caiz sıtkı tarancının 35 yaş şiirinde ki imgeler nelerdir? anlam ve ahenk unsurları nelerdir? ayrıca toplumsal mı bireysel mi duygular ön plandadır?



Sagot :

  Bireyden, aynadaki görüntüsünden yola çıkarak ölüm ve fanilik konularına değinmiştir. Genele gitmiştir.   Bu şiir ömrün yarısına varmanın bilincine ermiş bir insanın, ölümden duyabileceği ürpertiyi dile getirmiştir. Buna rağmen şair ölümün herkesin başında olduğunu düşünerek avunmaktadır: “Neylersin ölüm herkesin başında”.   “Dante gibi ortasındayız ömrün” diyerek kendisini İtalyan şair Dante’ye benzetmiştir. Dante ile Tarancı’nın bu konudaki benzerliği ise iki şairinde ölüm konusunu işlemeleri ve yapıtlarında ölümden bahsetmeleridir.   Cahit Sıtkı ölümü ızdırap duyarak karşılar fakat metafizik duygulara kaçmaz. Bunun sebebi ise laiklik düşüncesinden dolayı başka konulara çekmez.   Cahit Sıtkı sosyal konularla ilgilenmez.   Şiirde sade, yalın, basit, halk deyişlerine yer verilmiştir. Şiirde geçen deyimler: “gözünün yaşına bakmadan gider”, “şakaklarıma kar mı yağdı ne var?”, “gözler altındaki mor halkalar”.   Gerçeklerden ayrılıp hayal dünyasına. Şair yaşadığı ana çok bağlı ve o andan kopmuyor.   Bu şiire hâkim olan zaman şimdiki zamandır. Otuz beş yaşına gelmiş bir insanın geçmiş ve geleceğine bakışı vardır.   Şiir otuz beş mısradan oluşmuştur.(5x7)   11’li hece ölçüsü kullanılmıştır. abab sarmal uyak örgüsü kullanılmıştır.

Cevap:

Merhaba,

Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.” mısrasıyla bilinen Cahit Sıtkı Tarancı’ya ait Otuz Beş Yaş adlı şiir, yedi adet beşlikten (bent) oluşur. Toplamda otuz beş mısra vardır. Şiir on birli hece ölçüsü ile yazılmıştır. “abab” çapraz uyak örgüsü kullanılmıştır.

Tarancı, bu şiirini yazarken İtalyan şair Dante’den ilham almıştır. Dante, İlahi Komedya adlı eserine “Hayat yolunun ortasında kendimi karanlık bir ormanda buldum.” diye başlar. Bu eseri yazdığında Dante, 35 yaşındadır ve sürgün hayatındadır.  

Tarancı da bu yaşını hayat yolunun yarısı olarak kabul eder. Bu yaştan sonra hayatının yavaş yavaş sona ereceğini belirtmek ister. Şiirde insanın gelişme devrinin sonunun otuz beş yaş olarak kabul edildiğini görürüz. Delikanlılık çağındaki o canlılığın ve hayata sıcacık bakmaların geçici olduğu, biz ne kadar istesek de o günlerin bir şekilde son bulduğu vurgulanıyor.

Şair sonraki mısralarda, önceki fotoğraflarına bakıp gördüğü kişinin kendisine benzemediğini anlatır. Eski gençlik duyguları artık kaybolmuştur. Yüzü eskisi gibi gülmemektedir. Ölümün her an ensesinde olduğunu düşünmektedir. Kaygı duymaktadır.

Başarılar!

Mert