14. Köyünün kıyılarını döven açık deniz gönlüne sin- miş, onun da gönlü açık denizlere uymuştu. Uzak ufuklara bakmaya alışkın o uzun menzilli gözlerinde dar hayatının sınırlarını aşan hülyalar, ıssız çöllerde görülen seraplar gibi gider gelirlerdi. Onlarda bir protesto, bir uçuş, bir kaçış vardı. O gözler; deniz gurubunun ışığı gibi hür denizin loş karanlıkları, sergüzeştler ve hesaba kitaba gelmez sürü sürü şeylerle doluydu. Onun bakışında evceğizinin ve dolapcağızının kapalı ve özel içerilikleri değil, ucu bucağı olmayan dışarılıklar ve insanların hep ara- dığı, özlemini çektiği ve insanla insan arasındaki ayrılığı ve başkalığı hiç eden özleyişler vardı. Onlar, açıklardaki deniz köpüğü gibi, can kulağına usul usul sokulup fısıldayan, insana düşler gördüren şeylerdi. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- gisi yoktur?
A) Betimleyici anlatıma başvurma
B) Benzetme yapma
C) Karşıtlıklara yer verme
D) Farklı duyulardan yararlanma
E) İddiacı tutum izleme​