rönesans simyacılarının madde ile ilgili düşüncelerinin önceki simyacılardan farkı nedir ? kendi cümlelerinizle yazın ..



Sagot :

İlk bilim tarihçileri, Simya metinlerinde kimyasal olguların gözlemlerini ve ilintili bilimsel buluşların ön izlerini aramışlardı. Ancak böyle bir tutum, büyük edebiyat yapıtlarını içerdikleri tarihsel gerçekler, ahlâk ilkeleri ya da felsefi anlamlar bakımından gruplandırmak gibi yanlış bir yaklaşımla eşanlamlıydı. Simyacıların gerçekten doğa bilimlerinin gelişimine katkıda bulundukları kuşku götürmez, ancak onlar bu katkıyı dolaylı biçimde, yalnızca canlı özdeğe ve minerallere karşı besledikleri ilginin bir sonucu olarak gerçekleştirmişlerdir. Zira simyacılar, soyut düşünürler ya da eğitimli bilginler değil, salt deney yapan kişilerdi. Yine de, deneye olan eğilimleri sırf doğal olanla sınırlı değildi; bitkiler ya da madenler üzerinde yaptıkları deneylerin çok daha tutkulu bir amacı vardı: kendi yaşam biçimlerini dönüştürmek.”

Rönesans Simyası

Yazan ALLISON COUDERT

İngilizce'den Çeviren Kemal Menemencioğlu

Rönesans ve Rönesans sonrası dönem Batı simyası açısında hem bir yükseliş, hem de dönem noktasını temsil ediyordu. Kepler, Galileo, Descartes, Boyle, ve Newton’un devrim nitelliğinde bilimsel eserlerini yazdıkları aynı yıllarda, öncekinden çok daha fazla simya eseri yayınlandı. Ancak ilk başta reformarmasyonun, sonra da on yedinci asır bilimsel devrimin etkisiyle, simya büyük değişiklik gördü ve gözden düştü. Simyacıların organik, niteliksel kuramları atomsal mekanik bir değişme modeliyle değiştirildi, bu da sonuçta simyagerlerin dönüşüm kuramlarının temelini yıktı. Uzun tarihi boyunca ruhsal ve fiziksel arasında dengeye dayanan simya yıkılmıştı ve simya ikiye bölündü: teosofi ve laboratuara dayanan kimya bilimi.