dış kuvvetler ve yer yüzü etkileri



Sagot :

DIŞ KUVVETLER

Dış kuvvetler iç kuvvetler sonuşu oluşan yerşekillerinin son düzeltmelerinin yapıldığı kaynağını güneşten alan kuvvetlere  denir.

1-RÜZGARLAR

2-SULAR (Akarsular,yeraltı suları,dalgalar ve akıntılar)

3-BUZULLAR

 

RÜZGARLAR:

Kurak ve yarı kurak bölgelerde yer şekillerini biçimlendiren en etkili kuvvet rüzgârlardır. Rüzgârın biçimlendirici etkisi kurak ve bitki örtüsünden yoksun bölgelerde daha fazladır. Çünkü buralarda toprak tanelidir. Rüzgâr tarafından kolayca yerinden sökülür, havalandırılarak taşınır, Bu nedenle rüzgârlar en büyük etkilerini çöllerde gösterirler. Çünkü bu bölgelerde bitki örtüsü zayıf, arazi kuru, rüzgâr hızlıdır.

           Bir yerde rüzgârın etkili olup yer şekillerini oluşturabilmesi için:

1-) Bitki örtüsünün olmaması,         

2-) Toprağın kuru olması gerekir.

3-)  Zemin yapısının gevşek olması gerekir.

 

RÜZGAR AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ:

 

 Günlük sıcaklık farklarının fazla olduğu çöllerde fiziksel (mekanik) çözülmeler şiddetlidir. Rüzgârlar buralarda oluşan kırıntıları; tozları ve ince kumları havaya kaldırır. Rüzgârların havalandırdığı bu parçalar çarptıkları yerleri aşındırır. Rüzgâr aşındırmasına korrazyon denir.

 

     Rüzgârlar, güçleri ölçüsünde yeryüzünden kopardıkları parçacıkları veya mevcut materyalleri sürükleyerek, havalandırarak taşırlar ve önüne çıkan engellere çarptırırlar. Bunun sonucunda, kayaların yüzeyinde çizikler ve oyuklar oluşur. Aşınmaya karşı farklı dirençteki tabakalar üst üste oluşmuş ise bu oyuklar büyür ve bazı şekiller meydana gelir. Bu şekillerin en sık görülenlerişeytan masaları (mantar kayalar) tafoni ve yardang dır.

 

1-MANTAR KAYA (ŞEYTAN MASASI):Rüzgâr tarafından kayaların daha çok alt kısımlarının oyulması ile oluşmuş şekillerdir. Altı oyulan kayanın üstü şapka şeklini alır.

 

 

        

 

              

 

2-TAFONİ:Taşların sular tarafından yumuşak kısımlarının eritilmesi ve aşındırılması sonucu kayaçlar üzerinde küçük oyuklar oluşur bu oyukara tafoni denir.

 

         

          

 

3-YARDANG:Rüzgârlar tarafından yamaçlarda bulunan gevşek materyallerin aşındırılması ve taşınması ile dirençli kayaların oluşturduğu pürüzlü, girintili çıkıntılı, oluklu yüzeylere denir.( sert tabakanın zemin üstünde meydana getirdiği sivri köşeli çıkıntılardır.) 

         

         

        

 

    

 

4-ŞAHİT KAYALAR:Bir yamaçta kayalar arasındaki çözülmüş maddelerin uzaklaştırılması ile oluşmuş şekillerdir. Yani farklı dirence ve aşınma özelliklerine sahip kaya veya tortulların bulunduğu yerlerde rüzgârın kolay aşınan kaya ya da tortulları aşındırması ve aşındırılan maddelerin başka yerlere uzaklaştırılması ile oluşan şekillerdir.

                 

          

 

         

        

 

RÜZGAR BİRİKTİRME ŞEKİLLERİ:

        Kurak ve çıplak bölgelerde rüzgâr süpürüp taşıdığı maddeleri hızı kesilince ya da önüne bir engel çıkınca biriktirmeye başlar. Bu biriktirme şekilleri içinde en önemlileri barkan, kumullar ve löslerdir.    

 

1-BARKAN: Çöllerdeki Hilal biçimli kum tepeleridir. Hilalin açık ucu rüzgârın estiği yönü gösterir. 

       

        

           

   

 

 

2-KUMULLAR:Rüzgârların biriktirdiği maddelerden oluşan tepeciklerdir. Çöllerde, kıyılarda ve yarı kurak bölgelerin gevşek yapılı arazilerinde görülür. Kumullar hareket eder ve zamanla yer değiştirir. Belli bir şekil almamış kum örtüleridir. Rüzgâr yönünde uzanan kumul tepelerine boyuna kumul, rüzgâra dik yönde olanlara da enine kumul denir.

 

    

 

3-LÖS:İnce tozların, çöllerden daha nemli alanlara taşınması ve orada yığılması sonucu oluşan kalın toprak örtüsüne lös denir. Lösler genellikle tabakalaşmamış, gözenekli ve çok verimli topraklardır.

        Ülkemizde böyle çok kurak bölgeler yoktur.Rüzgar etkilerini en iyi görebileceğimiz bölge İç Anadolu Bölgesidir

1. Kayaların Çözülmesi
Kayalar ve taşlar, dış olayların etkisi altında zamanla değişikliğe uğrayarak paslanmış, çürümüş gibi bir görünüm alır. Zamanla taşı oluşturan mineraller arasındaki bağ gevşer ve taş parçalara ayrılır, ufalanır. İşte, kayaların ve taşların uğradıkları bu değişikliklere çözülme denir. Kayaların yapısal değişikliğe uğraması iki şekilde gerçekleşir.

• Fiziksel (Mekanik) Çözülme
Kayaların, kimyasal yapıları değişmeden, yalnızca fiziki yapılarında görülen parçalanma, ufalanma ve ayrışma olayıdır.
Fiziksel parçalanmada etkili olan faktörler :

Sıcaklık farkı Buz çatlamaları Kök çatlamaları Su, Rüzgar ve buzullar Canlılar (İnsan)

Fiziksel çözülme, daha çok aşırı sıcaklık farkı görülen yerlerde, kayaların gündüzleri aşırı sıcaktan genişlemesi, geceleri de aşırı soğuktan dolayı büzülmesi sonucu gerçekleşir.
Fiziksel çözülme, çöl, karasal, step, gibi, aşırı sıcaklık farkı görülen iklimlerin etkili olduğu yerlerde daha kolay meydana gelir.

• Kimyasal çözünme
Kayaları oluşturan unsurların eriyerek, kimyasal bileşimlerinin değişmesi sonucundaki parçalanma, ufalanma ve ayrışma olayıdır.
Kimyasal parçalanmada etkili olan faktörler.

Yağış Kayacın cinsi sıcaklık

Kimyasal çözülme, daha çok, sıcaklık farkının az olduğu sıcak ve nemli iklim bölgelerinde görülür. Ekvatoral, Muson, Okyanus ve Akdeniz iklimlerinin etkili olduğu yerlerde daha kolay meydana gelir.

HEYELAN 
Herhangi bir yamacın, bir kısmının kayarak aşağıya doğru yer değiştirmesine yer göçmesi ya da heyelan denir. Eğer, ana kaya üzerinden yalnızca toprak örtüsü kayıyorsa, buna da yer kayması adı verilir.

Heyelanı Etkileyen Faktörler

Eğim Yağış Tabakaların konumu Yerçekimi Kayanın ve toprağın cinsi  etkilidir.

Türkiye’de yer göçmeleri ve kaymalar (Heyelan)
Türkiye’de yer göçmeleri ve kaymalar en çok Karadeniz Bölgesi’nde özellikle Doğu Karadeniz Bölümü’nde görülür. İklim olaylarına bağlı olarak, kar erimeleri ve yağmur şeklindeki yağışlardan dolayı, en fazla heyelan ilkbaharda, en az heyelan yaz ve sonbahar mevsimlerinde görülmektedir.

TOPRAK EROZYONU  
Toprak tabakasının üst kısmının, akarsular, sel suları ve rüzgârlar gibi dış kuvvetlerin etkisiyle taşınıp sürüklenmesi olayına erozyon denir.
Kurak bölgelerde ve bitki örtüsünden yoksun arazilerde hem rüzgâr, hem de akarsu erozyonu çok fazla görülür.

Erozyonu artıran faktörler

Bitki örtüsünden yoksunluk Toprağın aşırı işlenmesi Meraların aşırı otlatılması Toprağın eğime paralel sürülmesi Yangınlar Ani su taşkınları Yağışların düzensiz olması

Erozyonu önlemek ve zararlarından korunmak için ;

Ağaçlandırma çalışmaları yapmak, Eğimli arazilere sekiler (taraçalar) yapmak, Mevcut bitki örtüsünü korumak, Tarlaları eğim doğrultusunda sürmemek, Anız örtüsünü yakmamak, Ürünleri nöbetleşe ekmek, Meraları korumak ve iyileştirmek, Baraj gölü yamaçlarını ağaçlandırmak, Usulsüz tarla açmanın önüne geçmek, Erozyonun zararları hususunda halkı bilinçlendirmek, gereklidir. yeryüzü şekilleri: Yer şekillerinin gösteriminde en çok kullanılan yöntem izohips yöntemidir.

İzohips yöntemi ile yapılan haritalarda izohipslerin uzanışına göre, tepe, sırt, boyun, yamaç, vadi, delta gibi yer şekillerini harita üstünde tanımlamak mümkündür.

Tepe: Bir doruk noktası ve onu çevreleyen yamaçlardan oluşmaktadır.

Sırt: İki akarsu vadisini birbirinden ayıran ve birbirine ters yönde eğimli yüzeyleri birleştiren yeryüzü şeklidir. Sırtların üzeri düz olabileceği gibi keskin de olabilir.

Boyun: Birbirine ters yönde açılmış iki akarsu vadisinin en yüksek, iki doruk arasındaki alanın en alçak yerine boyun denir. Buralara bel ya da geçit de denir.

Yamaç: Yeryüzündeki eğimli yüzeylerdir.

Vadi: Akarsuyun açtığı, sürekli inişi bulunan, uzun, doğal oluktur.

Delta: Akarsuyun taşıdığı maddeleri denize ya da göle ulaştığı yerde biriktirmesi ile oluşan yeryüzü şeklidir.

UYARI: İzohipslerin "V" şeklini aldığı yerlerde, açık taraf akarsu akış yönünü gösterir. Akarsuların delta oluşturdukları yerlerde, izohipsler deniz veya göl yüzeyine doğru çıkıntı yapar.

İzohipsin "V" şeklini aldığı yerlerde yükselti "V" nin açık ucuna doğru artıyorsa sırt, sivri ucuna doğru artıyorsa vadi vardır.

Boyun olabilmesi için, karşılıklı iki tepe arasında, birbirine ters yönde uzanan iki akarsu vadisinin bulunması gerekir.

Yeryüzü Şekillerini Gösterme Yöntemleri
1. Renklendirme Yöntemi

Fiziki haritalarda yeryüzü şekillerini daha belirgin gösterebilmek için yükselti basamakları renklerle ifade edilir. Renklendirme işlemi, aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi olur:

Fiziki haritalarda beyaz renkler buzulları ya da kalıcı karları gösterirler. Göl, deniz ve okyanuslar ise mavi renkle gösterilmektedir. Mavinin tonu koyulaştıkça derinliğin arttığı anlaşılır. Renklendirme yöntemi, günümüzde en çok kullanılan yöntemlerdendir.

2. Gölgelendirme Yöntemi

Yerşekillerinin bir yönden ışıkla aydınlatıldığı düşünülür. Buna göre, ışık alan yerler açık, gölgede kalan yerler koyu renkte boyanır. Haritacılıkta daha çok yardımcı bir yöntem olarak kullanılır.

3. Tarama Yöntemi

Eğim ile orantılı olarak kalınlıkları artan çizgilerle yerşekilleri gösterilir.

Tarama yönteminde, eğim fazla ise çizgiler kalın, kısa ve sık olur. Eğim az ise çizgiler ince, uzun ve seyrek olur. Düz alanlar ise taranma¤¤¤¤¤ boş bırakılır. Fazla kullanılmayan bir yöntemdir.

4. Kabartma Yöntemi

Yeryüzü şekillerinin belirli bir ölçek dahilinde küçültülerek oluşturulan maketleridir. Bu yöntem, yerşekillerinin gerçeğe en uygun olarak gösterilmesini sağlar. Ancak, kabartma haritaların yapılışı ve taşınması zor olduğundan kullanım alanı dardır.

5. İzohips (Eş yükselti) Yöntemi

Deniz seviyesinden itibaren aynı yükseklikteki noktaların birleştirilmesiyle elde edilen eğrilere izohips eğrileri denir.