Sagot :
♡MİRİBAA OPTİTİM♡
LEYLA İLE MECNUN EFSANESİʕっ•ᴥ•ʔっ
Necid'de bulunan Beni Amir kabilesine mensup Leylâ ve Kays bribirlerine âşık olmuşlardır. Kısa zamanda her yere yayılan bu aşkı duyan annesi Leylâ'yı okuldan alır ve Kays'la görüşmesini yasaklar. Ayrılık ıstırabıyla mahvolan Kays halk arasında Arapçada "deli" anlamına gelen "Mecnun" diye anılmaya başlar.
KIZ KULESİ EFSANESİʕっ•ᴥ•ʔっ
"İstanbul deyince aklıma kuleler gelir
"İstanbul deyince aklıma kuleler gelirNe zaman birinin resmini yapsam öteki kıskanır
"İstanbul deyince aklıma kuleler gelirNe zaman birinin resmini yapsam öteki kıskanırAma şu Kız Kulesi'nin aklı olsa
"İstanbul deyince aklıma kuleler gelirNe zaman birinin resmini yapsam öteki kıskanırAma şu Kız Kulesi'nin aklı olsaGalata Kulesi'ne varır
"İstanbul deyince aklıma kuleler gelirNe zaman birinin resmini yapsam öteki kıskanırAma şu Kız Kulesi'nin aklı olsaGalata Kulesi'ne varırBir sürü çocukları olur"
"İstanbul deyince aklıma kuleler gelirNe zaman birinin resmini yapsam öteki kıskanırAma şu Kız Kulesi'nin aklı olsaGalata Kulesi'ne varırBir sürü çocukları olur"Ne güzel anlatmış değil mi Bedri Rahmi Eyüboğlu... İşte böylesine hayranlık uyandırır, uğruna şiirler yazdırır Üsküdar'a tatlı tatlı gülümseyen Kız Kulesi...
"İstanbul deyince aklıma kuleler gelirNe zaman birinin resmini yapsam öteki kıskanırAma şu Kız Kulesi'nin aklı olsaGalata Kulesi'ne varırBir sürü çocukları olur"Ne güzel anlatmış değil mi Bedri Rahmi Eyüboğlu... İşte böylesine hayranlık uyandırır, uğruna şiirler yazdırır Üsküdar'a tatlı tatlı gülümseyen Kız Kulesi...İstanbul'da gezilecek yerler denilince ilk akla yerlerden birisi olan Kız Kulesi, Salacak açıklarındaki küçücük bir adanın üzerine inşa edilmiştir. Hakkında anlatılan birçok efsanesi olan, Boğaz'ın insanı mest eden fotoğraflarında her zaman kendine yer bulan Kız Kulesi, bugün İstanbul'un en önemli sembollerinden biri olarak yerli ve yabancı turistler tarafından sık sık ziyaret edilen ikonik bir adres.
EN İYİ SEÇERMİSİN OPTİTİM
#SOFTBAHAR
Açıklama:
Çanakkale’nin Sarıkız’ı
Sarıkız, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı bir köyünde babasıyla yaşayan sarı saçlı bir kız çocuğudur. Adamın karısı, Sarıkız henüz küçük bir çocukken ölmüştür ve kızın babası eşinin acısına, hatıralarını her gün görmeye dayanamayıp başka bir köye taşınmaya karar verir.
Küçük kızıyla beraber Kaz Dağları’nın eteklerinde bir köye yerleşip kaz çobanlığı yapmaya başlarlar. Zamanla kız büyür, sarı saçlarıyla delikanlıların gönüllerini çeler ama kendisinin gönlü onlardan hiçbirine düşmez, bütün günü çok sevdiği kazlarla ilgilenerek geçer. Çobanlıktan kazandıkları parayı yıllar boyu biriktirirler, baba kız iyi kötü idare ediyorlardır.
Bir zaman sonra Sarıkız’ın babası hac vazifesini yerine getirmek için gittiğinde komşudan kızına göz kulak olmasını ister. Aylar sonra geri döndüğünde köylülerin kendilerine selam bile vermediğini fark eder. Onun yokluğunda kızının kötü bir iş yaptığı kulağına gelir, inanmak istemez ama bundan ötürü kızını öldürmesi istenir.
Ama adamcağız biricik kızına kıyamaz ve onu baktığı kazlarla birlikte götürüp dağın zirvesine bırakır. İçi yansa da köye geri dönüp acılar içinde yaşamaya devam eder. Aradan yıllar geçer, baba gönlünde taşıdığı yükle ağır aksak yaşamaktadır. Dağda yolunu kaybedip köye ulaşan yolcular kendilerine yardım eden bir kızdan bahsedince baba kızının yaşadığından emin olur. Ölmeden son kez kızını görmek için dağın yolunu tutar.
Sarıkız babasına darılmamıştır, kazlarıyla birlikte adamı karşılar. Babasının abdest alması için denizden su taşır, içmesi için ise tatlı su getirmek ister. Köye doğru döndüğünde ise babası onun siyah bir duman arasında kaybolduğunu görüp kızının çektiği acılar sayesinde ermişlere karıştığını fark eder.
Ferhat ile Şirin
Ferhat, arkaşlık yapan, Şirin’e sevdalı yiğit bir delikanlıdır. Saraylar süsler, fırçasından dökülen zarafetin Şirin’e olan duygularının ifadesi olduğu söylenir. Amasya Sultanı Mehmene Banu’ya, kız kardeşi Şirin için, dünürcü gönderir Ferhat. Sultan, Şirin’i vermek istemediği için olmayacak bir iş ister delikanlıdan. “Şehir’e suyu getir, Şirin’i vereyim” der, demesine der de su, Şahinkayası denen uzak mı uzak bir yerdedir. Ferhat’ın gönlündeki Şirin aşkı bu zorluğu dinler mi? Alır külüngü eline, vurur kayaların böğrüne böğrüne. Kayalar yarılır, yol verir suya. Zaman geçtikçe açılan kayalardan gelen suyun sesi işitilir sanki şehirde.
Mehmene Banu, bakar ki kız kardeşi elden gidecek, sinsice planlar kurarak bir cadı buldurur, yollar Ferhat’a. Su kanallarını takip edip, külüngün sesini dinleyerek Ferhat’a ulaşır. Ferhat’ın dağları delen külüngünün sesi cadıyı korkutur korkutmasına da, acı acı güler sonra da, “Ne vurursan kayalara böyle hırsla, Şirin’in öldü. Bak sana helvasını getirdim” der. Ferhat bu sözlerle beyninden vurulmuşa döner. “Şirin yoksa dünyada yaşamak bana haramdır” der. Elindeki külüngü fırlatır havaya, külüng gelir başının üzerine bütün ağırlığıyla oturur. Ferhat’ın başı döner, dünyası yıkılmıştır zaten, Şirin seslenişleri yankılanır kayalarda. Ferhat’ın öldüğünü duyan Şirin, koşar kayalıklara bakar ki Ferhat cansız yatıyor. Atar kendini kayalıklardan aşağıya. Cansız vücudu uzanır Ferhat’ın yanına.
Su gelmiştir, akar bütün coşkusuyla, ama iki seven genç yoktur artık bu dünyada. İkisini de gömerler yan yana. Her mevsim iki mezarda da birer gül bitermiş, sevenlerin anısına, ama iki mezar arasında bir de kara çalı çıkarmış. iki sevgiliyi, iki gülü ayırmak için.
Sayın opişiimm
#OPTİYOLUNDA
#OPTİ
Thank you for visiting our website wich cover about Türk Edebiyatı. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.