Sagot :
Cevap:
1.Ünite accountant: muhasebeci
actor: erkek oyuncu
actress: kadın oyuncu
architect: mimar
aunt: hala, teyze
brilliant: muhteşem
brother: erkek kardeş
builder:inşaatçı
carpenter:marangoz
city map: şehir haritası
colleague: iş arkadaşı
country: ülke
cousin: kuzen
cross the road: caddeden karşıya geçmek
crowded: kalabalık
dangerous: tehlikeli
daughter: kız evlat
delicious: lezzetli
diplomat: dış işleri görevlisi
disgusting: iğrenç
doctor: doktor
earn life: hayatını kazanmak
engineer: mühendis
fascinating: büyüleyici
fashion designer:moda tasarımcı
find a job: iş bulmak
florist:çiçekçi
footballer:futbolcu
future job: gelecekteki iş
get married: evlenmek
go abroad: yurt dışına gitmek
go along the street: cadde boyunca git
go back: geri dönmek
gorgeous: muhteşem, görkemli
grandfather: büyük baba
grandmother: büyük anne
have a great time: harika vakit geçirmek
hometown: memleket
husband: koca
impolite:kaba
instructor: eğitmen
introduce: tanıtmak
journalist:gazeteci
language: dil
laptop: dizüstü bilgisayar
lawyer:avukat, hukukçu
live: yaşamak
lucky: şanslı
married: evli
meet: tanışmak
mobile phone: cep telefonu
mother: anne
move: taşınmak
musician: müzisyen
nationality: millet
neighbour: komşu
officer: memur
parents: anne, baba / ebeveyn
part-time: yarı zamanlı
passport: pasaport
plumber:su tesisatçısı
policeman:polis
polite: kibar
relax: rahatlamak
retired:emekli
roommate: oda arkadaşı
safe: güvenli
scientist: bilim insanı
singer:şarkıcı
sister: kız kardeş
sister-in-law: görümce,elti,baldız
son: erkek evlat
sports person:sporcu
student ID card: öğrenci kimlik kartı
student: öğrenci
stunning: çekici
surgeon:cerrah
talented: yetenekli
taxi driver:taksi şoförü
teacher:öğretmen
tennis player:tenis oyuncusu
travel agent: seyahat acentesi
turn left: sola dön
turn right: sağa dön
ugly: çirkin
umbrella: şemsiye
uncle: amca, dayı
waitress: kadın garson
wallet: cüzdan
wife: eş, karı
work: çalışmak
workmate: iş arkadaşı
writer:yazar
COUNTRIES AND NATIONALITIES
Australia: Avustralya
Bulgaria: Bulgaristan
Canada: Kanada
China: Çin
Egypt: Mısır
France: Fransa
Germany: Almanya
Greece: Yunanistan
Italy: İtalya
Japan: Japonya
Portugal: Portekiz
Spain: İspanya
Sweden: İsveç
The UK: Birleşik krallık
Turkey: Türkiye
Australian: Avustralyalı
British: İngiliz
Bulgarian: Bulgar
Canadian: Kanadalı
Chinese: Çinli
Egyptian: Mısırlı
French: Fransız
German: Alman
Greek: Yunan
Italian: İtalyan
Japanese: Japon
Portuguese: Portekizli
Spanish: İspanyol
Swedish: İsveçli
Turkish: Türk
2.Ünite alarm clock: çalar saat
armchair: koltuk
at the end of: sonunda
baker’s: fırın
balcony: balkon
bank: banka
bath: banyo, küvet
bathroom: banyo
beautiful: güzel
bed: yatak
bedroom: yatak odası
bedside table: komodin
behind: arkasında
between: arasında
big: büyük
bookcase: kitaplık
bookshop: kitapçı
building: bina
bus station: otobüs durağı
butcher’s: kasap
cafe: kafe
calm: sakin
carpet: halı
cheap: ucuz
cinema: sinema
city centre: şehir merkezi
city hall: belediye binası
closet: tuvalet, elbise dolabı
clothes shop: giyim mağazası
coffee table: sehpa
cold: soğuk
cooker: fırın
countryside: kırsal yerler
crowded: kalabalık
cupboard: dolap
curtain: perde
cushion: yastık, minder
desk: çalışma masası
difficult: zor
dirty: kirli
dishwasher: bulaşık makinası
drawer: çekmece
easy: kolay
electronic store: elektronik mağazası
environment: çevre
expensive: pahalı
fabulous: olağanüstü
factory: fabrika
famous for: ile ünlü
fantastic: şahane
fire station: itfaiye merkezi
flower: çiçek
fridge: buz dolabı
friendly: arkadaş canlısı
garage: garaj
garden: bahçe
great: mükemmel
grocery store: bakkal
guest: konuk, misafir
gym: spor salonu
hairdresser’s: kuaför
homemade: ev yapımı
hospital: hastane
important: önemli
in front of: önünde
in: içinde
kitchen: mutfak
lake: göl
lamp: lamba
leisure centre: eğlence merkezi
library: kütüphane
light: hafif
live: yaşamak
living room: oturma odası
location: konum
messy: dağınık
mirror: ayna
modern: modern
mosque: camii
museum: müze
music shop: müzik mağazası
near: yakınında
neat: düzenli
neighbourhood: mahalle, civar
new: yeni
newsagent: gazete bayii
next to: bitişiğinde
noisy: gürültülü
old: eski
on the corner of: köşesinde
on: üstünde
opposite: karşısında
pharmacy: eczane
police station: polis merkezi
drama: drama
historical: tarihi
historical: tarihi film
horror: korku
love story: aşk filmi
musical: müzikal
romantic comedy: romantik komedi
science fiction: bilim kurgu
thriller: gerilim filmi
war: savaş filmi
western: kovboy filmi
NOUNS AND ACTIVITIES
a feel-good movie: iyi hissettiren film
accept: kabul etmek
actor: erkek oyuncu
actress: kadın oyuncu
advise: tavsiye etmek
ambition: istek
award: ödül
being in nature: tabiatta olmak
cast: rol vermek
celebrity: ünlü
character: karakter
collecting things: koleksiyon yapmak
cycling: bisiklete binme
dancing: dans etme
director: yönetmen
do pilates: pilates yapmak
doing origami: origami yapmak
doing sports: spor yapmak
doing yoga: yoga yapma
excuse: mazeret
film reviews: film incelemesi
going for a walk: yürüyüşe çıkmak
hiking: doğa yürüyüşü
knitting: örgü örmek
location: konum
marbling: ebru sanatı
novel: roman
opinion: fikir
playing chess: satranç oynama
playing golf: golf oynama
playing the guitar: gitar çalma
plot: filmin konusu
preference: tercih
reading a book: kitap okumak
refuse: reddetmek
rollerblading: patenle kayma
scenario: senaryo
scuba diving: tüple dalış
setting: filmin çekildiği yer
singing: şarkı söylemek
snowboarding: kar kayağı
stars: film oyuncuları
story of the movie: filmin hikayesi
story: hikaye
taking photos: foroğraf çekmek
ticket: bilet
waste time: zamanı boşa harcamak
watching films: film izlemek
watching TV: televizyon izlemek
writing poems: şiir yazma
VERBS
acting: oyunculuk
addict: bağımlısı olmak
doll: oyuncak bebek
dream: hayal etmek
give advice: tavsiye vermek
give up: yapmayı bırakmak
inspire: ilham vermek
invite: davet etmek
prefer: tercih etmek
quit: bırakmak
recommend: önermek
say opnion: fikrini söylemek
take up: yapmaya başlamak
train: alıştırma yapmak
waste time: boşa zaman harcamak
win: kazanmak
ADJECTIVES
alone: yalnız
amazing: harika
amusing: eğlenceli, zevkli
annoying: rahatsız edici
beautiful: güzel
boring: sıkıcı
breathtaking: nefes kesici
busy: meşgul, yoğun
challenging: zorlu, ilgi çekici
cheap: ucuz
conservative: tutucu
creative: yaratıcı
different: farklı
different: farklı
entertaining: eğlenceli
equal: eşit
excellent: mükemmel
exciting: heyecan verici
exhausting: yorucu
exotic: acayip
expensive: pahalı
extraordinary: olağandışı
fair: adil
fantastic: şahane
fascinating: büyüleyici
great: harika
hard: zor
important: önemli
interesting: ilgi çekici
lovely: sevimli
ordinary: sıradan
poor: fakir
powerful: güçlü
Açıklama:
Thank you for visiting our website wich cover about İngilizce. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.