Sagot :
simleri renk, biçim, durum yönüyle niteleyen; sırası, sayısı, yeri yönüyle belirten sözcüklere sıfat denir.
Kısacası, sıfatlar isimleri niteleyen ya da belirten sözcüklerdir. Sıfatlar isimlerden önce gelir.
Ağır bir hastalık geçiren ihtiyar adam, yirmi gün sonra ilk kez gözlerini açtı; başucunda bitkin durumda oturan eşinden bir bardak soğuk su istedi.
Yukarıdaki cümlede çok sayıda sıfat vardır, hepsi isimlerden önce yer almıştır.
Ağır bir hastalık, ihtiyar adam, yirmi gün
Bitkin durumda oturan eşinden bir bardak soğuk su
simleri renk, biçim, durum yönüyle niteleyen; sırası, sayısı, yeri yönüyle belirten sözcüklere sıfat denir.
Kısacası, sıfatlar isimleri niteleyen ya da belirten sözcüklerdir. Sıfatlar isimlerden önce gelir.
Ağır bir hastalık geçiren ihtiyar adam, yirmi gün sonra ilk kez gözlerini açtı; başucunda bitkin durumda oturan eşinden bir bardak soğuk su istedi.
Yukarıdaki cümlede çok sayıda sıfat vardır, hepsi isimlerden önce yer almıştır.
Ağır bir hastalık, ihtiyar adam, yirmi gün
Bitkin durumda oturan eşinden bir bardak soğuk su
”Arkasında bir puslu deniz çalkalanır durur. İntihar karası bir efkar, duman duman gezinir denizin üzerinde. Kimse kimseye dilini öğretmez o telefonda. Üşümüş eller ceplere saklanarak, titrek seslerle konuşulur. Ertelenmiş randevular, tavsamış birliktelikler, kurtarılmaya çalışan evlilikler, dön bana telefonları… Kulübenin ardında iki katlı, yaşlı bir bina vardır. Bir bırakılmışlık duygusu taşır, lodosun eskittiği yüzünde. İnerken sağda kapısı çıngıraklı bir eczahane -içinde ak saçlı, deniz kadar yaşlı, yuvarlak gözlüklü bir adam- onun yanında yalnızca tek koltuğu bulunan bir berber dükkanı ve sürekli köşede bekleyen bir inzibat eri…”
”Arkasında bir puslu deniz çalkalanır durur. İntihar karası bir efkar, duman duman gezinir denizin üzerinde. Kimse kimseye dilini öğretmez o telefonda. Üşümüş eller ceplere saklanarak, titrek seslerle konuşulur. Ertelenmiş randevular, tavsamış birliktelikler, kurtarılmaya çalışan evlilikler, dön bana telefonları… Kulübenin ardında iki katlı, yaşlı bir bina vardır. Bir bırakılmışlık duygusu taşır, lodosun eskittiği yüzünde. İnerken sağda kapısı çıngıraklı bir eczahane -içinde ak saçlı, deniz kadar yaşlı, yuvarlak gözlüklü bir adam- onun yanında yalnızca tek koltuğu bulunan bir berber dükkanı ve sürekli köşede bekleyen bir inzibat eri…”
Yeşil köşkün lambası
çocuğun masmavi gözleri
Kareli yatak örtüsü
Engin deniz
Sessiz sedasız ortam
Penceresinden kavak ağaçları tek çocukKavakları silkeleyen rüzgâr
İşe yaramaz eşyalartasasız gözler
güzel çerçeveler
Bazı insanlar iki saat
Bu fikirYüzde bir ihtimal, yarım ekmek, çeyrek (dörtte bir) ekmek...
Sıfat Belirtisiz ad tamlamasıkimi insanlar, bir yaz günü, her soru, birtakım insanlar, birkaç kişi, tüm insanlar, bütün varlıklar...
Bir yaz günüMakaslar nasıl makaslar?
Pamukçukları hangi pamukçuklar?
Rüzgâr nasıl bir rüzgâr?
Bahçe nasıl bir bahçe?
gözlerle nasıl gözler?
çerçeveler nasıl çerçeveler?
Masası ve koltuğu nasıl masa ve koltuk?
Boyut hangi boyut, ne boyutu?
Sıfat Belirtisiz ad tamlaması Güzel çiçek (önad tamlaması)
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.