ANTİKA SANDALYE
Genç adam, antika merakından ötürü ülkenin en ücra yerlerine kadar gidiyordu. Kış kıyamet deme-
den sürdürdüğü gezilerin birinde başına gelmeyen kalmamıştı. Yolları kapatan kar yüzünden arabasını
bırakıp, yoğun tipi altında yürümeyi seçmişti. Donmak üzereyken bir yaşlı tarafından bulundu. Yaşlı adam
onu kulübesine götürdü.
Kulübeye geldiklerinde genç adam şöyle bir etrafa göz attı. Odanın ortasındaki sandalyeleri görünce
gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Şimdiye kadar gördüğü en güzel antika sandalyelerdi bunlar. Genç adamın
üzüne kan gelmişti. Sandalyelerin nerede, ne zaman yapıldığını öğrenmek için sabırsızlanıyordu. İçi içine
=ığmıyordu. İhtiyar adam, genç adamın tüm sorularını cevapladı. Onun sandalyeleri beğenmesinden mut-
u oldu. İstersen sana bir tanesini hediye edebilirim. Bunlar benim dedemden kalmıştı. Dünya malı dün-
rada kalır diye düşündü. Genç adamın onu gözü gibi bakacağına inanmıştı.