J.LOCKE ve I.Kant Bilginin kaynağı ile ilgili ileri sürelen görüşler

Sagot :

Cevap:

Rene Descartes ile birlikte Rasyonalizm (akılcılık)  bilginin yegane kaynağını akıl olduğunu ve onun bir takım sınamalar ile birlikte tümdengelimsel olarak türetildiğini savunur. Descartes Tanrı zihin ve madde kavramlarının deneyimle değil de doğuştan olduklarını kabul eder. Bunlar doğuştan gelen idelerdir (İdeae innatae). Bunlar zihinde olan saf kavramlardır ve insan deneyimlemek için bir malzemeye gereksinim duymaz. Akıl bilginin kaynağı olmakla birlikte Descartes evrensel doğru, kesin, net bir bilgi için yönteminin temeline matematiği koymuştur. Çünkü matematikçe bilginin temelinde tümdengelim ve sezgi yöntemleri kullanılır.

Descartes Yöntem anlayışını Yöntem Üzerine Konuşma(1737) adlı eserinde açıklar. Akıl yürütme yöntemi olarak Tümdengelimi benimser. Çünkü Francis Bacon’ın temellerini attığı üzere tümdengelim bize bilinen olgulardan çıkarım yapma olanağı verir. Descartes, bilgi kuramının temeline matematik ve geometriyi koyar. Çünkü önermeleri açık ve seçik olursa bilgi kuramını da sistemleştirebilir.

“Ama az önce şimdiye kadar bilinen tüm bilimler arasında aritmetik ve geometrinin kendilerini herhangi bir yanlışlık ve pekinsizlik lekesinden arınmış gösterdiklerini söyledik” (Descartes 1996, 66)

“Bu bize aritmetik ve geometrinin peklikte başka bilimler karşısında büyük üstünlüğünün duru bir açıklamasını verir” (A.g.e,: 66)

Descartes kuşkucudur ve şeyin doğasına ait neyi nasıl bileceğine dair kuşku duyar. Kuşku yöntemi, doğru olduğu bilinmeyen, bu yüzden de hakikate zarar veren bütün inançları ayıklamanın yöntemidir(Cevizci 2012, 133) Bu durum onu bir yöntem arayışına iter. Bu nedenle kendisine yöntemsel kuşkucu olarak tanımlayabiliriz. Yöntemsel kuşkuculukta doğru bilgiye açık ve seçik olarak ulaşmak mümkündür. Descartes kuşkucudur ama bilgi açık ve seçik ise kuşku sona erer.

“... ve bu düşünüyorum, öyleyse varım gerçekliğinin kuşkucuların en aşırı sayıltılarının hiç birinin sarsmayacağı denli sağlam ve güvenilir olduğunu görünce hiç duraksamadan onu aramakta olduğum felsefenin ilk ilkesi olarak kabul edebileceğim yargısına ulaştım” (Descartes, 34)

“ ... ve düşünüyorum öyleyse varım önermesinde düşünmek için var olmanın zorunlu olduğunu çok açık görmenin dışında beni onunla gerçekliği bildirdiğime inandıran hiçbir şey olmadığına dikkat ettikten sonra, çok açık olarak ve çok seçik olarak kavradığımız tüm şeylerin gerçek olduklarını genel bir kural olarak kabul edebileceğim yargısına ulaştım...(A.g.e,: 35)

“Düşünüyorum, öyleyse varım” önermesi, tüm bilginin süjeden yola çıkılarak ele alınabileceğini postüle eder(Çüçen 2012:  185)

Descartes’e göre dış dünya düşünen, kendinin farkında olan varlığın bilgisidir Ancak kesin olan bir şey vardır ki o da Tanrı’nın varlığıdır. Tanrı düşüncesi zihnimizde vardır ve ancak bu bilgiyi yüce bir varlık zihnimize vermiş olmalırı. Descartes Tanrı idesini zorunlu olak var kabul eder. Dolayısyla Tanrı zihnimizin dışında gerçek olarak vardır.

Açıklama: