"Y-yüzünü... Yüzünü gördün mü...Gerçekten Onur r Birkaç saniye durup derin bir nefes aldı. Gözlerini girder muydu ayırmadan cevapladı.

"Kabullen Zeynep." dedi, "Onur bir katil." Ofkeyle bapt hälä bir umut taşıdığımı belli eder bir hålde. "Yüzünü gördün mü?(!)" kapattı. Sakin kalmaya çalıştığı belliydi.

Sonta a "Yüzü netti, Onur'du..." Sessizlik. Ölüm sessizliği... Içimde sızca gülümsedi. sessizliği oluştu... Onur olduğunun kanıtını her gördüğümde, he duyduğumda içimden bir şeyler kopup gidiyordu v parça kalmamıştı artık. Içimde ne güzel bir his kalmıştı ne de u da dair bir parça... Giderek doğrulanıyordu her şey. Giderek tam, lanıyordu hikayenin örgüsü... Bir mıknatısın zıt kutuplarına g gibi, mutsuz sona çekiliyorduk. ve içimde hide

Gözlerini

"Sen..." dedim darmadağınık bir hâlde, "O notlan yazdın... H ta olduğunu nereden biliyorsun? O notları cebime nasıl sokun Seni bir kere bile görmedim!"

Göz kırpti,

"Bu da işin sihri. Hokus, pokus..."

"Cevap ver bana!" dedim öfkeyle, "Hasta olduğunu nereden biliyorsun?" "Hokus, pok-" derken sinirle yüzüne tükürdüğümde büyük kahkaha attı, ellerinden kurtulmak için çırpınan bedenimi sabe

şekilde duvara yaslı tuttuğunda.

"Sana bir olduğumu söylemiştim." dedi gülerek, sinine delirmek üzereydim.

"Ne istiyorsun Onur'dan?(!) Para mı? Ne?(!)" Omuz silkti

"Hiçbir şey... Hem de hiçbir şey Zeynep... Benim tek istedin ne, biliyor musun? Onur'un mahvoluşunu izlemek. "Tüylerim die diken oldu o an. Vücudumu saran korku, çocuğunu korumaya ç şan bir annenin korkusuydu.

"Onur sana ne yapti? Neden... Neden ona bunu yapıyorsun


BURADAKİ FİİL KİPLERİNİ VE ZARFLARINI BULABİLİR MİSİNİZ