polyana kitabını eleştiri yazar mısınız biraz uzun olsun ACİLL

Sagot :

Pollyanna ... Küçükken okuduğum ve okuduktan sonra mutluluk oyununu benimde oynamaya başladığım kitap. Her olayın, her durumun  içinde mutlaka şükredilecek, gülümsetecek bir yanı olduğunu savunan bir felsefeye sahip. Bu kitabın çocuk edebiyatı kategorisinde olmasına üzüldüm açıkçası. Verdiği ders kaç yaşında olursa olsun bütün insanlar için aynı derecede değerli bence.

Ben mutlaka okunması gereken eserlerin arasında görüyorum.

Pollyanna'nın bizlere verdiği en önemli mesaj ise; İnsan kalbindekiyle yüzleşmelidir. Siz mutsuz olmak istiyorsanız size kimse yardım edemez...  Kendi mutluluğumuz için bizim çabamıza ihtiyacımız var bir olaya yada bir kişiye değil!..

İnsan kalbindekiyle yaşar hayatı çünkü.Pollyana; her olumsuz durum ve duygudan olumlu bir yan bulabilen bir kızın, mutluluk adını verdiği bir oyunla çevresindeki insanları nasıl değiştirdiğini anlatan kitap.

Pollyanna en kötü durumlarda bile memnunluk duyulabileceği, insanın mutlu olabilmesi için bakış açısının değiştirilmesi gerektiği mesajını veren bir felsefeye sahip.

Yaşama, insanlara ve olaylara bakış açısıyla mutlu olmayı, nasihat vermeden aşılayan Pollyanna; herkesin yaşamında okuması gereken bir eser olarak ele alınmalıdır.Pollyanna... İnanılmaz bir karakter. Okurken gülümseten, hüzne kapılırken bile güzel şeyler olacağını hşssettiren bir eser. Bir küçük kızın olumlu dokunuşu herkesin hayatını olumlu yönde etkilemesi ne kadar güzel. Belki biraz abartılı iyi düşünce var ama keşke bizler de birazcık Pollyanna olabilsek. Belki o zaman bu yaşanması zor hayat birazcık yaşanabilir duruma gelir. Biraz etrafımıza bakalım eminim bizim de sevinmek için bir çok sebebimiz vardır.Hani herkesin dilinde bir tabir vardır; "Pollyanna'cılık". Neredeyse her birimiz hayatımız boyunca bu tabiri en az bir kez kullanmış veya hiç olmazsa bir kez duymuşuzdur. Ama kaçımız merak edip de acaba bu Pollyanna ne anlatıyor yahu diyerek bu eseri tam metin olarak okuduk? Bir yerlerden duyup kabulleniyoruz, böyleymiş diyoruz. Eksik olan şey ise şüphe ve merak duygumuz. Neymiş efendim her şeye iyi yanından bakarsak Pollyanna'cılık yapmış oluyoruz. İşte bu kadar. Merak edelim arkadaşlar bu kadarla kalmayalım, duyduklarımız yetmesin biz kaynağına gidelim okuyalım araştıralım. Bunun bi sonraki aşaması da dil öğrenelim çeviriler yetersiz kalıyor falan olacak ama henüz o kadar uçmadık :) Her neyse kitaba dönersek evet sevgili Pollyanna, gerçekten Pollyanna'cılık(!) yapan harika bir karakter. Bu kelimenin dilimize pelesenk olmuş olması çok doğal öyle güzel öyle sevimli öyle tatlı bir çocuk ki tutmuş almış Yeşilçam'a bile malzeme yapmışız. Evet evet doğru okudunuz bizim eski Türk filmlerinden 1971 yapım "Hayat Sevince Güzel" bildiğiniz Türk usulü Pollyanna. Ben inanıyorum ki bir çoğumuz bunu bilmeden izledik. Ben kitabı okurken bu tanışıklık nereden geliyor diye düşünmeye başladım ve sonrasında kulaklarımda Zeynep Değirmencioğlu'nun sesi çınladı. Kalkıp Google'a Pollyanna Türk filmi yazdım. Evet yaptım bunu aynen bu cümleyle arattım ve karşıma bahsettiğim film çıktı. Zaten sonrasında da kitabı okumaya değil izlemeye devam ettim resmen, çünkü o film nedense benim hafızama bayağı bir yer etmiş. Rahmetli Münir Özkul'un sesinden okudum rolü geçen yerleri, eğlenceli de oldu hani.

Güzel bir kitaptı, çocuk kitabı olarak asla düşünülmemeli. Ama çocuğunuz varsa ilk okuyacakları listesine not edebilirsiniz. Dili sade ve akıcı, konu desen zaten şahane. Yalnız baştan uyarmakta fayda var okurken insan yer yer kendinden utanabiliyor. Hayata pozitif bakış açısıyla bakabilmek için ben arada bu kitabı tekrar okumayı kendime görev biliyorum. Çünkü insan bu hayatta haklı olmaktan çok mutlu olmaya çalışmalı yoksa zaten bu dünya yaşanılacak yer değil.

Kitabı okumanızı tavsiye ederim, hatta hayat felsefemiz mi yapsak ne yapsak. Çocuksun ama çok büyüksün Pollyanna! Keyifli okumalar dilerim.