Bilişsel , Duygusal ve Sosyal Gelişim ne demek ? 



Sagot :

duygusal sevgi anlamına gelir 

Sosyal gelişim, bireyin, çevresindeki bireylerle sosyal ilişkiler kurması sonucu; içinde bulunduğu toplumun ve evrensel kültürün, ilke ve değerlerine uyum için gerekli olan, davranış ve yaklaşımları kazanması sürecidir.

Sosyalleşme ya da sosyal gelişim, bireyin belli bir toplumun davranış kalıplarını kişiliğine mal ederek, o topluma ait bir kişi konumuna gelmesidir. 

Sosyalleşme; bireyin sosyal bir varlık durumuna gelmesidir.

Sosyal gelişim, bireyin, sosyal uyarıcılara karşı duyarlık geliştirmesidir.

Sosyal gelişim, bilişsel ve kişilik gelişimine paralellik göstermesinin yanında, bütün gelişim alanlarının bileşkesi üzerinde temellenen bir süreçtir.

Sosyalleşme, bireyin sosyal çevre içinde nasıl davranması gerektiğini özdeşleşme ve taklit yoluyla öğrenmesi için gerçekleşen bir sürecin anlatımı ve edimsel öğrenmenin ürünüdür.

Sosyal Gelişimi Etkileyen Etmenler
Çevre ve kalıtımın karşılıklı etkileşim sürecinin ürünü olan sosyal gelişimde, çevrenin etkisi başka gelişim alanlarında olduğundan daha çok görülmektedir.

Bilişsel kapasitesinin dışına çıkabilecek bir sosyalleşmeden söz edilemese bile bireyin sosyal gelişimi çevresinin ona sundukları kadardır.

Sosyal gelişim, sosyal bir ortanda sosyal etkileşimle geçekleşir.

İnsan içinde yaşadığı toplumun ona sağladığı imkân ve fırsatlarla ortaya çıkan toplumsal sürecin bir sonucudur.

Bebeklik Döneminde Sosyal Gelişim
İnsan, sosyal olma eğilimi ve sosyal olma için gerekli olan donanımla dünyaya gelir.
Bu donanımın içeriği, içinde yer aldığı ilişkiler ağına göre değişir.
Sosyal davranışlar, sadece insana özgü bir davranış olup, toplu yaşayan diğer canlılarda görülmez.
İlk sosyal davranış, bebeğin eşyalarla insanları birbirinden ayırmaya başladığı zaman görülür.
Bebeğin, doğup büyümesi ve gelişmesinde etkili olan ilk ve temel iletişim ağı ailedir.

İlk aylarda anne ile kendini bir bütün olarak algılayan bebek, giderek anne ile kendisi arasında ayırım yapmaya başlar.

Bu, bebeğin ilk başarısıdır.

Bu aylarda bebek, sadece beslenmek için değil, güvenlik gerekçesiyle de anneye dokunmak ve onun sıcaklığını duymak ister.

Sosyal gelişim her şeyden önce algının ve algılamanın gelişimine bağlıdır İlk sosyal davranış olarak nitelendirilen gülümseme, ikinci aydan itibaren görülmeye başlar.

Bebek, ikinci aydan itibaren çevresini tanımaya başlar. Üçüncü aya girerken bebek, insanı ve objeleri fark ettikçe, değişik tepkiler göstermeye başlar.

Dördüncü ayda beslenme, sosyal içerik kazanır.

Çevresinden gelen seslere ilgi göstererek ortak yaşantıya katılır.

Beşinci ayda aile bireyleri ile yabancıları birbirinden ayırır.
Altıncı ayda çevresindekilerin davranışlarını taklit eder.
Yedinci ve sekizinci ayda saklanan yerden oyuncağını bulur.
Onuncu ayda elindekini başkalarıyla paylaşıyormuş gibi yapar, ama vermez.
Yaklaşık bir buçuk yaşına kadar paralel oyun görülür.

Onbirinci ayda müziğe ritmik hareketlerle eşlik eder.

Çevresiyle olan ilişkilerini kıskançlık, sevgi, kızgınlık ve korku gibi duygusal yaşantılarla süsler.

Oniki-onüç aylık çocuk, çevresindekilerle oyuncak için kavgaya girer.

Bu kavgalar birbuçuk yaşına gelince azalır ve yerini dostça ilişkilere bırakır.

Bir yaşın sonlarına doğru çocukların yaşıtları ile ilişki kurmaya başlaması anne-çocuk bağımsızlığına giden yolda atılan somut adımların başında gelmektedir.

İki yaşının sonuna doğru, büyüklerle oynamaktan zevk almaya ve onları daha çok taklit etmeye başlar.

İlk Çocukluk Döneminde Sosyal Gelişim
Çocuk, iki yaşına girme ile birlikte aile içi etkinliklere katılır.

O sosyal ilişki kurabilen bir bireydir.

İkibuçuk yaşında inatlaşarak başkaldırıda bulunur. Serkeşlik çağındadır.

Üç yaşında yeni dostlar edinmek isteğiyle oyuncaklarını onlara verir.

Bu yaşlarda ilgileri, eşyalardan çok insanlara yönelmiştir.

İsteklerinde ısrarlı ve sabırsızdır, kendini kabul ettirme eğilimindedir.

Üç-dört yaşında çok faaldir, organize oyunlardan hoşlanmaz.

Üç yaşına geldiğinde okul öncesi eğitim ortamına katılan çocuk,
arkadaşlarının onaylanan davranışlarının yanında, öğretmeninin de
davranışlarını benimseyerek sosyal gelişimini hızlandırır.

Üç-dört yaşlarında çocuklar, genellikle
teşekkür ve lütfen sözcüklerini yerinde
kullanabilirler.
Grup oyunlarında yavaş yavaş yer alır ve
sırasını bekler.
Oyuncaklarını hala gönüllü paylaşmazlar.
Toplum kurallarına uymada yetişkinleri model
almaya çalışırlar.
Hatalı olduklarının farkına vardıklarında
kendiliğinden özür dilerler.
Beşinci yaşta altın çağını yaşar.

Son Çocukluk Döneminde Sosyal Gelişim
Çocuk, altı yaşında ikinci baş kaldırma yaşıdır.
Daima birinci ve en iyi olmak ister.
Kurallara uymaz.
Bencillik hat safhadadır.
Çok dağınıktır.
Arkadaş ister, ama arkadaşlık ilişkileri iyi değildir.
Yedi yaşında konuşmaktan, tartışmaktan, sorumluluk alabilen,
daha ciddi ve daha az sorunlu bir çocuktur.
Kız ve erkek ayrımını oyunlarına yansıtır.
Ailesinin yakınlığını ve ilgisini çekmek için evden kaçmaya
eğilimlidir.
Sekiz yaşında çevresindekilere fikir verir ve onların eleştirilerine
karşı kendini şiddetle savunur.
Randevularına sadık ve yedi yaşına göre daha sosyaldir.

Kardeşleriyle iyi geçinir ve aile sorunlarına
duyarlıdır.
Davranışları düzenli ve tutarlıdır.
Dokuz yaşlarında arkadaşları ailesinin yerini almaya
başlamıştır.
Arkadaşlık ilişkileri, giderek birbirine destek olmaya
dönüşür.
Organize olmuş oyunlardan hoşlanır.
Onuncu yaşta çeteleşme eğilimleri ortaya çıkar.
Uyumlu ve sakindir.
Kendini ve dünyayı sever, mutludur.
Temizliğe, giyim ve kuşama daha çok önem verir.
Cinslerin birbirlerine karşı ilgisi artmıştır.
Kızgınlıklarını ve endişelerini iyi kontrol ederler.
Kardeşlerine özel saygı ve sempatileri doğar.
Evin dışındaki etkinliklere katılma isteği artmış,
okumaya ilgi azalmıştır.