Nuri Yakupov'un bir tablosu Anadolu'nun ortası, asıl anavatanın göbeği tuzlu göllerden, kireçli topraklardan ibaret bir ço- rak ülkedir. Burada, Türk milleti, çölde Beni Israil'i andırır. Şimdi ise bir cehennem çemberi onu, her tarafından kuşatmıştır. Bütün bereketli ve zengin topraklar çepeçevre elinden alınmıştır. İs- tiklal Mücadelesinin "ya ölürüz, ya kurtuluruz", parolası işte, bundan ileri geliyor. Gerçekten, bunun, ikisi ortası olmaz. Türk milleti, ya bu çemberi yarıp geçecektir, yahut da burada ölmeğe razı olacaktır. Ölmeğe razı olmak... Şimdiye kadar hangi milletten bu kadar ağır bir şey istenilmiştir? Ama İçimizden bunu kabule hazır insanlar çıkıyor. Geçen gün, aldığım Istanbul gazetelerinde okudum. "Sevr Muahedesi" esas itibarıyla kabul edilmiş. Damat Ferit hükümeti onu imzaya üç kişi yollu- yormuş. Bu üç kişiden biri de Rıza Tevfik'tir. O Rıza Tevfik ki bize Türk folklorunun zevkini veren ilk adamdır. Türk halkına bu hiyaneti reva görmesinin sebebi ne? Niçin, bir yaşlı Şaman heyetine girip bu anık topraklarda dolaşarak milletin istirabını terennüm etmiyor? Yazıklar olsun, seni sevmesini bilmeyenlere; ey, gamlı ülke!.. Seni sevip, senin sessiz dramın içinde gömülüp gitmekten korku çekenlere!.. Taşın, toprağın ne bitmez bir sabır ve mukavemet hazinesidir! İnsan, senin göğsünde ya destanî bir kahramanlığa erer ya da en ilâhî mizaçlı velile- rin feragat ve mahviyet derecesine varır. Şimdi, şu söğüt dalının altından haykırsam Yunus Emre bana ses verecektir: "Derviş gönlü taş gerek" "Gözü dolu yaş gerek" "Koyundan yavaş gerek" Evet, pirim; evet pirim. Ben işte, burada öyle olmağa çalışıyorum. Bu bodur ve seyrek ekin- ler, bu boynu bükük başaklar, bu buğulu söğüt ağacı, bu donuk ve sessiz su, hülása, bütün bu yok- sul tabiat parçası neyin sembolüdür? . Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 181​