Sagot :
Açıklama:
Anne kedi tam yedi yavru dünyaya getirmiş. Rengârenk tüyleri, ışıl ışıl gözleri ve miyav miyav sesleriyle gerçekten sevimli şeylermiş.
Evin hanımı ilk gördüğünde, “Bunlara da kim bakacak böyle… Bizim kedi de amma yavru verdi! diye söylenmiş. Ama gün geçtikçe alışmış, sevmiş kedileri… Bir selenin içine eski çamaşırları sererek kediciklere güzel bir yatak yapmış.
Yedi minik yavru gün geçtikçe güzelleşmiş. Yemişler, içmişler, uyumuşlar ve büyümüşler. Anne kedi günlerden bir gün yavrularını toplamış başına. Onlara artık bazı şeylerden bahsetmesi gerekiyormuş. En yumuşak ses tonuyla konuşmaya başlamış:
– Artık bebek değilsiniz, demiş. Farelerin peşinde koşmanız lazım.
Daha sonra fareleri nasıl kovalayacaklarını, nasıl yakalayacaklarını anlatmaya başlamış. Farelerin özelliklerinden, hilelerinden bahsetmiş.
Bir fare tam o sırada yuvasından başını uzatmış, etrafa bakıyormuş. Kedilerin konuştuğunu görünce
kulak kabartmış.
Anne kedinin söylediklerini duymuş ve dikkatle sonuna kadar dinlemiş. Koşarak kardeşlerinin yanına gitmiş. Bu yuvada tam yedi kardeş fare birlikte yaşıyorlarmış.
– Felaket, diye bağırmış. Kedi yavruları ders alıyor. Birazdan peşimize düşerler. Hepimizin canı tehlikede. Ona göre hareket edin.
Farelerden biri elini çenesine dayayıp düşünmüş, taşınmış. Diğer kardeşlerine kendi fikrini söylemiş:
– Hımmm, demiş. Her yavru kediye bir fare düşüyor. Bundan sonra bu evde işimiz çok zor. Çünkü hayatımız tehlikede. En iyisi çekip gidelim buradan.
– Olmaz, diye itiraz etmiş diğeri. Burası bizim yuvamız.
– İyi ama başka ne yapabiliriz?
– Ne mi? Kedilerle savaşabiliriz pekâlâ!
Bir süre sessizlik olmuş. Hemen diğer kardeş fare söze karışmış
– Çıldırdın mı sen!
– Aklım başımda çok şükür. Gerçi kedileri kuvvetle yenemeyiz, ama aklımızla yenebiliriz.
Bunu hiçbiri düşünememiş. Ne demek istediğini sormuşlar. Bütün kardeşlerini etrafına toplayıp düşüncelerini açıklamış:
– Karşılaşacağımız her kedi yavrusuna diğer kardeşlerine başkan olması gerektiğini söyleyeceğiz. Aralarını açacağız. Bizimle uğraşmaya fırsat bile bulamayacaklar. Bu fikri duyunca şaşırmış bütün kardeşler. Fakat hepsinin de çok hoşuna gitmiş. Hemen uygulamak istemişler. Anlaşmışlar kendi aralarında ve hemen harekete geçmişler.
Yedi Minik Kedi
Annesinden ilk dersi alan kedi yavrularından biri burnunu fare deliğinden sokmuş. İçerisini görmeye çalışıyormuş. Fareler hemen seslenmişler:
– Akıllı kedi, akıllı kedi! Sen bu kadar akıllı, kuvvetli ve güzel olduğun halde, diğer kardeşlerine niçin başkan olmuyorsun?
Kedi yavrusu şöyle bir bakmış kendine: “Gerçekten güzelim, diye düşünmüş. Hem de akıllı ve kuvvetliyim. Diğerlerine başkan olmalıyım” diye geçirmiş içinden… Adımlarını vura vura kardeşlerinin yanına gitmiş:
– Bundan sonra ben sizin başkanınızım, diye bağırmış. Her istediğimi yapacaksınız.
– Hadi oradan, diye terslemiş kardeşleri. Başkanlık kim sen kim!
– Ama ben sizden kuvvetliyim, üstelik akıllı ve güzelim, demiş bizimki.
– Hayır değilsin!
Bir gürültüdür, bir kavgadır başlamış oracıkta. Anne kedi çırpınıp duruyor, fakat sözünü dinletemiyormuş. Yavru kediler başkanlık için kıyasıya dövüşmeye devam ediyorlarmış.
Fareler delikten bakıp kedilerin kavgasını görünce çılgınlar gibi sevinmişler. Eİ ele tutuşup başarılarını kutlamışlar.
Yavru kediler arasında devamlı kavga ve gürültü oluyormuş artık. Bu durum ev hanımının sinirlerini iyice bozmuş.
Nihayet bir gün dayanamamış. Yavruları enselerinden tuttuğu gibi bahçeye atmış. Bağırmış arkalarından:
– Ne haliniz varsa görün, diyerek birden kapıyı kapatmış.
Kediler çok üzülmüşler. Annelerinden ayrı nasıl yaşayacaklarını düşünüp durmuşlar. Kardeşler arasında kavganın ne kadar kötü bir şey olduğunu işte o zaman anlamışlar. Ama iş işten geçmiş bir kere. Farelerin oyununa geldiklerini nihayet fark etmişler. Ama olan olmuş artık.
Eve alınmayacaklarını çok iyi biliyorlarmış o günden sonra. Annelerini ne kadar özleyeceklerini düşünüp durmuşlar bir süre. Bakmışlar, evin önünde beklemekten bir sonuç çıkmıyor:
– Her biri başka tarafa dağılmış.
Evin önünden uzaklaşıp kendilerine bir hayat kurmuşlar.
Kediler çok üzülmüşler. Annelerinden ayrı nasıl yaşayacaklarını düşünüp durmuşlar. Kardeşler arasında kavganın ne kadar kötü bir şey olduğunu işte o zaman anlamışlar. Ama iş işten geçmiş bir kere. Farelerin oyununa geldiklerini nihayet fark etmişler. Ama olan olmuş artık.
Eve alınmayacaklarını çok iyi biliyorlarmış o günden sonra. Annelerini ne kadar özleyeceklerini düşünüp durmuşlar bir süre. Bakmışlar, evin önünde beklemekten bir sonuç çıkmıyor:
– Her biri başka tarafa dağılmış.
Evin önünden uzaklaşıp kendilerine bir hayat kurmuşlar.
Veee son.
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.