hicri takvimin  başlangıç noktası nedir ?



Sagot :

Tarih başı olarak Peygamber Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç edişini alan takvim. Hicretten 17 yıl kadar sonra halife Ebu Bekir zamanında kullanılmaya başlanmıştır. Bu takvimde de yıl, 12 aya bölünmüştür. Ancak, Dünyanın Güneş çevresinde dönüşü değil, Ayın Dünya çevresinde dönüşü, aylar için esas alınmıştır. Ay’ın Dünya çevresinde dönmesi 29,5 gün sürdüğüne göre, bir ay 29,5 gün sayılmış, bir yılda, (12×29,5 = ) 354 gün olmuştur. Böylece bu takvim, güneş yılından 11 gün kısa olmuştur. Bu kısalık sonucu, bu takvimdeki aylar durmadan yer değiştirir. Meselâ Ramazan ayı, her yıl 11 gün, kıştan yaza ya da yazdan kışa doğru yer değiştirir.

Bu takvimdeki 12 ayı, 29,5 gün olarak buçuklu hesaplamamak için, ayların kimi 29, kimi de 30 gün sürer. Aylar şunlardır: Muharrem, Sefer, Rebiülevvel, Rebiülâhir, Cemaziyülevvel, Cemaziyülâhir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhicce. Bunlara “Arabî aylar” adı verilir.

Eskiden bizde de Hicrî takvim ve Arabî aylar kullanılırdı. Bugün yalnız dinî bayramlarda ve dinî günlerde kullanılmaktadır. Hicrî takvim yerine, bütün medenî dünyanın kullandığı Milâdî takvim, bizde 26 Aralık 1925 tarihinden itibaren kullanılmağa başlanmıştır.

teşekkür edersen sevinirim



 

 

Hicri takvim nedir 
Hicri takvimin başlangıç senesi; Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (asm) ve müminlerin Mekke’den Medine’ye hicret ettikleri senedir Başlangıç ayı ise; Cenab-ı Hakk’ın hicreti emrettiği, hem de Arabistan’da daha önce de ilk ay olarak kabul edilen “Muharrem” ayıdır. hicri takvimin başlabgıç noktası 622 dir.

Hicri takvim ne zaman kullanılmaya başlandı?
Medine’de İslam Devleti’nin kurulmasından HzÖmer devrine kadar Müslümanlar bazı önemli olayları tarih başlangıcı kabul edip buna göre zamanlarını tayin etmekteydiler (Ficar Savaşı, Veda Haccı gibi)
HzÖmer’in (ra) halifeliği zamanında peş peşe fetihlerin yapılması sonucu İslam Devleti’nin sınırları genişledi Genişleyen sınırlar içerisinde birkaç resmi belgede tarihe bağlı iletişim sorununun yaşanması üzerine zaten uzun zamandır var olan bu ihtiyaç gündeme geldi.
Böylece hicretin 17 senesinde toplanan bir heyetle, Hicri takvim İslam takvimi olarak kabul edildi

Hicri takvimde başlangıç olarak neden “Hicret” kabul edildi?
Her toplum kendi takvimini oluştururken, kendileri için önemli saydıkları bir günü başlangıç olarak almışlardır.

Takvim, kültürle ve dolayısıyla DİN ile alakalı bir konudur İbadetlerin vakitle oldukça alakalı olması, din sahiplerinin takvim konusundaki hassasiyetlerine sebep olmuştur İslam dünyasında olduğu gibi Hristiyan, Yahudi, Budist, Hindu ve diğer coğrafyalardaki insanların da takvimle münasebetinin din kaynaklı olduğu görülür.

Romalılar, Roma’nın kuruluşunu, Hristiyanlar, Hz İsa’nın (as) doğumunu tarih başlangıcı olarak kabul etmişlerdir Romalılar, Sezar zamanında, “Jülyen Takvimi” olarak düzenlemiş ve kullanmıştır Yeniçağda Papa XII Gregor tarafından düzenlenerek “Gregoryen Takvimi” olarak anılmıştır.

Her toplum kendisi için önemli olan kültürel veya dini hadiseyi bir başlangıç olarak kabul ettiklerine göre İslam Devleti de elbette İslam için en mühim gördükleri hadiseyi kabul edeceklerdi Bunun için birkaç seçenek sunuldu:
Hz Peygamber’in (asm)doğumu,
Hz Peygamber’in (asm) peygamberliği,
Hz Peygamber’in (asm) hicreti,
Hz Peygamber’in (asm) vefatı
Resûlullah’ın doğumu ve peygamberlik vaktini, kesin olarak tayin edemedikleri için; Hz Peygamber’in (asm)vefat zamanını ise verdiği hüzünden dolayı, yani insan psikolojisi açısından uygun görmediler Sonuçta ashâb, Hicreti İslâm tarihinin başlangıcı olarak kabul etti Mü’minlere Mekke döneminde çekilen sancılı bir dönem sonrasında büyük bir doğumu muştulayan ve asırlar boyunca Mü’minlere bir mücadele, fedakârlık ve zafer dersi olacak “HİCRET” başlangıç kabul edildi.

Hicret, İslâm inkilâbının bir dönüm noktası olmuştur Hicret basit bir göç hadisesi değil, İslâmı kurtarma taktiği ve onu daha geniş kitlelere yayma idealinden kaynaklanmaktadır Gerçekten Hicretle, yeni bir çevrede, yeni bir dostluk ve kardeşlik muhitinde yeni taraftarlarla kısa zamanda kuvvetlenme imkânına kavuşmuştur.