17 ve 18. yüzyıl müziğinin genel özellikleri kısaca madde madde

Sagot :

Cevap:17.Yüzyılda Türk Müziğinin Özellikleri

17. yüzyılda nota yazım şekillerinde önemli gelişmeler olmuş; Dimitrie Cantemir (Kantemiroğlu), Kindi’nin bulduğu ebced notası üzerinde çalışarak yeni bir nota yazım şekli geliştirmiştir.

Nota yazımının ilerlemesi, müziğe büyük katkı sağlamıştır.

1650 yılında Ali Ufkî Bey tarafından ilk kez Türk müziğine uyarlanan Avrupa nota yazısı, birçok eserin günümüze ulaşmasını sağlamıştır.

Türk müziğinde askerî, dinî ve din dışı müzikler, toplu olarak icra edilen müzik türleri arasında yer almıştır.

Şiirlerin bestelenmesiyle sözlü müzik gelişme göstermiş; sarayda ve saray çevresinde, hem klasik hem de halk tarzı fasıllar önem kazanmıştır.

17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda öne çıkan en önemli müzik türleri dinî alanda mevlit, miraciye ve Mevlevi ayini; askerî alanda mehter ve nevbet; din dışı müzik alanında ise peşrev, saz semaisi, kâr, beste, semai ve şarkı olmuştur.

18. Yüzyılda Türk Müziğinin Özellikleri

Besteleme ve seslendirmede büyük ilerleme kaydedilmiştir.

Türk müziği teori, terminoloji ve icra alanlarında Batı etkisine girmiştir.

Keman, saray müziğinde kullanılmıştır.

Osmanlı yönetici sınıfının Batı hayranlığı, şehir eğlence müziğinin de canlanmasına neden olmuştur.

Nota gelişimini sürdürmüş, Müzikolog Hamparsum Limonciyan, Sultan III. Selim’in isteği üzerine yeni bir nota yazım sistemi geliştirmiştir. Ezginin iniş-çıkışlarını göstermek amacıyla sözlerin üzerlerine konulan işaretlerle oluşan bu yeni sistem, dönemin bestekâr ve icracıları tarafından ilgi görmüştür.

Açıklama:

1) 17. Yüzyılda Türk Müziği

17. yüzyılda Türk müziği gelişimini sürdürmüş, bestekârlık ve icracılık aşama kaydetmiştir. Padişahlar ve şeyhülislamlar, sanatçıları korumuş, onlara destek olmuşlardır. Devletin kimi ileri gelenleri, sanatçılarla icra topluluklarına katılmış; onlardan feyz alarak müzik alanında önemli yapıtlar ortaya koymuşlardır.

2) 18. Yüzyılda Türk Müziği

18. yüzyılda, Lale Devri (1718 – 1730) olarak adlandırılan dönemde düşünce, edebiyat ve müzikte gelişmeler yaşanmıştır. Osmanlı saray çevresiyle Avrupa arasındaki kültür ilişkilerinin temelleri, bu dönemde atılmıştır. Avrupa’nın kurumlarını ve yaşam biçimini örnek alma, Osmanlıda bir tarz hâline gelmiştir. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, dönemin müzikçilerini desteklemiş, onları koruması altına almıştır.