aşınîn nasıl bulunduğunu nasıl hazırlandıgını ne içın önemli olduğunu söylermisiniz hızlı noluer ama uzun olsun​

Sagot :

1796 yılında çiçek hastalığı hala devam ediyor ve bundan dolayı da pek çok insan izole şekilde yaşamaya ve işlerini halletmeye çalışıyordu. Cerrah Edvard Jenner ise şehirde dolaşmaya çıktığı bir zamanda bir ahırın önünde durup içeride inek sağan kadınlara bakmaya başladı.

Sonrasında Jenner fark etti ki inek sağan kadınlarda çiçek hastalığının izleri yoktu.

Araştırmalarına devam ettiğinde inek sağan kadınların diğer kişilere göre daha az çiçek hastalığına yakalandığını belirledi.

Bunun sebebi ise daha güçlü olan sığır çiçeği hastalığına yakalanan kişiler çiçek hastalığına yakalanmıyordu.

Bu teoriyi kanıtlamak için daha önce sığır çiçeği hastalığı geçiren birinden aldığı sıvıyı önceden bu hastalığı geçirmemiş bir çocuğa enjekte etti ve çocuk 2 gün içerisinde bu hastalığı kolay bir şekilde atlattı.

Daha sonrasında çiçek hastasından aldığı sıvıyı da aynı çocuğa enjekte etti, oldukça zorlu bir karardı çünkü ya çocuğu öldürecek ya da onu çiçek hastalığından koruyacaktı.

Daha sonrasında çiçek hastasından aldığı sıvıyı da aynı çocuğa enjekte etti, oldukça zorlu bir karardı çünkü ya çocuğu öldürecek ya da onu çiçek hastalığından koruyacaktı.

Ve sonunda Jenner'ın teorisi doğru çıktı, çocuk bağışıklık kazandı ve çiçek hastalığına yakalanmadı. Dünyada ilk defa çiçek hastalığına bağışıklık kazanmış biri vardı.

Ve böylece Jenner'ın teorisi çiçek hastalığını neredeyse yok etmeye başladı çünkü adım adım kaydedilmiş bu tedavi yöntemi pek çok kişiyi hasta olmaktan kurtarıyordu.

Ve böylece Jenner'ın teorisi çiçek hastalığını neredeyse yok etmeye başladı çünkü adım adım kaydedilmiş bu tedavi yöntemi pek çok kişiyi hasta olmaktan kurtarıyordu.

1798 yılında bu aşılanma yöntemi kabul edildi ve bir dönemin öldürücü hastalığı tarih olmaya başladı.

Böylece kabul gören tedavi yönteminin yani aşının ilk ismi verildi: Latince inek anlamına gelen vacca kelimesinden vaccacine yani aşı ismi türetildi.

Böylece kabul gören tedavi yönteminin yani aşının ilk ismi verildi: Latince inek anlamına gelen vacca kelimesinden vaccacine yani aşı ismi türetildi. Görseli

Ve böylece Jenner'ın bu süreci ilk başlattığı yere, ahırdaki ineklere de bir gönderme yapıldı. Böylece bu tedavi yöntemi hayatımıza aşı olarak girdi.

Cevap:

Osmanlı İmparatorluğu Döneminde başlamıştır. 1721 yılında İngiltere Büyükelçisinin eşi Lady Mary Montagu ülkesine yazdığı bir mektupta İstanbul’da çiçek hastalığına karşı “aşı denilen bir şey” (varilasyon metodu) yapıldığını hayretle bildirmektedir. Bu mektup aşı yapımına ilişkin ulaşılmış en eski belgedir.

Aşı üretim çalışmalarını yürütmekte olan Pasteur, çalışmalarını sürdürebilmek için dönemin devlet başkanlarına maddi katkı için yazı yazar, yazılardan birinin 2. Abdülhamit’e ulaşması sonrasında, 2. Abdülhamit yardım yapabileceğini ancak çalışmalarını İstanbul’da sürdürmesini ister, bu teklif Pasteur tarafından kabul görmeyince ikinci teklif oluşturulur, Pasteur’a Mecidiye Nişanı ile birlikte 10.000 altın (bazı kaynaklarda 800 lira olarak geçiyor, ama baktığınızda dönemin İstanbul’unda yaklaşık 180-200 ev parası karşılığı) yollanır, aynı zamanda Osmanlı’dan 3 kişinin de yanına asistan olarak yetiştirilmesi istenir.

Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şâhâne’den müderris Alexander Zoeros Paşa’nın başkanlığı altında, Kaymakam (yarbay) Dr. Hüseyin Remzi ve Kaymakam (yarbay) Veteriner Hüseyin Hüsnü beylerin gönderilmesine karar verilir. Daha sonra bu ekip çalışmalara temel teşkil etmesi için “kuduz mikrobu” enjekte edilmiş bir kemik iliği ile Osmanlıya geri döner. 1887’nin Ocak ayında Zoeros Paşa’nın kliniğinde Daûl-Kelp ve Bakteriyoloji Ameliyathanesi (Kuduz Tedavi Müessesesi) kurulur. Bu kurum dünya’da üçüncü, doğunun ise ilk kuduz merkezi olmuştur. Daha sonra bu merkez difteri serumu da üretmiştir.

Açıklama: