Türkiye'de çok partili siyasi hayata geçiş hızlandıran gelişmeler nelerdir kısaca acill​

Sagot :

Türkiye'de çok partili dönem, 1945 yılında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) dışında ikinci bir partinin -Nuri Demirağ liderliğindeki Millî Kalkınma Partisi (MKP)- kurularak 1946 genel seçimlerine çok partili sistemle gidilmesi ile başlamıştır. Cumhuriyet'te çok partili hayat bundan önce Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF; 1924-25) ve Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF; 1930) ile başlamış lakin bu partilerin ömürleri çok kısa olmuştur.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra çok partili sistemi savunan bir anlayış oluştu. Buna CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de yaptığı konuşmalarla destek verdi. İnönü'nün çok partili yaşama geçmeye çalışmasını izleyen ABD Başkanı Truman, 1946'da Senato'da şu konuşmayı yaparak Türkiye'de çok partili hayata geçilmesini zamansız bulduğunu ifade etti:

"Harp tehlikesinin henüz zail olmadığı böyle bir sırada, Türkiye'nin harp politikasına göre iç idaresini yürütmesi gerekirken, çok partili hayata atılma tecrübesine girişmesini, zamansız bir icraat şeklinde vasıflandırıyoruz."[1]

Bunu takip eden gelişmelerde, meclisteki bütçe görüşmeleri sırasında, CHP içinde başını Adnan Menderes, Feridun Fikri Düşünsel, Yusuf Hikmet Bayur, Emin Sazak gibi bazı milletvekillerinin çektiği bir muhalefet oluştu. 11 Haziran'da kabul edilen Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu, parti içindeki muhalefetin güçlenmesine yol açtı. Bu yasanın görüşüldüğü sırada Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan, parti Meclis Grubu'na Dörtlü Takrir olarak bilinen bir önerge verdiler. Ülke ve parti yönetiminde liberal düzenlemeler yapılmasını isteyen bu önerge, 12 Haziran'da reddedildi. Bu gelişmelerden sonra Menderes, Köprülü ve Koraltan partiden çıkarıldı. Bayar ise önce vekillikten, sonra partiden istifa etti.

7 Ocak 1946'da Dörtlü Takrir'e imza atanlar tarafından Demokrat Parti (DP) kuruldu. DP, ekonomi ve siyasette liberal düzenlemeleri savunuyordu ve kuruluşu CHP iktidarı tarafından önceleri hoş karşılandı; 1950 genel seçimlerinin kazananı oldu. Başta Başbakan Adnan Menderes başkanlığındaki hükûmet, kamu Müslümanlığına getirilen kısıtlamaları hafifletti ve Marshall Planı sayesinde gelişen bir ekonomiye başkanlık etti. Ancak on yılın ikinci yarısında, hükûmet muhalefeti sınırlayan sansür yasalarını çıkardı; yüksek enflasyon ve büyük bir borca ​​dönüştü. Hükûmet ayrıca siyasi rakiplerini bastırmak için orduyu kullanmaya çalıştı. Ordu, Menderes Hükûmeti'ni bitirdikten sonra 1960 darbesinde ayaklandı ve kısa süre sonra sivil yönetimi tekrar ele geçirdi.biraz uzun oldu kb