Sagot :
Cevap:
Açıklama:
İŞLETME
İşletme, üretim faktörlerini planlı ve sistemli bir şekilde bir araya getirerek mal ya da hizmet üretimi amacı güden üretim birimine denir.
İşletmenin genel olarak üç tane amacı bulunmaktadır:
- Kar elde etme: İşletmenin başarı derecesinin ölçülmesinde ve denetlenmesinde ölçü olarak kullanılmasının yanında devlete ödenecek vergi vb. yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesini de sağlayan bir araçtır. İşletmelerin temel amacı olarak karşımıza çıkar.
- Topluma hizmet etme: İşletmeler, elde ettikleri kârın bir bölümünü devlete vergi olarak verirken, diğer bir bölümünü de ortaklarına ve çalışanlarına dağıtarak sosyal sorumluluklarını yerine getirmeye çalışır. Böylece daha başarılı ve uzun ömürlü olma avantajını elde eder.
- İşletmenin yaşamını devam ettirme: İşletmeler, kâr elde etme ve topluma hizmet etme amaçlarını gerçekleştirmek için tutarlı bir denge kurmak zorundadır. Bu denge kurulduğu zaman işletme uzun süreli olur. İşletme kısa sürede aşırı kâr elde etmeyi amaçlarsa ya sunduğu mal ve hizmetlerin fiyatını yüksek tutacak ya da ucuz ve kalitesiz mal sunacaktır ki bunun sonucunda işletme belirli bir süre sonra piyasadan çekilmek zorunda kalacaktır.
2. Üretim Faktörleri: Üretim faktörleri, üretimde kullanılan unsurlara verilen genel isim. Üretim faktörleri, doğa, emek, sermaye ve girişimcidir.
2.1. Doğa: Tarım arazisi, ormanlar, maden rezervleri, su kaynakları, hava, güneş gibi yeraltı ve yerüstünde bulunan kaynakları ifade eder. Doğa olmadan üretim gerçekleştirilemez. Bu üretim faktörünün sahip olduğu önem, her üretim dalında farklı olabilir.
Tabiat faktörünün başlıca özellikleri:
- Taşınamaz.
- Sınırlı ve kıttır.
- Dayanıklı bir üretim faktörü olmakla birlikte tabiat için herhangi bir yıpranma payı (amortisman) dikkate alınmaz.
Her işletmenin kuruluş yeri olarak tabiat faktörüne ihtiyaç vardır. Tarımsal ve endüstriyel üretimde tabiat enerji kaynağı olarak da önemli bir yere sahiptir.
2.2. Emek: Mal ve hizmet üretmek için planlı bir şekilde yapılan bedensel ve zihinsel faaliyetler. Bedensel emek kas gücünden yararlanmaya, zihinsel emek ise beyin gücüne dayanan üretkenliği ifade eder. Toprağı kazan bir insanın faaliyeti emek olduğu gibi, çizim yapan bir mimarın veya turizm rehberliği yapan bir insanın faaliyeti de emek sayılmaktadır.
Emeğin veriminin artmasına olumlu katkı sağlayan hususlar şunlardır:
- Genel eğitim düzeyinin yükseltilmesi, mesleki ve teknik eğitime önem verilerek uzmanlaşma ve iş bölümünün uygun şekilde yürütülmesi
- Yeni teknolojiler arasında en uygun olanının seçilerek kullanılması
- Çağdaş işletmecilik kuralları olan planlama, örgütleme, yönlendirme ve denetim şeklinde sıralanan yönetim işlerinin en iyi ve bilimsel tarzda uygulanması
En vasıfsız iş gücünden en tepe yöneticiye kadar üretimde görev alan her birey emek faktörü içerisinde yer alır. Bir bireyin emek faktörü içinde yer alması ise alın teri karşılığında ücret alması ile mümkündür.
2.3. Sermaye: Sermaye, işletmeyi kuranlar tarafından, işletmeye konulan para, mal ve emek. Bir iş ya da işletme için yapılan toplam yatırım, üretim araçlarının tümü, kullanılmaya hazır para ve varlıklardır. Sermayeye mutlaka ihtiyaç vardır. Ekonomide mal veya hizmet üretmekte kullanılabilecek üretilmiş kaynakların tümü sermayedir. İşletmenin net varlıklarını gösterir.
Sermaye, üretimi bazen mümkün kılar bazen de daha verimli hâle getirir. İlk insanlar, sadece emek ve doğayı kullanarak üretimde bulunmuş ve ihtiyaçlarını karşılamışlardır.Üretimde kullanılma sayısına ve süresine göre sermaye, sabit sermaye ve döner sermaye olmak üzere ikiye ayrılır. Sabit sermaye, fiziki ömrü devam ettikçe üretime katılan, üretim esnasında şekil ve yapı değiştirmeyen sermayedir (binalar, makineler vs.). Döner sermaye ise üretime bir kez katılan, yapı ve şekil değiştirerek yeni ürün içerisinde yer alan madde ve malzemedir.
2.4. Girişimci: Girişimci, üretim elemanlarını (doğa, emek, sermaye) sistemli ve bilinçli bir şekilde bir araya getirerek mal ve hizmet üretimini sağlayan kişidir. Doğa, emek ve sermaye gibi üretim faktörlerini fayda sağlayacak mal ve hizmete dönüştüren dördüncü üretim faktörüdür. İşletmelerin başarı derecelerinin farklı olması, genelde girişimci faktöründen kaynaklanır. Girişimci, risk üstlenir, kar amaçlar, üretimi ve organizasyonu gerçekleştirir.
İŞLETMELERİN SINIFLANDIRILMASI
İşletmeler çeşitli açılardan sınıflandırılır. Diğer bir deyişle, değişik esas veya ölçütlere göre değişik türde işletmelerden söz edilir. Örneğin, ekonomideki sektörlere dağılımlarına göre tarım, endüstri, hizmet işletmeleri; hukuki (yasal) yapılarına göre anonim, kollektif, adi ortaklıklar; büyüklüklerine göre büyük ve küçük işletmeler gibi.
İşletmeciliği iyi kavramak için çeşitli açılardan işletmelerin sınıflandırılmasını veya işletme türlerini bilmek gerekir.
Genellikle işletmeler yedi yönden sınıflandırılır:
1. Faaliyet Alanlarına (işlevlerine) göre,
2. Tüketicilerin (alıcıların) türüne göre,
3. Üretilen mal ve hizmet türüne göre,
4. Üretim faktörlerinin mülkiyetine göre (sahipliğine göre),
5. Büyüklüklerine göre,
6. Hukuki (yasal) yapılarına göre,
7. Birlikler (işletmelerin birleşmeleri)
A- Faaliyet Alanlarına Göre İşletmeler
Faaliyet alanlarına göre işletmeleri üç grupta sınıflandırmak olanaklıdır:
1. Üretici işletmeler,
2. Hizmet işletmeleri,
3. Satıcı işletmeler veya pazarlama kurumları.
1- Üretici İşletmeler
Genellikle mal veya fiziksel ürün üreten tarım, inşaat ve sanayi sektörlerinde faaliyetlerini sürdüren işletmelerdir. Örneğin, domates, patates, buğday, pumuk gibi tarımsal ürünleri üreten işletmeler; yol, köprü, baraj, konut yapımı işleriyle uğraşan inşaat işletmeleri; her türlü tekstil ürünleri, demir-çelik, çimento, gübre, makina, buzdolabı radyo, televizyon, sabun, deterjan, kâğıt, kalem gibi dayanıklı ve dayanıksız malları üreten işletmeler bu gruba girer.
2- Hizmet İşletmeleri
Bunlar bir hizmetin yerine getirilmesi veya hizmet üretimi ile uğraşan işletmelerdir. Örneğin, beraber dükkânları, lokantalar, oteller; doktor, avukat, mali müşavir büroları; banka, sigorta şirketleri; taşıma ve depolama şirketleri; elektrik, havagazı, su ve sağlık hizmetlerini yürüten işletmeler gibi.
3- Satıcı İşletmeler (Pazarlama Kurumları)
Genellikle ticaret sektöründe çalışan toptancılık, yarı toptancılık ve perakendecilik yapan işletmelerdir. Bunlar çoğu kez üretici işletmelerin ve bazen de hizmet işletmelerinin mal ve hizmetlerini tüketicilere aktaran toptancı, yarı toptancı, perakendeci komisyoncu gibi pazarlama kurumlarından oluşurlar.
B- Tüketicilerin Türüne Göre İşletmeler
Tüketicilerin türüne göre işletmeler iki grupta toplanır:
1. En son (nihai) tüketiciler için mal ve hizmet üreten işletmeler,
2. Diğer işletmeler için mal ve hizmet üreten işletmeler.
Bir kısım işletmelerin ürettikleri malları, bizler veya aile üyeleri gibi en son tüketiciler alıp kullanırlar veya tüketirler. Örneğin, yiyecek, içecek maddeleri, giyim eşyası her türlü ev alet ve gereçleri gibi.
Bazı işletmeler ise, doğrudan doğruya en son tüketiciler yerine, diğer işletmelerin ihtiyaç duyduğu malları ve özellikle üretim mallarını üretirler. Örneğin, ayakkabı, tekstil ürünleri imalinde kullanılan ma-kinaları yapıp satan işletmeler, her türlü ev araç ve gereçlerin yapımında kullanılan makina ve tazgâhları imal eden işletmeler gibi.
Yukarıda belirtilen iki tür tüketicinin aynı malı satın aldıkları da görülür. Örnek olarak, buzdolabı, elektrik hem en son tüketiciler hem de öteki işletmeler tarafından satın alınabilir. İki tür tüketici de aynı tür telefon ve havagazı, su vb. hizmetlerden yararlanır. Böylece aynı işletme iki tür tüketiciye yönelik üretim yapmakla daha geniş bir pazara sahip olur.
C- Üretilen Mal ve Hizmet Türüne Göre İşletmeler
Üretilen mal ve hizmet türüne göre işletmeler, şu ana grup veya sektörlere ayrılarak da sınıflandırılabilir:
1. Tarım, ormancılık, avcılık ve balıkçılık işletmeleri,
2. Madencilik ve taş ocakları işletmeleri,
3. Sanayi ve endüstriyel işletmeler,
4. Ticaret işletmeleri, banka işletmeleri,
5. Taşıma ve depolama işletmeleri,
6. Hizmet işletmeleri gibi.
Yukarıda sınıflanan gruplar da tekrar alt gruplara ayrılabilirler. Örneğin, endüstriyel işletmeler kendi aralarında gıda maddeleri
işletmeleri, dokuma sanayi işletmeleri, madeni eşya imal eden işletmeler gibi. Hizmet işletmeleri arasında sağlık kuruluşları, yasal hizmetleri sunan işletmeler, dükkânlar, lokantalar sayılabilir.
D- Üretim Faktörlerinin Mülkiyetine Göre işletmeler
İşletmelerin mülkiyet açısından sınıflandırılmasının dayandığı ölçüt, işletme üretim faktörlerinin ve özellikle sermayesinin özel kaynaklardan veya kamusal kaynaklardan yada karma bir biçimde hem özel hem de kamu kaynaklarından sağlanmasıdır. Bu sınıfa giren işletmeler 3 grupta toplanabilir.
1. Özel işletmeler,
2. Kamu İşletmeleri,
3. Karma İşletmeler,
4. Yabancı Sermayeli İşletmeler
1- Özel İşletmeler
Genellikle sermayesinin tamamı veya büyük bir bölümü özel kişilere ait olan işletmelerdir. Özel işletmelere günlük yaşamımızda karşılaşılan çok değişik örnekler verilebilir. Bir çiftlik, bir ayakkabı veya giysi mağazası, bir torna atölyesi, Yapı Kredi Bankası, Koç Holding özel sektöre mensup veya özel işletmelerdir. Ülkemizde özel işletmeler hemen hemen her sektöre dağıtılmış, ulusal gelirin büyük bir bölümünü üreten, kamu işletmelerine göre nisbeten küçük hacimli, fakat sayıları çok olan işletmelerdir.
2- Kamu İşletmeleri (KİT'ler)
Sermayelerinin tamamı veya büyük bir kısmı kamu tüzel kişilerine ait olan işletmelerdir. Kamu işletmelerine örnek olarak Eti-bank, Sümerbank, Türkiye Demir-Çelik İşletmeleri ve Türkiye Kömür İşletmelerini verebiliriz. Kamu işletmelerinin toplam sayısı azdır ve daha ziyade endüstriyel üretim alanında faaliyet gösterirler. Ülkemiz açısından büyük önem taşıyan kamu işletmelerinde mülkiyet devlet özel idare veya belediye gibi kamu kurumlarına aittir. Kamu işletmeleri, toplumun kültürel ve sağlık gereksinimlerini karşılamak veya ülkedeki iktisadi faaliyetleri düzenlemek için kurulurlar.
Türk ekonomisinde "Kamu İktisadi Teşebbüsleri" yada kısaca "KİT" ler olarak bilinen ve uzun süredir varlıklarını sürdüren kamu işletmeleri önemli bir yer tutmaktadır. Ülkemizdeki KİT ler, "Kamu İktisadı Kuruluşları (KİK)" ile "İktisadi Devlet Teşekkülleri (IDT)" nin ortak adıdır. Nitekim 1984 yılına kadar sadece İktisadi Devlet Teşekkülleri (IDT) olarak bilinen kuruluşlar 8.6.1994 tarih ve 233 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile yeniden düzenlenerek Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT ler) olarak tanımlanmış, bunlarda İktisadi Devlet Teşekkülleri (IDT) ve Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK) diye iki gruba ayrılmıştır.
İktisadi Devlet Teşekkülleri, sermayelerinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda tamamen ticari esaslara göre faaliyet gösteren kamu iktisadi teşebbüsleridir. IDT'leri ticari esaslara göre faaliyette bulunurlar ve bunlar için kârlılık önde gelir. Ülkemizde halen faaliyette bulunan bazı iktisadi devlet teşekkülleri şunlardır: Türkiye Kalkınma Bankası, TC Ziraat Bankası, Halk Bankası, Sümerbank, Etibank, Türkiye Emlak Bankası A.Ş., Türkiye Seliloz ve Kağıt Fabrikaları (SEKA), Türkiye Çimento ve Toprak Sanayi T.A.Ş. (ÇİTOSAN), Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Petkim Petrokimya, A.Ş., Türkiye Gübre Sanayi A.Ş. (Azot Sanayii A.Ş.), Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK), Devlet Malzeme Ofisi (DMO), Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. (TÜRK-ŞEKER), Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK), Et ve Balık Kurumu (EBK), Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Türkiye Zirai Donatım Kurumu (TZDK), Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu (SEK), Yem Sanayi A.Ş. Orman Ürünleri Kurumu (ORÜS), Türkiye Gemi Sanayi A.Ş., Türkiye Demircilik İşletmeleri (TDİ).
Kamu iktisadi Kuruluşları (KİK ler), ise, sermayesinin tamamı devlete ait olan ve tekel niteliğindeki mallar ile temel mal ve hizmet üretmek ve pazarlamak üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsleridir. Bu kuruluşların asıl amacı, kamu hizmeti yönü ağır basan faaliyetleri yürütmek ve görevlerini yerine getirirken sosyal fayda yaratmayı ön planda tutmaktır. Mevcut durumda Türkiye'de faaliyette bulunan başlıca KİK'ler şunlardır: Türkiye Elektrik Kurumu (TEK), TC Devlet Demiryolları İşletmeleri (TCDD), TC Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi (PTT), Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMI), Türk Hava Yolları A.O. (THY), Çay İşletmeleri (ÇAY-KUR), Tekel İşletmeleri (TEKEL), Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) ve Savunma Donatım İşletmeleri Genel Müdürlüğü,
Kamu işletmelerinin kurulmasını gerektiren başlıca nedenleri kısaca şöyle sıralayabiliriz:
a) Kamu işletmeleri ekonomik yaşamın günden güne gelişmesinin, sosyal devlet anlayışının anayasalarca da kabul edilmiş olmasının, böylece devletin politik bir örgüt olduğu kadar ekonomik ve sosyal bir Örgüt durumuna gelerek bir çok görevleri yüklenmiş olmasının sonucudur. Bu nedenle, özellikle Cumhuriyet döneminin kuruluş yıllarından başlayarak günümüze kadar Devlet, ekonomik yaşama ciddi bir şekilde müdahale etmiş ve kamu yararı açısından birçok işletmelere sahip olmak zorunluluğunu hissetmiştir. Ancak son yıllarda Devlet bu işlevini özelleştirme hareketi ile özel sektöre devir etme eylemine girmiş bulunmaktadır.
b)Her ekonomik alanda bir kâr garantisi yoktur. Özel sektör kâr garantisi olmayan yerde faaliyette bulunamaz. Oysa devlet politik ve kamu ihtiyaçları yönünden kârlı olmayan alanlarda da faaliyet göstermek zorundadır.
c) Nihayet geri kalmış yeterli sermayeye sahip bulunmayan
ülkelerde devlet, gelişmeyi hızlandırmak, özel sektöre önderlik yapmak, ihtiyaçları yönünden kârlı olmayan alanlarda da faaliyet
göstermek durumunda kalmıştır.
Türkiye'de kamu işletmeleri hukuki yapıları açısından aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:
1. Genel bütçeli idarelere (dairelere) bağlı işletmeler,
2. Katma bütçeli idarelere bağlı işletmeler,
3. Özerk bütçeli devlet işletmeleri (kuruluşları),
4. Yerel idarelere ait (özel bütçeli) işletmeler,
5. Müessese, bağlı ortaklık ve iştirakler.
Yukarıdaki işletme türlerini ele almadan önce sınıflamamada söz konusu bütçe türlerini açıklamak yararlı olacaktır. Makro açıdan bütçe türleri: Genel Bütçe, Katma Bütçe, Özel Bütçeler, Özerk Bütçeler ve Konsolide Bütçeler diye 5 grupta sınıflandırılabilir (1).
Genel Bütçe, bir devletin gelecek döneme ilişkin gelir ve gider kalemlerini gösteren ve bunların yürütülmesine izin veren bir tasarruf ya da belge olarak tanımlanabilir (2). Genel Bütçedeki gelirler, büyük ölçüde devletin topladığı vergi gelirlerinden ve kısmende alınan borçlardan oluşur. Bu gelirler Hazine tarafından toplanır ve bunların tahsisi de yine Hazine tarafından yapılır.
Kamu kesiminde yarı kamusal mal üreten yada hizmet veren bazı kuruluşların bütçeleri genel bütçeden ayrılır. İşte giderlerinin bir kısmı hizmetleri kullananlar yada yararlananlardan alınan ücret, fiyat, harç biçimindeki özel gelirlerle; diğer bir kısmı da, genel bütçeden yapılan ve "Hazine Yardımı" denen kaynaklarla karşılanan bütçelere katma bütçe ve bu tür bütçeye sahip olan idarelere de katma bütçeli idare denir. Katma bütçeli idarelerin gelirleri giderlerinden fazla olduğu zaman öz gelir fonları genel bütçeye aktarılır; öz gelirler yetmediği takdirde de, hizmetin gerçekleşmesi için gereken ödenek, genel bütçedeki Hazine yardımı denen kaynakla karşılanır. Türkiye'de "Devlet Bütçesi" denilince, genel ve katma bütçelerin genel toplamı anlaşılmaktadır. Genel ve katma bütçe rakamlarının toplanmak suretiyle oluşturulan bütçeye konsolide bütçe denilmektedir. Katma bütçeli idareler, sundukları mal ve hizmet karşılığı olan kendi özel gelirlerinden başka, hazineden yardım alan kuruluşlar olduğu için, konsolide bütçelerin kesin rakamları, ancak genel toplamdan "Hazine Yardımları" çıkarıldıktan sonra belli olmaktadır.
Katma bütçeli idareler dışında bazı kamu kuruluşlarının bütçeleri sunduğu hizmetlerin niteliği yada yönetim özelliği nedeniyle genel bütçe dışında yapılır. Bu kuruluş bütçeleri özerk ve özel bütçeler olmak üzere ikiye ayrılır.
a- Genel Bütçeli idarelere Bağlı İşletmeler
Genel Bütçeli idareler, tamamen kamusal mal ve hizmet üreten kuruluşlardır. Bunların verdiği hizmetler, tümüyle kamu finansmanı, yani vergiler ve kısmen de borçlanma yolu ile karşılanır. Genel Bütçeli İdareler arasında T.B.M.M., Cumhurbaşkanlığı, Sayıştay Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı, Başbakanlık, Danıştay ve Yargıtay Başkanlığı, DPT, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, DİE, Diyanet İşleri Başkanlığı ve tüm Bakanlıklar sayılabilir.
Yukarıda sözü edilen bazı genel bütçeli idarelere bağlı gerek eğitim, sağlık, tarım gibi kamu hizmetleri veren ve gerekse ticari ve sınai faaliyette bulunan bir takım işletmeler vardır. Bunlar, döner sermayeli işletmeler ve döner sermayesiz işletmeler olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Genel bütçeli idareler içinde Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı meslek okulları, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bağlı hastaneler, Adalet Bakanlığına bağlı cezaevleri, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı tarımsal işletmeler ve haralar. Maliye Bakanlığına bağlı Darphane ve Damga Matbaası döner sermayeli işletmelerdir. Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Devlet Matbaası genel bütçeye dahil döner sermayesiz bir işletmedir.
Burada döner sermaye; asıl görevi kamusal hizmet sunmak olan bir kamu işletmesine, piyasada gelir getirebilen bir ek faaliyette bulunabilmesi için, genel bütçeden tahsis edilen ödenek veya fon anlamına gelir. Örneğin asıl görevi eğitim-öğretim yapmak olan bir meslek okuluna, eğitim ve öğretimden arta kalan zamanda diğer kamu kuruluşlarına veya piyasaya kendi konularında bir bedel karşılığı iş yapabilmesi ve dolayısıyla ilave gelir sağlayabilmesi için genel bütçeden verilen fon (ödenek) bir döner sermayedir. Asıl görevi kamuya ücretsiz sağlık hizmeti vermek olan bir Devlet Hastanesine, ayrıca bir ücret ve bedel karşılığı poliklinik ve tedavi hizmeti verebilmesi ve dolayısıyla ek gelir sağlayabilmesi için verilen ödenek yine bir döner sermaye örneğidir.
Döner sermayelerin kullanım alanı sınırlıdır. Nitekim döner sermaye ödeneği, sadece hammadde, yardımcı madde, malzeme ve işçilik gibi değişken giderleri karşılamak amacıyla verilir. Alınan bu ödeneğin işletilmesi sonucu elde edilen gelirler, yeniden aynı iş için kullanılır. Faaliyet sonucu elde edilen kâr döner sermaye ödeneğini veren kuruluş bütçesine gelir olarak yazılır.
b- Katma Bütçeli İdarelere Bağlı İşletmeler
Yarı kamusal mal ve hizmet üreten katma bütçeli idare veya kuruluşlar, niteliklerine göre (1) ekonomik nitelikli olanlar ve olmayanlar ve (2) döner sermayeli olanlar ve olmayanlar diye iki grupta sınıflandırılabilir (1),
Ekonomik bir niteliğe sahip olan katma bütçeli idare yada kuruluşlar arasında Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ve Telsiz Genel Müdürlüğü, sayılabilir. Öte yandan ekonomik niteliği olmayan fakat sosyal ve kültürel hizmetleri sunmayı amaçlayan katma bütçeli kuruluşlar arasında da Tarım' Reformu Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel müdürlüğü, Gençlik ve Spor Genel müdürlüğü, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, YÖK ve tüm kamu üniversiteleri sayılabilir.
Ekonomik nitelikli katma bütçeli idarelerin tümü döner sermayeli kuruluşlardır. Öte yandan ekonomik nitelik taşımayan, yani kültürel ve sosyal yönü ağır basan katma bütçeli idarelerin bir kısmı döner sermayeli, bazıları da döner sermayesiz kuruluşlardır. Örneğin tüm üniversiteler döner sermayeli kuruluşlar olmasına karşın, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü döner sermayesiz bir kuruluştur.
Katma bütçeli idareler bir bakanlığa bağımlıdırlar. Ancak ayrı tüzel kişilikleri vardır. Bu idarelerin her birinde, Maliye Bakanlığı'nca kurulmuş bir Bütçe Dairesi Başkanlığı bulunmaktadır. Bu idareler, kendi bütçelerini hazırlarken, Bütçe Dairesi Başkanlığından yardım alırlar.
Katma bütçeli idarelere bağlı bir çok işletmeler vardır, bunlar genellikle bağlı bulundukları idare veya kuruluştan döner sermaye alarak çalışırlar. Bunlar arasında üniversite hastaneleri ile Orman Genel Müdürlüğüne bağlı orman işletmeleri en büyük ağırlığı oluşturmaktadır.
c- Özerk Bütçeli Devlet İşletmeleri (Kuruluşları)
Devletin tekeline aldığı belirli kamu hizmetlerinin yönetimi, Devlet bütçesi dışında özerk bütçelerle yürütülür. Örneğin Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu (TRT) ve TC Merkez Bankası, kendi özel kanunları ve özellikleri gereği, genel ve katma bütçelerin dışında bırakılan, fakat KİT'leri düzenleyen 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamına da alınmayan özerk bütçeli kuruluşlardır.
Anayasal bir kuruluş olan TRT yönetiminin, tarafsız bir kamu tüzel kişiliğine sahip olması gerekmektedir. Bu kurumun yönetim ve denetiminde, yönetim organlarının oluşturulmasında tarafsızlık ilkesine uyulması belirtilmiştir. Bu nedenle söz konusu kuruma bazı gelirleri toplama yetkisi verilmiş ve devlet bütçesine giren bakanlık ve kurumların dışında özerk bir yönetime ve bütçeye kavuşturulmuştur. Aynı mantıkla para ve kredi politikasını yürütmek görevini üstlenen ve Türkiye'de banknot ihracı imtiyazını elinde bulunduran TC Merkez Bankası da, söz konusu tekelci görev ve yetkileri dolayısıyla, özerk bir yönetime ve bütçeye sahip bulunmaktadır. Banka, sermaye ve döviz piyasaları üzerinde düzenleme yetkisini kullanmakta ve yaptığı bankacılık işlemleri aracılığı ile özel tekelci gelir elde etmektedir.
Ülkemizde özel kanunlara göre kurulan, özerk ve tüzel kişiliği olan diğer bazı özerk bütçeli kuruluşlar şunlardır: Türk Standartlar Enstitüsü (TSE), Milli Prodüktivite Merkezi (MPM). Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sand.ğ. Genel Müdürlüğü, Sosyal Sigortalar Genel müdürlüğü (SSK).
d- Mahalli İdarelere Ait (Özel Bütçeli) İşletmeler
Bugün tüm ülkelerde, devletin yanında kamusal hizmetleri yerine getirmek üzere "Mahalli İdareler (yerel yönetimler)" demlen il özel idare belediye ve köy teşkilatları kurulmuş bulunmaktadır. Mahalli idarelerin yapmakla görevli olduklar, ilköğretim, sosyal ve mahalli güvenlik sağlık ve ekonomik hizmetler, mahalli yerleşim alanlarının yapım, ve bakımı, aydınlatma, .sıtma, temizlik ve itfaiye g.b. kamu hizmetleri vardır. Bu idarelerin kendilerinden beklenen hizmetleri yürütebilmeleri için gelirlere ihtiyaç vardır; bu nedenle devlet bütçesi ile değil, kendi bütçe olanaklarına göre hizmet götürürler. İşte yerel gider ve gelirleri kapsayan bütçelere "Özel Bütçe" veya "Mahalli İdareler Bütçesi" yerel bütçeli kuruluşlara da Özel Bütçeli veya Mahalli Kuruluşlar veya İşletmeler denir. Özel bütçeli işletmelere örnek olarak belediyelerce kurulup işletilen su, havagazı, elektrik, satış mağazaları ve kent içi ulaştırma işletmelerini verebiliriz.
Müessese
Sermayesinin tamamı bir iktisadi Devlet Teşekkülü yada Kamu iktisadi Kuruluşlarına ait olan işletme veya işletmeler topluluğudur. Tüzel kişiliğe sahip olan müesseseler, KİT'lerin temel özelliklerine sahiptir. Devlet bütçe rejimi dışında yönetilir, yönetim ve denetimler, dışında özel hukuk hükümlerine tabidir.
Bağlı Ortaklık
Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası IDT yada KİK'na ait olan işletme ya da isletmeler topluluğundan oluşan anonim şirketlerdir.
İştirakler
KİT'lerin veya bağlı ortaklıklarının sermayelerinin en az yüzde onbeşine en fazla yüzde ellisine sahip bulundukları anonim şirketlerdir. 1986 yılında, Yüksek Planlama Kurulu. KİT iştiraklerine en az yüzde onbeş ve en fazla yüzde yirmibeş sınırını getirmiştir.
3- Karma İşletmeler
Karma işletmeler, özel kişiler ile kamu tüzel kişilerinin birlikte kurduklar, işletmelerdir. Bu işletmelere örnek olarak T.C. Merkez Bankası, Türk Ticaret Bankası, Migros. Türk Ticaret A.Ş. ve Çukurova Elektrik Türk A.Ş.'ni verebiliriz. Bayer gibi yabancı sermayeli firmalara rastlamak mümkündür. Öte yandan, hizmet sektöründe başta ticaret, otelcilik, banka ve sigortacılık olmak üzere çeşitli alanlarda yine Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası, Birleşik Yatırım Bankası, Arap-Türk Bankası, Citibank. Koç-Amerikan Bankası, AGF Garanti Sigorta, P.F-.'A. Sigorta, Şark Sigorta, Ankara Enternasyonel Otelcilik A.Ş., izmir Enternasyonel Otelcilik A.Ş., Akdeniz Yatırım Holding A.Ş. ve General Elektrik CGR gibi birçok yabancı sermayeli işletme vardır.
Ülkemizde yatırım yapan yabancı sermayeli şirketlerin 1992 yılı sonu itibarıyla sayısal dağılımına bakıldığında; hizmetler sektörü 1552 firma ile ilk sırayı alırken, bu sektörü sırayla 677 firma ile imalat, 65 firma ile tarım ve 37 firma ile madencilik sektörü izlemektedir
Yabancı sermayeli işletmelerin çok azında yüzde 100 yabancı sermaye olmakla beraber, büyük çoğunluğunun kamu ve özel kesimden şirket birleşmeleri (şirket evlilikleri) şeklinde yerli ortaklara sahip olduğunu görmekteyiz. Yerli ortaklar arasında Sabancı Holding, Koç Holding, Eczacıbaşı ve Yaşar Holding gibi ülkemizin önde gelen kuruluşları sayılabilir.
Türkiye'ye gelen ÇUŞ'ların dörtte üçü başta Hollanda, Almanya, Fransa, İsviçre, İngiltere ve İtalya olmak üzere Avrupa kıtası ülkelerinden; ABD ve Japonya gibi gelişmiş sanayi ülkelerindendir. Türkiye'deki toplam yabancı sermaye yatırımlarının % 50'den fazlası AB ülkelerine ve yaklaşık % 20'si de ABD'ne aittir.
Thank you for visiting our website wich cover about Diğer Diller. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.