Arkadaşlar haftaya proje için masal yazmam gerek kendinize ait yada az bilinen bir masal 2 sayfa yada daha fazlada olabilir lütfen yardım edin.​

Sagot :

Cevap:

SELAM ✨

Açıklama:

Alice harikalar diyarında

Sıcak bir yaz günüydü. Alice bir ağacın gölgesinde kuş seslerini dinliyordu. İşte bu sırada Alice’nin önünden bir elinde saat tutan smokinli bir tavşan hızla geçti. Tavşan hem koşuyor hem de kendi kendine söyle mırıldanıyordu:

– Acele etmeliyim, bugün çok geç kaldım!

Alice merakla yerinden kalktı ve tavşanın peşinden koşmaya başladı. Tavşan az sonra biraz ötede büyük bir ağacın altında gözden kayboldu. Alice ağacın yanına geldi ve büyükçe bir delik gördü. Merakla delikten aşağı doğru bakarken dengesini kaybetti ve karanlık çukurun içine yuvarlandı.

Alice uzun bir zaman düştükten sonra kendini küçük bir kapının önünde buldu. Merakla bu küçük kapıya geldi. Kapının yanında altın bir anahtar ve bir şişe ilaç duruyordu. Şişenin üstünde “iç beni” yazıyordu. Alice şişenin içindeki ilacı içti. Bundan sonra da birden küçülmeye başladı. Artık bu kapıdan girebilirdi. Altın anahtarla kapıyı açtı ve içeri girdi. Burası dünyanın en güzel çiçeklerinin bulunduğu bir bahçeydi. Alice bir süre bu güzel yeri hayranlıkla seyretti. İleride çiçeklerin ve ağaçların arasında şirin bir kulübe gördü. Bu kulübenin biraz önce gördüğü tavşanın evi olduğunu düşündü. Koşarak kulübeden içeri girdi.

Tavşan karşısında Alice’yi görünce şaşırdı. Kapıyı vurmadan içeri girdiği için çok kızdı. Alice masanın üzerinde duran pastayı görünce dayanamadı ve biraz yedi. Fakat birden Alice’nin boyu uzamaya başladı. Öyle ki tavşanın küçücük evine sığamaz oldu. Tavşan Alice’yi böyle görünce çok korktu. Alice şaşkınlıkla şişede kalan sudan biraz daha içti. Bu sefer boyu yine kısaldı. Böylece Alice de evden çıktı. Alice tavşanı ararken bir mantarın üstünde bir tırtıl gördü. Mantarlardan bir parça yedi. Boyu daha da kısalmaya başladı. Alice bu tuhaf ülkeden gittikçe hoşlanıyordu. Otların, çiçeklerin arasına daldığı sırada karşısına bir kedi çıktı.

Kedi,

– Küçük kız, buralarda ne arıyorsun, diye sordu. Alice:

– Ben smokin giymiş bir tavşan arıyorum.

Kedi, Alice’ye bir yol işareti gösterdi. Alice kedinin tarif ettiği yere doğru gitti. Ağaçların ortasında büyükçe bir alana geldi.

Burada bir bahçede masanın etrafında oturan tavşanı ve bay şapkacıyı gördü. İkisi de çay içiyordu. Alice’yi görünce masaya oturup çay içmeye devam ettiler. Alice bir süre sonra çayını içip onlara teşekkür etti ve oradan ayrıldı.

Bir süre yürüdükten sonra bir oyun kağıdından asker gördü. Onunla oynamaya başladı. Ondan bu ülkeyi bir kraliçenin yönettiğini öğrendi. Tam bu sırada kraliçe geldi. Alice’yi görünce pastayı yiyen bu küçük kızı hemen yakalayın diye askerlerine emretti.

Kraliçenin yanına Alice’nin bir süre önce gördüğü kedi duruyordu. Kedi Alice’nin suçlu olduğunu söylüyordu. Askerler Alice’ye saldırdılar. Kraliçe Alice’ye ölüm cezasına çarptırılacağını söyleyerek bağırıp çağırmaya başlayınca Alice bu sefer korkup var gücüyle oradan kaçmaya başladı. Acaba onu gerçekten öldürecek miydi?

Askerler koşarken “Kraliçemizin pastasını yiyen yabancıya ölüm!” diye bağırıyorlardı. Alice onların ne demek istediklerini pek anlayamadı. Pastayı tavşanın evinde yemişti. Kendi kendine, beni pastayı yediğim için öldürecekler. Ne kadar da saçma diye düşünürken askerler onu yakaladılar. Alice korkuyla,

– Benim hiçbir suçum yok. Beni bırakın diye bağırmaya başladı.

Bu sırada biri, Alice’yi sarsmaya ve onunla tatlı tatlı konuşmaya başladı. Alice gözlerini açtı. Ablası ona sevgiyle gülümsüyor ve saçlarını okşuyordu. Alice bir rüya gördüğünü anlamakta gecikmedi. Sonra iki kardeş oradan kalktılar ve eve gittiler.

KOLAY GELSİN.

insalah yardımcı olabilmisimdir

View image Sjxjxnxn
View image Sjxjxnxn
View image Sjxjxnxn