BEN HER ŞEYDEN ÖNCE ÖĞRETMENİM
Atatürk, bir akşam -yil 1937- sofrasında sık sık misafir ettiği Behçet Kemal'e dönerek: "Sen çabuk şiir yazarsın,
şu içerideki odaya çekil, bende hangi nitelikleri görüyorsan hepsini anlatan bir şiir yaz." dedi. Behçet Kemal, hemen
içeri odaya geçti. Aradan yarım saat geçti geçmedi bir büyük şiir ile döndü.
Atatürk: "Oku bakalım." dedi. Behçet Kemal, misralarının ses değerini vurgulayarak o canli ve sevimli okuyuşu
ile şiiri okumaya başladı. Şiirde Atatürk'ün yiğitliği, zaferleri, devrimleri bir bir dile geliyordu. Fakat her zaman Behçet
Kemal'e bol bol iltifat eden Atatürk durakladı, yüzünde bir gölge dolaştığını hissettim. "Behçet olmamış. Benim asi
bir niteliğim var ki onu hiç yazmamışsın." dedi. Hepimiz şaşırmıştık. Bu yazılmayan niteliği ne olabilirdi? Atatürk bizi
fazla bekletmedi. "Benim asıl niteliğim her şeyden önce öğretmenliğimdir. Ben milletimin öğretmeniyim. Bunu yaz-
mamışsın." dedi.
Bir öğretmen olarak ve öğretmenin misyonuna inanmış birisi olarak heyecandan ve gururdan ağlayasım geldi.
İmkan olsaydı ellerine kapanmak isterdim. Öğretmene böyle bir yüce saygıyı, en yüce ağızdan işıtıyordum,

1. Atatürk'ün "Benim asıl niteliğim her şeyden önce öğretmenliğimdir. Ben milletimin öğretmeniyim." cümlesin-
den yola çıkarak öğretmenlik mesleği ile ilgili düşüncelerini yorumlayınız.

2. Yazarın bu anıyı anlatırken duygulanmasının nedeni nedir? Açıklayınız..

3. Ban meslekler fedakarlık ister. Öğretmenlik de bunlardan biridir. Öğretmenler; bireylerin gelecekte sağ-
lik, mutlu, insanlığa ve ülkesine faydalı olması için özveriyle çalışır. Siz de öğretmenlik gibi fedakarlık
isteyen mesleklere örnek veriniz.