus koyulmuş yola gelmiş Taptuk Emre hazretlerinin huzuruna. 
Yunus ürkek bir sesle "İzin verirseniz sizden himmet istiyorum" demiş. 
Taptuk Emre "Himmet elden alınmaz terle alınır" demiş.Yunus o günden sonra Hz. Taptuk Emre nin dergahında çalışmaya başlamış.Yıllarca orada türküler şiirler bestelemişler beraber.Yunus o kadar iyi çalışmışki bir kere bile dergahın kapısından eğri bir odun parçası bile girmemiş.Yunus bakmış himmet mimmet yok ortada. Ve dergahtan gitmeye karar vermiş.Yunus gece toplanmış ve evine gitmeye karar vererek yola koyulmuş.Uzunca bir süre yürümüş.Sonra çölde bir kervanla karşılaşmış.Kervana katılmak için izin istemiş ve kervana katılmış fakat yunus kim olduğunu nereye gittiğini niçin gittiğini söylememiş zaten diğerleride pek merak etmemişler.Kervan birkaç saat sonra durmuş.Hocalardan biri sofrayı hazırlıcaz demiş yunusa.Oturmuşlar hep beraber ellerini açmışlar ve pat diye önlerine bir sofra inmiş.Yunus Şaşkin gözlerine inanamamış.Ama soramamışta.İkinci gün yine sofra kurmuşlar yine pat diye gelmiş sofra yunus yine şaşırmış fakat yine korkusundan soramamış.Ertesi gün hocalar dönmüşler yunusa "hadi bakalım sıra sende" demişler.Yunus şaşırmış."Ama siz ne için dua ettiniz bilmiyorumki" demiş.Hocalar sen aç elini ve Allah rızası için dua et eğer kabul olursa tanrı bize sofrasını bahşeder demiş.Yunus oturmuş açmış ellerini ve "Allahım bunlar kimin için dua ettilerse bende onun rızası için dua ediyorum sana şükürler olsun ya rabbim" demiş. ve çölün ortasında kocaman mükkemmel bir sofra inmiş.Herkes şaşkın daha önce böyle sofra kimse görmemişti.Hocalar yunus a sormuş.Ya sen kimsin ne için dua ettinki yüce allah bize böyle bir sofra nasip etti demişler.Yunus siz kimin için ettiyseniz bende onun için ettim demiş. 
Hocalar biz Taptuk Emre nin dergahında Yunus adında bir ozan var onun için dua ettik demişler.Yunus şaşırmış ve geri dönmek istemiş. 
Düşmüş yola.günler sonra öğlen vakti dergaha gelmiş.Eve çıkmış Taptuk Emre yokmuş.Karısını görmüş ve sormuş. 
Karısı Taptuk Emre nin camiide vaaz verdiğini söylemiş.Sonra Yunus sen kapının eşiğine yat demiş.Yunus bir anlam verememiş. 
Kadın sen kapının eşiğine yat Taptuk Emre bastonuyla yoklarken burda birşey olduğunu sorucak.Bende Yunus diyecem ama sakın kalkma.O eğer Hangi Yunus derse hiç sesini çıkartmadan burayı terket ve evine geri dön. 
Eğer bizim yunus mu derse kapımız sana istediğin kadar açıktır demiş. 
Taptuk Emre camiiden çıkmış ve evin merdivenlerini çıkmış.Kapıyı yokladıktan sonra bastonu takılmış. 
Karısına "Hanım burda birşey var ne bu" demiş. 
Karıs "Yunus Emre" demiş. 
Taptuk Emre "Bizim Yunus mu" demiş, 
Karısı evet Bizim yunus demiş. 
Yunus Emre sevinçli bir şekilde ayağa kalkmış ve Taptuk Emre nin elini öpmüş.Ondan sonra o dergahta kalmış ve Yunus un olduğu sürece içeriye tekbir eğri söz tek bir eğri odun parçası bile girmemiş...