Sagot :
1. Giriş
Dünyamız son iki yüzyıldır önemli değişiklikler yaşamaktadır. İnsanın özgürleş-
mesi, doğal ve toplumsal çevreyi denetim altına alması çabası büyük bir hızla devam etmektedir. Ancak, ortaya atılan bazı "düşünce sistemleri" büyük tartışmalar
yaratmaktadır. Nitekim; toplum, devlet, iktidar, eşitlik, kişi hak ve özgürlükleri
çerçevesinde tartışılan kavramların yarattığı sorunlar güncelliğini korumaktadır.
Ortaçağ feodalizm düzeninin çözülmesinden sonra ortaya çıkan kapitalizm, işçi
sınıfının ve toplumun diğer çalışan kesimlerinin sefalet içinde yaşamalarına neden
olmuştur. Sosyalizm, bu toplumsal çöküntünün giderilmesi ve yeni bir dünya dü-
zeni yaratılması için, kapitalizme tepki olarak doğmuştur. Bilindiği gibi, 150 yıldan beri sosyalizm ve kapitalizm arasında amansız bir mücadele yaşanmaktadır.
1917 yılında kurulan Sovyetler Birliği'nin çökmesi, "sosyalist teoride" yeni arayış-
lara yol açmıştır.
Toplumları etkileyen bir diğer kavram da milliyetçilik (ulusalcılık) tir. Fransız
İhtilâli'nden sonra dünyaya yayılan ulusalcılık, 1980'li yılların ortalarından itibaren yeniden canlanmıştır. Yugoslavya'nın parçalanmasından sonra, etnik unsurlar arasında yoğun çatışmalar yaşanması yeni yıkımlara yol açmıştır.
Kapitalizm, sosyalizm ve ulusalcılık kavramlarının ortaya çıkışlarının incelenmesi, genel özelliklerinin tahlil edilmesi, günümüz siyasal olaylarının anlaşılması açı-
sından önemli olacaktır.
YAZI (M.Ö. 3500): Tarih kitaplarımızda yazının Sümerler tarafından bulunduğu yazar. Daha yenilikçi yaklaşımlar ise yazının aynı dönemde Mısır uygarlığı tarafından bulunduğunu, yani yazının dünyadaki iki farklı uygarlığın aynı zamanda bulduğu bir şey olduğunu söylüyor. Yazının bulunması, insanlık tarihinde bilgi adına atılmış ilk adımdır.
TAKVİM (M.Ö. 45): Takvimler astronomik olaylara göre ayarlanır. Evrende bizim için en önemli iki astronomik hadise de güneş ve ay olduğuna göre takvimlerimizi bunlara göre ayarlamamız son derece doğal. Bugün kullandığımız Gregoryen takvimin babasını, M.Ö. 45 yılında Sezar hazırlamış. Bu takvimin başlangıcı da Cleopatra ile ilk buluşmasıymış. Ancak bu takvim 128 yılda bir 1 gün atarmış. Bunu engelleyecek ince ayar 15 Kasım 1582′de yapılmış.
PUSULA(206): Pusula, eski Çin hanedanlıklarından Qin’in bilim adamları tarafından keşfedilmiş. Çinli büyücüler, mıknatıs taşlarını fal bakarken kullanıyormuş. Sonunda birileri mıknatıs taşlarının belirli bir yönü gösterebildiğini fark etmiş ve ilk pusula böylece ortaya çıkmış. Ancak bu pusuladan çok, bir platformun üzerine bırakılmış bir kaşıkmış. Manyetize edilmiş bir iğnenin yuvarlak bir kutuya konması ise 850 ile 1050 arasında bir zamanda, yine Çin’de gerçekleşmiş. Pusula olmasaydı neler olurdu bir düşünsenize!
MATBAA(1439): Yazılı bilgiyi ucuz olarak kitlelere ulaştırmak mümkün olmasaydı Rönesans da olmazdı, Pazar sabahı tam sayfa çengel bulmaca çözme keyfi de. Matbaa için gerekli çabaları Johann Gutenberg göstermiş ama safça bir insan olduğundan sürekli kandırılmış. İlk basılan İncil de Bay Gutenberg tarafından değil, makinesine el koyan ortağının oğlu tarafından matbaaya gitmiş. Neyse ki kitaplarda hep Gutenberg’in ismi var da adamcağızın kemikleri sızlamıyor.
Thank you for visiting our website wich cover about Tarih. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.