Arkadaşlar! Sizden 30 Adet Ön Ad Tamlaması İstiyorum. Not:30!dan Az Olanlar Şikayet Edilecektir...



Sagot :

simleri renk, biçim, durum yönüyle niteleyen; sırası, sayısı, yeri yönüyle belirten sözcüklere sıfat denir.

Kısacası, sıfatlar isimleri niteleyen ya da belirten sözcüklerdir. Sıfatlar isimlerden önce gelir.

Ağır bir hastalık geçiren ihtiyar adam, yirmi gün sonra ilk kez gözlerini açtı; başucunda bitkin durumda oturan eşinden bir bardak soğuk su istedi.

Yukarıdaki cümlede çok sayıda sıfat vardır, hepsi isimlerden önce yer almıştır.

Ağır bir hastalık, ihtiyar adam, yirmi gün

Bitkin durumda oturan eşinden bir bardak soğuk su

simleri renk, biçim, durum yönüyle niteleyen; sırası, sayısı, yeri yönüyle belirten sözcüklere sıfat denir.
Kısacası, sıfatlar isimleri niteleyen ya da belirten sözcüklerdir. Sıfatlar isimlerden önce gelir.
Ağır bir hastalık geçiren ihtiyar adam, yirmi gün sonra ilk kez gözlerini açtı; başucunda bitkin durumda oturan eşinden bir bardak soğuk su istedi.
Yukarıdaki cümlede çok sayıda sıfat vardır, hepsi isimlerden önce yer almıştır.
Ağır bir hastalık, ihtiyar adam, yirmi gün
Bitkin durumda oturan eşinden bir bardak soğuk su
”Arkasında bir puslu deniz çalkalanır durur. İntihar karası bir efkar, duman duman gezinir denizin üzerinde. Kimse kimseye dilini öğretmez o telefonda. Üşümüş eller ceplere saklanarak, titrek seslerle konuşulur. Ertelenmiş randevular, tavsamış birliktelikler, kurtarılmaya çalışan evlilikler, dön bana telefonları… Kulübenin ardında iki katlı, yaşlı bir bina vardır. Bir bırakılmışlık duygusu taşır, lodosun eskittiği yüzünde. İnerken sağda kapısı çıngıraklı bir eczahane -içinde ak saçlı, deniz kadar yaşlı, yuvarlak gözlüklü bir adam- onun yanında yalnızca tek koltuğu bulunan bir berber dükkanı ve sürekli köşede bekleyen bir inzibat eri…”

”Arkasında bir puslu deniz çalkalanır durur. İntihar karası bir efkar, duman duman gezinir denizin üzerinde. Kimse kimseye dilini öğretmez o telefonda. Üşümüş eller ceplere saklanarak, titrek seslerle konuşulur. Ertelenmiş randevular, tavsamış birliktelikler, kurtarılmaya çalışan evlilikler, dön bana telefonları… Kulübenin ardında iki katlı, yaşlı bir bina vardır. Bir bırakılmışlık duygusu taşır, lodosun eskittiği yüzünde. İnerken sağda kapısı çıngıraklı bir eczahane -içinde ak saçlı, deniz kadar yaşlı, yuvarlak gözlüklü bir adam- onun yanında yalnızca tek koltuğu bulunan bir berber dükkanı ve sürekli köşede bekleyen bir inzibat eri…”

Yeşil köşkün lambası              

 

çocuğun masmavi gözleri

 

Kareli yatak örtüsü

   Engin                         deniz

 

   Sessiz sedasız        ortam

 Penceresinden kavak ağaçları tek çocukKavakları silkeleyen rüzgâr

   İşe yaramaz              eşyalartasasız gözler

 güzel çerçeveler

   Bazı                            insanlar iki saat

 

   Bu                               fikirYüzde bir ihtimal, yarım ekmek, çeyrek (dörtte bir) ekmek...

 

Sıfat Belirtisiz ad tamlamasıkimi insanlar, bir yaz günü, her soru, birtakım insanlar, birkaç kişi, tüm insanlar, bütün varlıklar...

 

Bir yaz günüMakaslar nasıl makaslar?
Pamukçukları hangi pamukçuklar?
Rüzgâr nasıl bir rüzgâr?
Bahçe nasıl bir bahçe?
gözlerle nasıl gözler?
çerçeveler nasıl çerçeveler?
Masası ve koltuğu nasıl masa ve koltuk?
Boyut hangi boyut, ne boyutu?

Sıfat Belirtisiz ad tamlaması       Güzel çiçek (önad tamlaması)