3. Hikâye edici metinlerde kişilerin, varlıkların yaşadığı ve olayın geçtiği ortama "yer" adı verilir. Buna göre, 1. Şimdi aldığım 18 Mayıs 1921 tarihli nazik mektubunuza pek duygulanmış olarak sonsuz teşekkür eder ve bütün yurt- taşlarım gibi kişiliğinize karşı beslediğim saygı, sevgi ve hayranlık duygularımın içtenliğine ve derinliğine inanmanızı rica ederim. II. Geçen hafta sonunda küçük kardeşimi parka götürdüm. Ille de tahterevalliye bineceğim diye tutturdu. Annemin 15- rarı üzerine gitmek zorunda kaldım. Görevli öğle yemeğine gidinceye kadar parkın kapısında bekledik. Sabırsızlıkla içeri dalmak isteyen kardeşimi zor zapt ettim. Oyun alanı tıklım tıklım doluydu. III. Kurdun hâli perişandır. Günlerce aç gezmiş, bir deri bir kemik kalmıştır. Avcılar ve çoban köpekleri, kurtlar için çok teh- likelidir. Kurtlar sürü halinde köylere, koyunlara ve kümes hayvanlarına saldırdıkları için köylü her daim hazır bekler. Kurt dabaşına gelecek tehlikeyi bile bile yaklaşır avina. IV. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı ve bilge bir adam yaşarmış. Köylüler, kaygıları ya da soruları olduğunda cevabı bu adamda ararlarmış. Günün birinde bilge adamın yanına bir çiftçi gitmiş ve telaşlı bir şekilde, "Yardımına ihtiyacım var. Korkunç bir şey oldu. Öküzüm öldü ve tarlamı sürmek için başka hayvanım yok! Başıma gelebilecek bundan daha kötü bir şey olabilir mi?" diye sormuş. metinlerinin hangilerinde "yer" unsuru belirgin değildir? ) I ve II. B) I ve III. C) II ve IV. D) III ve IV.​