Sagot :
Türk Hava Yolları, İstanbul, Antalya, Ankara, İzmir ve Adana üzerinden Bişkek'e haftada 17 sefer düzenlemektedir.[3] Türkiye'ye 2018 yılında 115 Bin Kırgız vatandaş turist olarak gelmiştir.[3] Bu sayı 2017 yılında 105 Bin, 2016 yılında 89 Bin ve 2015 yılında ise 88 Bindir.[3]
Eski Türkiye Bişkek Büyükelçisi Cengiz Kamil Fırat 2018 yılında; "Türkiye ile Kırgızistan arasındaki ilişkiler giderek artacak. İki devlet, iki halk dost ve kardeştir" açıklamasını yapmıştır.[4]
Türkiye, Kırgızistan'da Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi'ni kurmuştur. Türk öğrenciler ÖSYM'nin yaptığı üniversite sınavına girerek, puanları yettiği sürece Manas Üniversitesi'nde okuyabilirler. Aynı şekilde Türkiye'de yaşayan Kırgız asıllı Türkler de bu üniversitede okuyabilir.
Türkiye'de 15.000 civarı Kırgız yaşamaktadır.
T.C. Dışişleri Bakanlığı verilerine göre Kırgızistan ile Türkiye arasındaki ihracattaki ilk üç ürün; mücevher, tekstil ürünleri ve karayolları taşıtları için üretilen aksamlardır.[3] Bu ürünlerin yanı sıra; halılar, hijyenik eşyalar, monolifler ve profiller, şeker mamulleri, elektronik ev eşyaları, teller ve kablolar, erkek giyim ürünleri, dokuma ürünleri, örme ürünleri, deri yüzeyli ürünler, kadın giyim ürünleri, hortum ve borular, bebek giyim ürünleri ve elektrik devre teçhizatları gibi ürünler ihraç edilmektedir.[5] İthalattaki ilk üç ürün ise altın, pamuk ve baklagillerdir.[3] Bu ürünler dışında; bakır, alüminyum döküntüleri ve hurdaları, hayvan ürünleri, meyveler, bakır ve bakır alaşımları, işlenmemiş kurşun, mücevher eşyası ve aksamı, plastik döküntü ve hurdaları, koyun ve kuzu derileri, ayçiçeği tohumu ve hava veya vakum pompası gibi ürünler ithal edilmektedir.[5] Kırgızistan'daki, Türk yatırımları Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre 304 milyon dolardır.[3] Türkiye'deki Kırgız yatırımları ise yaklaşık 24 milyon dolardır.[3
Orta Asya ülkeleri için refahın ve kalkınmanın temeli her zaman birlik ve beraberlik olmuştur. Bu durum bugünlerde yeni kalkınma arayışına giren Kırgızistan açısından daha önce hiç olmadığı kadar önemlidir. Ancak, Birliğe sadece Kırgız devleti değil, bütün Dünya da ihtiyaç duymaktadır. Devletler arasındaki birliğin, Su ve Hava kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyoruz. Siyasi geleceğinden emin olan her ülke, ancak devletler arasındaki birlik ve beraberlik değerlerini pekiştirme yoluyla huzur ve refah içerisinde kendi kültürünü besler ve geliştirir.
Eski Türkler daima birlik ve beraberlik içerisinde yaşamışlardır. Aynı etnik kimliği taşıyan Türk boyları, daima bir birlerine çok yakındılar. Bunun tek nedeni vardır: dedelerimiz aynı Dili konuşuyorlardı.
Büyük Türk yazarı Cengiz Aytmatov: “Bu değişken Dünya’da Kutsal yasalara göre her şey gider ve ölür, ölmeyen tek şey var, o da kültürdür“ demiştir. Tüm gerçekler bilge yazarın bu cümlesinde gizlidir. Sadece kültür ayakta kalabilir, her şeyin üstesinden gelebilir ve gelecek nesil için miras olarak yaşayabilir. Bu daimi fenomen herkesçe kabul gören bir fenomendir. Dolayısıyla, biz kültürümüzü daima korumalıyız ve yaşatmalıyız. Bizim açımızdan bu, sadece bir sorumluluk değil, en kutsal vazifedir.
Türkiye ile Kırgızistan arasında her zaman en üst düzeyde çok sıcak ilişkiler yaşanmıştır. İlişkilerimizde Kültür ve Eğitim her zaman önceliğimiz olmuştur.
Türklerin ve Kırgızların manevi mirasının kökü ortaktır, coğrafi anlamda her ne kadar uzak olsak da, dil ve kültür bakımından biz Bir’iz.
Ülkelerimiz arasındaki Kardeşlik ve Dostluk, özel ve ortak gurur konumuz olagelmiştir. Günümüzde Türkiye, ortak maneviyatımızın ocağıdır. Hem kültür hem de ekonomi bakımından Türkiye dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. Konuyla ilgili olarak Türkiye’yi diğer ülkelerden farklı kılan en büyük özelliği ise, kendi geleneği ve kültürüne özen göstermesi, onun kökünü besleyerek sürelilik kazandırmasıdır. Türkiye ortak tarih birliği bilinciyle hareket ederek, kültür alanında tüm Türk Cumhuriyetleriyle yakınlaşma arayışı içerisinde bulunmuştur.
Herkesçe bildiği üzere, kültürsüz halk olmaz. Onsuz herhangi devlet inşası söz konusu bile olamaz. Türkiye’nin çıkış noktası da bu bilgelik olmuştur. Bunu hem Türk kültürünün geldiği nokta, hem de başarıyla yürüttüğü ve öncülük ettiği birçok uluslararası projeler ispatlamaktadır. Bu projeler sadece Türk milletinin değil, aynı zamanda başka milletlerin kültürlerini de besleyerek, zenginleşmektedir.
Kırgızistan’ın en büyük öğretim kurumu olan Kırgız-Türk Manas Üniversitesi, ülkelerimiz arasındaki kültürel işbirliğinin en bariz ve güzel örneğidir.
Kültür her zaman saygı ve sevgi ister. Atalarımızın da ifade ettiği gibi, bir devlet sadece iki unsur üzerinden: kültür ve ekonomi üzerinden gelişebilir. Bunu hiçbir zaman unutmamalıyız.
Yukarıda bahsettiğim gibi, din, dil ve kültür Türkiye ile Kırgızistan’ı bir birine yakınlaştırmaktadır. Bunu ortaklaşa yürüttüğümüz sayısız kültürel etkinlikler kanıtlamaktadır.
Türkiye-Kırgızistan arasında son beş yıl içinde yürütülen faaliyetlere göz atalım.
Eylül 2005 tarihinde dünyanın büyük müzeleri arasında yer alan Ayasofya Müzesinde Uluslararası “İpek Yolu“ Resim Sergisi düzenlenmiştir. 2006 yılında Kırgızistan Bilimler Akademisinde Türkçe Konuşan Ülkelerin katılımıyla, Uluslararası Kongre tertiplenmiştir.
20-24 Haziran 2006 tarihinde Bişkek ve Çolpon Ata şehirlerinde Kırgızistan Kültür Bakanlığı, Avrasya-Kırgızistan Fonu ve T.C. Bişkek Büyükelçiliğinin destekleriyle “Halklar Arasındaki İletişim Uygarlığı“ ana temalı Uluslararası bir Forum icra edilmiştir.
Mayıs 2008 tarihinde aralarında Kırgızistanlı sanatçıların da yer aldığı “Türkiye Van Kırgızları“ konulu bir Kurultay düzenlenmiştir.
Kültür alanında iki ülke arasında düzenlenen etkinlikler sadece bununla sınırlı değildir, saymakla bitmez. Ancak, kanaatime göre yapılanlarla yetinilmemeli, daha yüksek zirvelere ulaşmak için çaba harcanmalı, Türk Dünyasının kültürü ile ekonomisinin daha hızlı ve daha kapsamlı kalkınması için güç sarf edilmelidir.
Kırgızlarda şöyle bir deyim var: “Gelişme ve refah, ancak birlikle mümkündür“. Ekonomik krizlerin, bölünmüşlüğün ve dışlamanın hakim olduğu günümüz dünyasında, Türk Dünyasının tüm gençlerine birliğin önemi hakkındaki fikirleri aşılamalıyız, babalarımızın vasiyetini aktarmalıyız.
Ekonomi ile kültür bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Bir devletin ekonomisi ne kadar gelişmiş ise, onun kültürünün gelişmesi için de gereken uygun koşulların yaratılması kolaylaşacaktır. Aynı şekilde bir ülke vatandaşları manevi anlamda ne kadar zengin ise, ekonomisi de o derece gelişir. Ekonomi ile kültür; kuşun bir birine destek olan iki kanadı gibidir; kanatlar kuşun gövdesini, yani devletimizin temel taşı olan maddiyat ve maneviyatımızı birlikte taşırlar.
Gelinen noktada Türk Dünyasının ekonomisi ile kültürünün büyük bir hızla gelişmesi sevindirici bir olaydır. Kültür alanındaki birçok uluslararası projeler, yarışmalar, öğrenci ve öğretim üyesi değişimileri vb. bunun bariz örnekleridir. Oluşumumuzdan bugüne kadar bizi beslemekte olan ortak manevi köklerimizi hatırlayarak, Türk Dünyasından asla kopmamalıyız.
Başarı, büyük işler bir günde tesis edilmez. Ekonomi terimiyle söyleyecek olursak, hiçbir şey durağan değildir. Kırgızistan’da meydana gelen büyük toplumsal değişikliklere rağmen, kültür alanında çalışanlar, devletin desteğiyle Kırgızistan’ın yetenekleri ile imkanlarını kendi halkına ve dünyaya sergileyerek, yeni zirvelere ulaştırıyorlar.
Sonuç olarak, daha önce de belirttiğim üzere, kültür bir milleti meydana getiren bir unsurdur. Kırgızların kültürü Türk Dünyasının bir parçasıdır. Kadim zamandan bugüne kadar anlı şanlı tarih ve kültüre sahip olan hepimizin ortak Türk kültürünün birliği ve kalkınması için tüm gücümüzü sarf edeceğimiz konusunda hiç kuşkumuzun olmadığını paylaşmak istiyorum.
Thank you for visiting our website wich cover about Sosyal Bilgiler. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.