Sagot :
Dört Kişinin Üzüm Kavgası
Dört ayrı milletten dört ayrı kişi arkadaş olmuştu.Birlikte geziyorlardı.Paralarıda yoktu.Adamın biri,bunlara biraz para verdi
- Bu para ile ne istiyorsanız alın, dedi
Dört kişiden biri İranlı idi.
-Bu paraylaengür alalım, dedi
İkinci kişi Araptı. O ise itiraz ederek
-Aksilik etme.Ben engür istemem, ineb isterim, dedi
Üçüncü kişi Türktü. O da
- Olmaz ben inep istemem, üzüm isterim, dedi
Rum olan bir diğeri
- Bırakın bu lafları. Bu para ile istafil alalım, dedi
Derken bu dört arkadaş birbiriyle çekişmeye, dövüşmeye başladılar.
Çünkü söylediklerinin anlamından haberleri yoktu.
Orada bil bilen birisi vardı.Bu arkadaşların tartışmasını gördü.
Ne yapıyorsunuz,kavganın sebebi nedir diye sordu.
İçlerinden biri durumu anlattı.
Dil bilen adam
- Be hey akılsızlar. zaten aynı şeyden bahsediyorsunuz. Engür Farsça da üzüm demektir. İneb Arapçada,İstafil ise Rumcada aynı anlama gelir. Ne kavga ediyorsunuz
Böylece arkadaşlar birbirlarini üzdükleri için özür dilediler.
Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. " arkadaşların ile tartışıp kavga ettiğin
zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak" demiş. Genç, birinci (ilk) günde tahta perdeye 37 çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendine kontrol etmeye çalışmış ve geçen her gün
daha az çivi çakmış.
Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüs. Gence "bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için
tahta perdelerden bir çivi çıkar, sök" demiş.
Günler geçmiş. Bir gün
gelmiş ki her çivi çıkarılmış. Babası ona "aferin iyi davrandın
ama bu tahta perdeye dikkatli bak. Artık çok delik var.
Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak" demiş.
Arkadaşlarla tartışıp kavga edildiği zaman
kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara (delik) bırakır.
Arkadaşına bin defa kendisini affettiğini söyleyebilirsin ama bu delik aynen
kalacak (kapanmayacak).
Bir arkadaş ender bir mücevher gibidir. Seni güldürür, yüreklendirir
sen ihtiyaç duyduğunda yardımcı olur, seni dinler sana yüreğini açar"
demiş.
zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak" demiş. Genç, birinci (ilk) günde tahta perdeye 37 çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendine kontrol etmeye çalışmış ve geçen her gün
daha az çivi çakmış.
Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüs. Gence "bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için
tahta perdelerden bir çivi çıkar, sök" demiş.
Günler geçmiş. Bir gün
gelmiş ki her çivi çıkarılmış. Babası ona "aferin iyi davrandın
ama bu tahta perdeye dikkatli bak. Artık çok delik var.
Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak" demiş.
Arkadaşlarla tartışıp kavga edildiği zaman
kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara (delik) bırakır.
Arkadaşına bin defa kendisini affettiğini söyleyebilirsin ama bu delik aynen
kalacak (kapanmayacak).
Bir arkadaş ender bir mücevher gibidir. Seni güldürür, yüreklendirir
sen ihtiyaç duyduğunda yardımcı olur, seni dinler sana yüreğini açar"
demiş.
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.