1699'ların İstanbul'unda;işsiz fakirlerden biri,topladığı çöplerin arasında,yuvarlak bir taş bulur.Taşı alarak,kaşıkçıya gider.Üç tahta kaşık karşılığında,taş parçasını satar.Kurnaz kaşıkçı taşı hemen komşusu olan kuyumcuya götürür ve 10 akçeye satar.Kuyumcu başka meslektaşına danışınca,taşın ne kadar değerli olduğunu anlar.Ama arkadaşı,taşı ucuza aldığı için sus payı ister ve aralarında kavga çıkar.Kavgaları o kadar büyür ki,sonunda konuya ''Sarayın kuyumcusu'' dahil olur.Sarayın kuyumcusu,işin üzerine fazla gitmeyip seslerini kessinler diye,en şişkininden birer kese altın verip gönderir kuyumcuları.Bu hadise,'Saray-ı Hümayun' çevrelerinde de konuşulmuş olacak ki,Köprülüzade Fazıl Ahmet duruma el koyar,bir fermanla,Kaşıkçı Elması'nı Osmanlı Hazinesinin malı haline getirir.Eğrikapı çöplüğünde bulunan taş,işlenince 86 karatlık armut biçiminde nadide bir elmas meydana çıkar.Sarayın kuyumcusuna ise ''Kapıcıbaşılık'' rütbesiyle bir kese bahşiş hediye edilir.
**Kaşıkçının bulduğu taşı,çok değerli olmasına rağmen ucuza satmasını hangi atasözüyle açıklayabiliriz?**
A)Altının kadrini sarraf bilir.
B)Abanın kadri yağmurda bilinir.
C)Lokma,çiğnenmeden yutulmaz.
D)Kuru laf(boş lakırdı),karın doyurmaz.
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.