Hayatımızı güzel ve düzgün bir şekilde devam ettirebilmemiz için belli miktar paraya ihtiyacımız vardır. Sahip olunan para veya mal-mülk, kendimizin üretemediği ihtiyaçları gidermede kullanılır; zira bir insanın kendisine lazım olabilecek her şeyi kendisinin üretmesi mümkün değildir.Kendimiz üretemediğimiz ihtiyaçlarımızı karşılayabilmemiz için ise çalışır çabalar belli bir kazanca sahip oluruz. Bu kazancı da çeşitli ihtiyaçlarımızı karşılamak için kullanırız. Ancak hiçbirimizin şu anki kazancı garanti altında değildir. Öyle zamanlar gelir ki işimizden, kazandığımız bu paradan olur ortada kalırız. İşte böyle zor günlerde bizim imdadımıza yetişecek olan şey, daha önce biriktirdiklerimizdir; yani atasözümüzdeki gibi ak akçedir. İnsanlar böyle sıkıntılı günler için her zaman hazırlıklı olmalı, kazancından tasarruf ederek birikim yapmalıdır. Kazandığı tüm parayı sürekli harcayan, bir kenara biriktirmeyen kişiler gelecekte pişmanlık duyabilir. Kazancımızı öncelikle temel ihtiyaçlarımız için harcamalıyız. Bize faydası olmayacak şeylerden uzak durmalı ve israftan kaçınmalıyız. Atalarımız eskiden beri birikime ve tasarrufa önem vermiş, mutlaka kenarda bir para biriktirmiştir. Bizler de, onların binlerce yıllık tecrübesini anlamalı, onların yolundan giderek, kara günleri de düşünerek para biriktirmeliyiz.
Tasarrufun, birikimin önemi büyüktür. Tabiki de her insanın kazancı eşit değildir. Biri diğerinden fazla kazanır; ancak ne olursa olsun, her insanın tasarruf etmesi, para biriktirmesi mümkündür. ”Damlaya damlaya göl olur.” diye bir atasözümüz vardır. Kazancımız az olsa bile küçük birikimler yapmalıyız. Bize küçük gelen o birikimler birleşerek artacaktır ve belki de en zor günlerimizde en büyük destekçimiz olacaktır.
