araştırma yaparken nelere dikkak etmeli



Sagot :

ARAŞTIRMA YAPTIĞIN KAYNAĞIN DOĞRU BİLGİLER VERMESİNE DİKKAT EDİLMELİ

Bilimsel Araştırma Yaparken Nelere Dikkat Etmeliyiz?...



Çevremizde olup biteni anlamaya çalışırken, her seferinde gerçeğe ulaşmayı umduğumuz bilimsel bir serüvene atılırız. Herhangi bir şeyin ne olduğunu sorgularken, bir olguyu ya da bir olayın nasıl ve ne zaman gerçekleştiğini öğrenmeye çalışırken bizi harekete geçiren; öğrenme ve açıklama isteğidir. 
Karşılaştığımız ya da başkalarından duyduğumuz bir şeyin neden ve nasıl olduğunu öğrenebilmek için yaptığımız ilk şey, soru sormaktır. Ancak amaca varmak için doğru soruları sormalıyız. Örneğin arkadaşınızla bir oyun oynadığınızı düşünün. İçinizden tuttuğunuz bir nesneyi arkadaşınız soru sorarak bulsun. Diyelim ki arkadaşınız size “yenir mi yenmez mi?” Sorusunu sordu yanıtınız “yenmez” oldu. Daha sonra arkadaşınız “sert mi , yumuşak mı?” diye sordu ve siz “sert” diye yanıtladınız. Bu yanıtları alan arkadaşınız artık yumuşak ya da yenebilen şeyler üzerinde durmayacak tır. Bu durumda sizin tuttuğunuz şeyin bir pamuk ya da şeker olduğunu düşünmeyecektir. Böylece yanıt aradığı alan daralacak ve daha az şey üzerinde düşünecektir. Soracağı bir sonraki soru sert ve yenmeyen şeylerle ilgili olacaktır. Gördüğümüz gibi, doğru soruları sorup, yanıt aldıkça sonuca adım adım ulaşmak çok kolay.



Bilimsel araştırmalarda dikkat etmememiz gereken diğer bir faktör; bizden önce bu konuyla ilgilenmiş insanların deneyim ve birikimlerine başvurmamız da gerekir. Araştırarak, sorarak, bilgiler toplayarak ve gözlemler yaparak, aklımızın ve düşgücümüzün yardımıyla öğrenmek istediğimiz konuyla ilgili çeşitli varsayımlarda (tahminlerde) bulunuruz. Bunun yanı sıra olayları neden – sonuç ilişkisine göre değerlendiririz. 
Örneğin, Ay’da yağmur, rüzgar gibi hava olaylarının olmayışının nedeni, Ay’ın atmosferinin olmamasıdır. Daha sonra, olayları bir çerçeve içinde sıralarız. Çıkardığımız bu çerçeve çoğu zaman izleyeceğimiz yolu adım adım görmemizde bize yardımcı olur.
Araştırmalarımızın her aşamasında dikkatimizi asıl ilgilendiğimiz konu üzerinde yoğunlaştırmalıyız. Dikkatin dağılması çok fazla zaman kaybına yol açabilir. Bütün bu süreç boyunca gözlem yapmak hem doğru soruları sormamıza hem de doğru yanıtları yakalamamıza bize yardımcı olacaktır. Gözlemi edilgen bir biçimde , başka bir deyişle etrafımızda olup bitene karışmadan , onu etkilemeden gözlemek biçiminde yapabileceğimiz gibi, deney yapıp sonuçlarını gözleyerek de gerçekleştirebiliriz. 

Deney sonucunda elde ettiklerimiz, düşündüklerimizin yanlış olduğunu gösterebilir. Ama sakın yanılmak bizi korkutmasın; çünkü yanılma ve neden yanıldığını anlama da doğruya giden yolda önemli bir adımdır. Eğer yaptığımız gözlemler ve deneyler varsayımlarımızın yanlış olduğunu gösterirse doğru yolda olmadığımızı anlarız. Zaman kaybetmeden, izleyebileceğimiz başka yollar aramaya koyuluruz. 

Deney ve gözlemlerimizden elde ettiğimiz verilerden benzer olanları bir arada toplamak yararlı olabilir. Bu sayede, üzerinde çalıştığımız şeyin diğer parçalarıyla kolayca bağlantı kurabiliriz. Elde ettiğimiz bulguların birbiriyle ve kendi içlerinde tutarlı olması yaptığımız araştırmanın doğru olup olmadığı hakkında bize bilgi verir. 

Bir araştırmada bizi en çok yanıltan şeyse, bulduklarımızı, bulmak istediklerimize uydurmaya çalışmak isteğidir. Tarihte bu yanılgıya düşen en tanıdık kişi her halde Kristof Kolomb’dur. Asıl amacı Hindistan’a kestirme bir yoldan gitmek olan Kolomb, Amerika Kıta’sına vardığında Hint Adaları’na vardığından emindi. Tayfalardan bazıları Asya’da olduklarından kuşkulanınca, Kolomb o kadar öfkelendi ki onları dillerini kesmekle tehdit etti. Kolomb hint Adaları’na varmış olmayı çok istediğinden, yanılmış olabileceğini bir türlü kabul etmiyordu. Bu nedenle de gördüğü Kızılderelilere Hintli anlamına gelen “Indian” diyor, yerlilerin söz ettiği Küba denilen yakındaki bir karanın da Çin olduğuna inanıyordu. İşte Kolomb da gördüklerini görmek istediklerine uydurmaya çalışmıştı. Bunu çoğu zaman farkında olmadan yaparız Ancak, çok büyük yanılsamalara yol açabileceği için çok dikkatli olmamızı gerektiren bir konudur.

Her araştırma bir serüvendir, serüvene atılmaksa yüreklilik ister. Bir bilimsel araştırmayla uğraşan herkes, karşılaşabileceği zorlukları düşünmüşse de kendisinde bunlara karşı çıkacak gücü ve cesareti de bulmuştur. Bu insanların hepsi başarıya ulaşamamış olsa bile bu, ne onları ne de onları izleyen başka araştırmacıları yıldıramamıştır. Yüreklilik, bu zorlu yolculuğa çıkma kararı almamızda etkili olsa da bütün bu süreç boyunca sabırlı olmalı, bilgilerimize başvurmalı ve zekamızı kullanmaya çalışmalıyız.