İlk Çağ'da, bugünkü Batı Anadolu'da bulunan Gediz ve Menderes nehirlerinin suladığı verimli arazileri kapsayan bölgeye Lidya denilmekteydi. Bu bölgenin adı, aynı zamanda burada MÖ 6 ve 7. yüzyıllarda güçlü bir devlet olan Lidya Devleti'ne de verilmişti. MÖ 680 yılında bağımsız bir devlet olarak kurulan Lidyalıların ilk kralları Giges, baş- kentleri Sardes'tir. Bu, o dönemin en büyük ve en zengin kentidir. Lidyalılar, parayı ilk kullanan medeniyet ol- muştur. Parayı yapmak için altın, gümüş ve elektrolit kullanmışlar, Son Kral Kroisos zamanı devletin en parlak dönemi olmuştur. Lidya bölgesi doğal kaynaklar açısından da çok zengin ve bereketliydi. Gediz, Bakırçay ve Menderes ırmaklarının suladığı vadiler, tarım için elverişli konumdaydı. Yağmurların sürekli ve etkili olması, temel tarım ürünlerinin yanında çeşitli meyve, sebze ve üzüm bağlarının da yetiştirilmesini olanaklı kılıyordu. Tmolos Dağları (Bozdağlar) üzerinde mermer yatakları bulunmaktaydı. Küçükbaş hayvanların ve atların otlaması için çok sayıda otlak vardı. Buralarda beslenen Lidya atları hızlı, dayanıklı ve güçlüydü. Bütün bu malların üretilmesi ve satılması ile ticaret yapan ülkenin ekonomisi çok kuvvetliydi ancak Pers İmparatorluğu'nun ani bir saldırısı sonucunda bu zengin devlet tarihe karışmıştır.
​