Aşağıdaki kavramlardan yola çıkarak öyküleyici ve betimleyici anlatım biçimlerine uygun bir hikâye yazınız.
KAVRAMLAR: Empati , İş birliği , Saygı , Dayanışma , Eşitlik , Zaman yönetimi


Sagot :

umarım güzel olmuştur

Açıklama:

yine ellerimi cebime atmış boş sokakta ilerliyordum. Daha demin istifa etmiştim mesleğimden, garsonluktan. Okuduğum okulda gıcık olduğum kızlar çalıştığım yere gelip beni ezikleyici hareketlerde bulunmuş ve bana iftira atarak işten artırmıştı. Ama ben şimdi nasıl eve gidicem ? Hasta dedemin yüzüne nasıl bakicaktim. Kapının önüne geldim bile, titrek masum ellerimi zile yaklaştırırken kapı açıldı ve bal elinde çöp poşeti ile dibimde durdu. " al bakalım önce bunu at sonra eve gel konuşmam gereken bir konu var " işte beni tedirgin eden o cümleyi duyduktan sonra beni eve hiçbir güç sokamaz.. Çöpü attım ve eve girdim, dedem, yoktu yerinde. " anne dedem nerede ?" dediğimde bir anda " öldü " ağzımdan o klasik " ne ? " bile çıkmadı, çıkamadı. Dedem yaşıyorken herkes kendi halinde idi bu evde, selam vermeyi geç yüzümüzü görmedik. Aynı bir kavanozun içinde olan su ve yağ gibi. Ama artık daha beraber olmalıyız. Onlara bir anda " işten kovuldum " dedim. Annem biraz yüzüme baktı, ardından da yere. soğuk bir şekilde " odana git " dedi. Anne kelimesinin e harbine daha gelmeden sözümü keserek ve bağırarak " ODANA GİT VE SAKIN ORADAN ÇIKMA " dedi. Gözlerimden firar etmeye çalışan gözyaşlarım ile odama gittim ve kapımı kilitleyip ışığı kapatın yorganın altına girdim. Beni anlamıyorlar, dinlemiyorlar. Düşünüyorum, üzgünler ama o sadece senin baban değil benim de dedem diyemiyorum işte.

Birkaç saat yorganın altında agladim ancak bu beni engellemedi. Ben burada olmak istemiyorum artik çünkü bu yaptıkları ilk değil ama son olabilir

Küçük bir çanta hazırladım ve zaten giriş katta olan penceremden aşağıya atladım. Nereye gideceğimi bilmeden yürürken caddeye çıktım. Ve ardından beyaz bir ışık,korna ve gerisi karanlık. Kim bilir, belki 5 dakika sonra açıcam gözlerimi ya da asla.

Cevap:

DOĞA İÇİN EL ELE

Yeşil bir çevre için çalışan bir şirkette patron Hasan Bey ağaçlandırma görevlileri olan Ayşe, Zeynep, Murat, Serkan ve Selda’ya hafta sonu ağaç dikecekleri arazi hakkında bilgi veriyordu. Toplantı sırasında herkesin düşüncelerini saygıyla dinliyor ve herkese eşit sürede konuşma hakkı veriyordu. Zamanı doğru yönetebilmeleri için hafta sonu geldiğinde onlarla birlikte ağaçlandırma alanına gitti. Herkes fidanlarını ekmeye başlamıştı. Hasan Bey de onları izleyerek işleri kontrol ediyordu. Eğimli bir yerde dengesini kaybeden Selda düştü ve ayağı burkuldu. Onu arabaya taşıdılar ve dinlenmesini istediler. Selda’nın durumunu anlayan Hasan Bey işlerin zamanında bitmesi için onun yerine ağaç dikmeye başladı. Patronlarının ağaç dikmesine şaşıran ekip ona yardımcı oldu. İş birliği içinde sürdürdükleri iş çabuk bitti ve önce Selda’nın iyileşmesi için hastaneye, sonra da evlerine gittiler. Anlayış ve dayanışma dolu bir gün çevre için çalışmanın mutluluğunu yaşadılar.

Açıklama: