Sagot :
Cevap:
iyi dersler
Açıklama:
Can (-ebilmek) Nedir? Nasıl Kullanılır?
→ Bu yardımcı fiili bir eylemi "yapabilme" anlamı katmak için kullanırız. Geniş zaman (Simple Present Tense) ile birlikte kullanılır.
→ "Can" yardımcı fiilinin geçmiş zamanda kullanımı "Could" şeklindedir.
Cümle Kurulumu:
→ Olumlu ⇒ Özne + Can + Fiilin 1. hali + Nesne
→ Olumsuz ⇒ Özne + Can't + Fiilin 1. hali + Nesne
→ Soru ⇒ Can + Özne + Fiilin 1. hali + Nesne
→ Jane can't play basketball because she is short.
→ Jane basketbol oynayamaz çünkü o kısadır.
→ My mum and my dad can play voleyball afternoon.
→ Annem ve babam öğleden sonra voleybol oynayabilir.
→ We can win this footbal match.
→ Biz bu futbol maçını kazanabiliriz.
→ They can't watch match without ticket.
→ Onlar biletsiz maç izleyemez.
→ She can't do bungee jumping from low high.
→ O, alçak yükseklikte bungee jumping yapamaz.
→ Sarah can't do snowboarding in summer.
→ Sarah yazın snowboard yapamaz.
→ You can do scuba diving in this lake.
→ Bu gölde tüplü dalış yapabilirsin.
→ Can I do treeking with my friends?
→ Ben arkadaşlarımla doğa yürüyüşü yapabilir miyim?
→ Her son can surf well.
→ Onun oğlu iyi sörf yapabilir.
→ He can win the bowling tournament.
→ O, bowling turnuvasını kazanabilir.
→ We can do camping with this tent and foods.
→ Biz bu tente ve yemekler ile kamp yapabiliriz.
→ Garry can't play handbal because he is weak.
→ Garry hentboll oynayamaz çünkü o zayıftır.
→ Lincoln can't play football because him leg is broken.
→ Lincoln futboll oynayamaz çünkü onun ayağı kırıktır.
→ You can do archery if you are strong.
→ Eğer güçlüysen okçuluk yapabilirsin.
→ Can our litterature teacher play table tenis?
→ Bizim edebiyat öğretmenimiz masa tenisi oynayabilir mi?
→ American people can play handbal so good.
→ Amerikalı insanlar çok iyi hentbol oynayabilir.
→ Danniel can do boxing with theese gloves.
→ Danniel bu eldivenler ile box yapabilir.
→ Can I join the tournament?
→ Turnuvaya katılabilir miyim?
→ She can't do canoeing if she can't swim.
→ Eğer o yüzemiyorsa o kano sporu yapamaz.
→ You can't do bungee jumping without helmet.
→ Kemersiz bungee jumping yapamazsın.
→ Our history teacher can ride horse.
→ Bizim tarih öğretmenimiz at sürebilir.
→ I can't play dart.
→ Ben dart oynayamam.
→ They can climb mountain.
→ Onlar dağa tırmanabilir.
→ My classmate can play golf.
→ Sınıf arkadaşım golf oynayabilir.
→ Alliens can't do cycling.
→ Uzaylılar bisiklete binemez.
→ Basketball ⇒ Basketbol
→ Short ⇒ Kısa
→ Voleyball ⇒ Voleybol
→ Afternoon ⇒ Öğleden sonra
→ Win ⇒ Kazanmak
→ Match ⇒ Maç
→ Bungee jumping ⇒ Yüksekten atlama sporu
→ Low high ⇒ Düşük yükseklik
→ Ticket ⇒ Bilet
→ Snowboarding ⇒ Kar sörfü
→ Scuba diving ⇒ Derin dalış
→ Lake ⇒ Göl
→ Treeking ⇒ Doğa yürüyüşü
→ Surf ⇒ Deniz sörfü
→ Camping ⇒ Kamp yapma
→ Tent ⇒ Tente
→ Handbal ⇒ Hentbol
→ Weak ⇒ Zayıf
→ Broken ⇒ Kırık
→ Archery ⇒ Okçuluk
→ Strong ⇒ Güçlü
→ Litterature ⇒ Edebiyat
→ Table tenis ⇒ Masa tenisi
→ Boxing ⇒ Boks
→ Glove ⇒ Eldiven
→ Tournament ⇒ Turnuva
→ Canoeing ⇒ Kano sporu
→ Helmet ⇒ Kemer
→ History ⇒ Tarih
→ Horse riding ⇒ At sürme
→ Climb mountain ⇒ Dağa çıkma
→ Cycling ⇒ Bisiklet sürme
→ Allien ⇒ Uzaylı
Thank you for visiting our website wich cover about İngilizce. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.