islam düsüncesindeki fıkhi yorumlar diye bir kompozisyon yazmam gerek 2 sayfalık olacak yardım edebilir misinizz:)

Sagot :

Cevap:

Fıkhi yorumlar, kendi içerisinde Hanefilik, Şafilik, Caferilik, Hanbelilik ve Malikilik olmak üzere beşe ayrılıyor. Tasavvufi yorumlar da Alevi-Bektaşilik, Yesevilik, Kadirilik, Mevlevilik ve Nakşibendilik olmak üzere grupta toplanır.

Açıklama:

İslami ilim dallarından biri olarak fıkıh, Müslümanları; ibadetlerin neler olduğu, nasıl yapılacağı, mirasın nasıl paylaşılacağı, aile hukukunun neler olduğu vb. uygulamaya yönelik konularda bilgilendirir. Müslümanlar fıkıh ilmi sayesinde dinimizin ilkelerini günlük hayatta kolayca uygulama ve yaşama imkânı bulurlar.

İslam düşüncesinde sadece itikadi değil fıkhi yorumlar da ortaya çıkmıştır. Buna göre İslam’ın ilk dönemlerinde toplumsal hayat karmaşık değildi. Müslümanlar son derece sade bir hayat yaşıyordu. Herhangi bir problemle karşılaştıklarında da Hz. Peygamberin verdiği cevabı tartışmasız bir şekilde kabul edip uyguluyorlardı. Çünkü o hem Allah’ın Peygamberi hem de dinî konularda tek otoriteydi. Ancak Sevgili Peygamberimizin vefatından sonra bu durum değişti. İslam dini geniş bir coğrafyada hızla yayıldı, farklı milletlere, kültürlere mensup pek çok insan Müslüman oldu. Namaz, oruç, hac, zekât, miras, ticaret vb. konularda birçok yeni sorunla karşılaşıldı. Müslümanlar bu gibi konularda karşılaştıkları meselelerin çözümünü öğrenmek için İslam âlimlerine başvurdular. Onlar da yaşadıkları bölgelerde, karşılaşılan sorunlara Kur’an ve sünnette açıkça yer almayan konularda yine dinimizin bakış açısını esas alarak çözüm ürettiler. İşte zamanla bazı İslam âlimleri tarafından, dinî meselelere çözüm üretmek için ileri sürülen görüşler Müslümanlar tarafından daha çok benimsendi. Bu görüşler toplumda yaygınlaşarak zamanla sistemli hâle getirildi. Böylece islam düşüncesinin önemli bir unsuru olan fıkhi yorumlar ortaya çıktı. Hanefilik, Malikilik, Şafiilik, Hanbelilik İslam dünyasında yaygın olan başlıca fıkhi yorumlar arasında yer alır.

1) HANEFİLİK: Hanefi mezhebi, Ebû Hanife Numan bin Sabit (699- 769)’in görüş ve düşünceleri etrafında doğup gelişmiş bir amelî-fıkhi mezheptir, önceleri ticaretle meşgul olan Ebû Hanife, daha sonra kendisini ilme verir ve Hz. Ali, Abdullah bin Mesud gibi sahabelerin yetiştirdiği bilginlerden ders alır. İmam Âzam Ebu Hanife, dinî bir mesele hakkında hüküm verirken öncelikle Kur’an ve sünnete müracaat eder, daha sonra da sahabelerin görüşlerinden faydalanırdı. Bu kaynaklarda çözüm bulamazsa hükmü bulunan benzer konulara kıyas yaparak içtihat ederdi.

İmam Âzam pek çok konuda fetva vermiş, onun fetvaları pek çok Müslüman tarafından benimsenmiştir. İmam Âzam’ın geliştirdiği hukuk yoluna Hanefi mezhebi, bu mezhebe bağlı olanlara da Hanefi denir. Hanefi mezhebi önce Irak’ta ortaya çıkmış, oradan Doğu’ya ve Batı’ya yayılmıştır. Bugün Anadolu, Asya ve Balkanlar’da yaşayan Türkler arasında genellikle Hanefi mezhebi hâkimdir.

2) MALİKİLİK: İmam Malîk (712-795) Medine’de doğmuş ve yine orada vefat etmiştir. O, Medine’de yaşaması sebebiyle çok sayıda hadis ezberlemiş ve hadislerini “Muvatta” adlı eserinde toplamıştır. İmam Malik, gerçekleşmesi muhtemel durumlar hakkında görüş belirtmekten kaçınmış, fetva vermemiştir.

O, yaşanan, yaşanmakta olan sorunlar üzerinde görüş belirtmiş ve içtihatta bulunmuştur. Halkın dinî sorularına cevaplar vermiştir, özellikle idare hukukunda benimsenen kamu yaran (maslahat-ı mürsele) ilkesini ilk kez ortaya atan ve savunan kişi, İmam Malik’tir. İmam Malik Medine halkının uygulamalarına önem vermiş, içtihatlarında toplumun örf ve âdetlerini dikkate almıştır. Malikilik mezhebi; Tunus, Fas, Cezayir, Sudan ve Bahreyn gibi ülkelerde yayılmıştır.

3) ŞAFİLİK: İmam Şafi (767-819), Gazze’de doğmuş ve Mısır’da vefat etmiştir. Kendisi sahabe torunu idi. iki yaşında iken Mekke’ye götürülmüş, burada Kur’an öğrenmeye başlamış ve yedi yaşında hafız olmuştur. İmam Şafi, dinî konularda hüküm verirken öncelikle Kur’an’a, sünnete ve sahabelerin görüşlerine başvururdu. O sahabelerin, üzerinde görüş birliğine vardığı, icma ettiği konuları doğrudan kabul ederdi.

Kur’an, sünnet ve icmada çözümü olmayan konularda kıyas metodunu uygulardı. Şafi mezhebi Mısır, Suriye, Yemen, Irak ve Horasan bölgelerinde yayılmıştır. Bugün Mısır’ın çoğunluğu Şafi mezhebine mensuptur. Irak, Suriye ve ülkemizin özellikle doğu ve güney bölgelerinde Şafi mezhebine bağlı olarak İslam’ı yaşayanlar çoğunluktadır.

4) HANBELİLİK: İmam Ahmet bin Hanbel (780-855), Bağdat’ta doğmuş ve yine orada vefat etmiştir. Ahmet bin Hanbel, fıkhi görüşlerini öncelikle hadislere dayandırmıştır. O, Resulullah’a ait olma ihtimali olan zayıf bir hadisi, fıkıh âlimlerinin kıyasından daha makbul saymıştır. Dolayısıyla o, fıkhi bir meselede zayıf bir hadis olduğunda kıyası terk etmiş bu hadisle hüküm vermiştir. Herhangi bir konuda sahabenin görüşü yoksa tabiinin fetvasına uymayı tercih etmiştir. Ahmet bin Hanbel, kıyasın ancak Kur’an, sünnet ve icmada çözümü bulunmayan konularda caiz olduğunu savunmuştur.

5) CAFERİLİK: Caferilik, İmam Cafer Sadık olarak tanınan Cafer bin Muhammed bin Ali bin Hüseyin (702-765)’in görüş ve düşünceleri çerçevesinde oluşmuştur. Caferilik, günümüzde İran’ın resmi mezhebidir. Caferiler, itikadi konularda Şii mezhebinin görüşlerini benimserler. Caferilere göre abdest alırken ayağı yıkamak şart değildir, mesh etmek ise farzdır. Beş vakit namaz, birleştirilerek üç vakitte kılınabilir. On ikinci imam Mehdi Muntazar kayıp olduğu için cuma namazı kılmak farz değildir. Caferiler, diğer amelî-fıkhi mezheplerden farklı olarak ezan okunurken ve namaz esnasında fazladan bazı dualar okurlar. Namazda secdeye giderken alınlarını Kerbela’dan getirilen ve türbet denilen taş parçasına değdirirler.

Thank you for visiting our website wich cover about DKAB. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.


Rans Other Questions