Sagot :
Osmanlı Eğitim Sistemi
A- Resmi Öğretim Kurumları
Acemi Oğlanlar Ocağı
I. Murad Han (1362-1389) döneminde sistemleşmeye başlayan Devşirme yöntemi Osmanlı Devletinin askerî ihtiyacını karşılamak üzere geliştirilmiş bir yöntemdir. Buna göre savaş esirlerinden veya Osmanlı Hristiyan tebasından seçilen çocuklar 3-8 sene Türk ailelerinin yanında hizmet edip yetiştikten sonra Acemi oğlanlar ocağına alınırlardı. Gelibolu’da ve İstanbul’da bulunan Acemi ocakları asker yetiştirirlerdi. Burada askerlik sanatını öğrenen acemiler ihtiyaca ve yeteneklerine göre diğer ocaklara gönderilirlerdi. Acemi ocağının sıkı bir disiplinin yanında belli görevlileri ve çalışma usulleri vardı. Osmanlı Kapıkulu ocaklarının ilk kademesini meydana getirmesi bakımından önemliydi.
Enderûn Mektebi
II. Murad zamanında kurulup, zamanla çeşitli değişikliklere uğramakla beraber Osmanlı Devleti’nin son zamanlarına kadar (1909) varlığını sürdüren bir saray okuludur. Hristiyan ailelerden devşirilen çocukların zekî ve gösterişlileri saraya alınarak özel bir şekilde yetiştirilirlerdi.
Enderûn mektebine alınan çocuklara, Kur’an-ı Kerim, tefsir, hadis, kelâm gibi dini dersler, edebiyat, inşa (şiir) gramer, Arapça, Farsça gibi dil ve edebiyat dersleri ve matematik, coğrafya, mantık gibi müsbet dersler okutulurdu. Bir taraftan da Osmanlı saray geleneği, protokol kaideleri ve bürokratik işler öğretilirdi. Bunların yanında çeşitli sanat kollarında beceriler kazandırıldığı gibi sportif faaliyetlere de yer verilirdi.
İç oğlanı denilen Enderûn talebesi ortak bir kültürü özümseyerek, saray ve padişah hizmetlerinin yürütülmesini sağlarlar, böylece Osmanlı Devletinin sarayda, yönetimde, ordu ve bürokraside ihtiyaç duyulan kadrolarının bir kısmı bu şekilde yetiştirilmiş olurdu. Sarayda kademe kademe yükselerek sancakbeyi rütbesiyle taşrada görev alırlardı.
Burada bir iki hususa açıklık kazandırmak gerekiyor:
1. Osmanlı Devleti, kendinden önceki Türk devletlerine göre daha merkeziyetçi bir yapıya sahiptir. Bu sebepten dolayı kendi kurumlarından yetişmeyen kimselere görev vermemiştir. Bu durum, bazı çevreler tarafından Türkleri dışlamak şeklinde yorumlanarak konu yanlış bir yöne çekilmiştir.
2. Osmanlı Bürokrasisi sadece devşirmelerden ibaret değildir. Divan ve taşra teşkilatında da yükselme olup buralar genelde Türklerin hakim oldukları kurumlardır. Esasen Kanunî Devrinden itibaren Türk çocukları da Enderûn Mektebine alınmıştır.
3. Böylece Devşirme zamanla uzaklaşarak devletin mülkî ve idarî kimliğinden kadrolarının yetiştirildiği yüksek seviyeli bir okul haline gelmiştir.
Bürokrasinin kaynağı olması bakımından Divân-ı Hümâyûn’dan da biraz bahsetmemiz gerekecektir. Osmanlılarda Divan idarî ve hukukî bir meclis olmasının ötesinde bürokrasinin merkezi ve beyni idi. Devletin her türlü yazışmaları, Divân kararları, sicilleri, defterleri, malî kayıtları Divan’da tutulur ve saklanırdı. Bu sebepten dolayı Divan birçok büroların bulunduğu ve yüzlerce görevlinin çalıştığı bir kurum idi. Kâtiplik, usta-çıraklık ilişkisi içinde zamanla kazanılırdı. Divandan yetişen pek çok ünlü devlet adamı olduğu gibi ilim-edebiyat tarih vb. alanlarında yetişen Kâtip Çelebi, Gelibolu’lu Mustafa Ali, Feridun Ahmet Bey gibi şahsiyetler de Divan’dan yetişmiş, zamanlarının önemli isimleridir. Böylece divan bürokrasinin yanında okul niteliği de kazanmıştır...
Osmanlıda eğitim devlet okullarında verildiği gibi camiler, tekkeler, zaviyeler gibi yerlerdede verilmekteydi. Köyden köye dolaşan tüccarlar ve şairler gittikleri yerdeki halka bilgi vererek osmanlı eğitim sisteminin bir parçası haline gelmişlerdi.
Saraylar, konaklar, zaviyeler, camiler en yaygın eğitim kurumlarıydı. Ayrıca Osmanlı Devletinde Müslüman olmayan halk eğitim öğretim alanında özgürlük içindeydi, kendi eğitim kurumlarını kurabilmekteydiler.
Devlette temel olarak Mesleki eğitim ve Saray eğitimi ön plandaydı.
Mesleki Eğitim ; Ahilik teşkilatı bu eğitim türünün önemli bir kısmını kaplamış durumdaydı. Daha sonra Lonca teşkilatı adıyla anılan Ahilik teşkilatında esnaf, zanaatkar ve çalışanlar bir çatı altında toplanmışlardı. Bu özelliği nedeniyle sanat okulu düzeyindeydiler.
Lonca teşkilatına alınanlar eğitim öğretim kurallarına uyarak çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa yükselebiliyorlardı. Ustalık belgesi alanlar iş yeri açabilirdi.
Saray Eğitimi ; Topkapı Sarayında devlet adamlarının yetiştirildiği, hanedan üyelerinin eğitim gördüğü büyük bir okuldu. Enderun ve Harem bölümleri vardı.
Enderun mektebine başlarda devşirme usülü ile alınan hristiyan zeki ve yetenekli çocuklar alınırdı. Bu bölümde sadece erkek çocuklar eğitilirdi. Enderundaki temel amaç iyi bir müslüman, güvenilir, kabiliyetli devlet adamları yetiştirmekti. Kişiler eğitimlerini tamamladıklarında bir sanat dalında mutlaka uzmanlaşırlardı ve Padişahın özel hizmetini yaparlardı. Bir kısım ise yönetici olarak görevlendirilirdi. Bu yöntemle enderundan bir çok vezir ve sadrazam çıkmıştır.
Harem bölümünde ise sadece kadınlar yetiştirilirdi. Haremde padişahın eşleri, çocukları ve cariyeleri yaşardı. Aynı zamanda okul niteliğindeydi, hareme alınan cariyeler sıkı disiplin altında eğitim görürler ve yeteneklerine göre müzik, resim, edebiyat, örgü dersleri alırlardı, dini bilgiler verilirdi.
Harem halkı günlerini kitap okumakla, tarih öğrenmekle geçirirdi.
Thank you for visiting our website wich cover about Tarih. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.